Yaz sıcakları iyice batırdı.

Eskiden sıcak günler belliydi.

İklim değişti.

Sıcak dalgaları erken geldi.

Etkisini sürdürüyor.

Yaklaşık 25 yıl önce Kahire’deydim.

Dikkatimi binaların dış yüzeylerindeki sıra sıra klima dış üniteleri çekti.

O zamanlar Türkiye’de nadirdi binalarda klima.

Bir de Paris.

Nerdeyse klima parmakla gösterilecek kadar az.

Türkiye şu günlerde klima satış patlaması yaşıyor.

Bazı Batı ülkelerinde Paris’te olduğu gibi klimaya karşı bir direnç var.

Pek çok nedeni var:

Birincisi, bu yaz sıcak geçiyor tamam ama bu döngü oldukça nadirdir.

İkinci neden ise; Elektrik pahalı.

Daha bu hafta Türkiye’de Elektriğe neredeyse %40 zam geldi.

Özellikle emeklilerin gelirleri ise oldukça düşük.

Çevresel kaygıya gelince; klimalar içerideki havayı soğuttukları kadar dışarıdaki havayı da ısıtır.

Bu, kliması olanların konforunun, olmayanların rahatsızlığını artırdığı anlamına gelir.

Başka bir durum ise; iklimlendirmede ofis-ev ayrımıdır.

Bazı fabrikalar, alışveriş merkezleri, mağazalar ve ofisler de dahil işyerlerinin iklim kontrolüne sahip olma olasılığı evlerden daha yüksektir.

Pencereleri açılmayan modern ofis binalarının hepsi elbette klimalıdır.

Artık tatil zamanı.

Türkiye’de tatil zamanı Temmuz-Ağustos’tur.

Evde kalanlar, akşamları çay bahçelinde, kafe terasları ve halka açık parklar gibi kamusal alanlarda vakit geçiriyor.

Mesela İspanya ve Yunanistan’da günün en sıcak kısmında siesta denilen saati uyuyarak geçirirler.

Bizde şekerleme yapabiliriz.

Bir de sıcak havayı bertaraf etmek için geçmişten gelen mimariye önem verilmeli.

Binalar cam küre gibi olmamalı.

Pencereleri küçük, balkonları olan evler ideal.

Halk sağlığı yönüne gelirsek;

Klimaların bakımları iyi yapılmalı.

Yapılmazsa Legionella denilen solunum yolu ile bulaşan bir mikrop musallat olur.

Zatürre yapar.

Diğer bir durum ise halk arasında klima çarptı denilen hastalıklar söz konusu.

Vücudumuza kaslar tutulur.

“Kulunç” denilen bir durumla karşılaşırız.

Kolumuzu bacağımızı oynatamayız.

Hatta öyle ki araba klimalarından yüz felci bile olan insanlar söz konusu.

Eskilerin söylediği gibi“Üstü açık uyuyan insanın üstüne kar yağar” derlerdi.

Mümkün olduğunca klimalı ortamda oda sıcaklığını uyurken

25-26 santigrat derece olacak şekilde tutmak yaşam konforunu artırır.