Ülkesini çok sevdiği için sürgüne gitmek zorunda kalan ve şimdilerde hem sağ hem de sol siyasi kulvarların şiirlerinden alıntılar yaptıkları Nazım Hikmek Ran’in kendisi gibi ülke hasreti ile kavrulan Abidin Dino’ya sorduğu: “Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” sorusuna sanatçı şu bilinen şiiri ile yanıt vermişti.
“Kokusu buram buram tüten Limanda simit satan çocuklar Martıların telaşı bambaşka İşçiler gözler yolunu. İnebilseydin o vapurdan Ayağında Varna’nın tozu Yüreğinde ince bir sızı. Mavi gözlerinde yanıp tutuşan hasretle kucaklayabilseydim seninle, bir daha. Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi Bağrımıza bassaydık seni Nazım, Yapardım mutluluğun resmini Başında delikanlı şapkan, kolların sıvalı, kavgaya hazır Bahriyeli adımlarla düşüp yola Gidebilseydik Meserret Kahvesine, İlk karşılaştığımız yere Ve bir acı kahvemi içseydin. Anlatsaydık o günlerden, geçmişten, gelecekten, Ne günler biterdi, Ne geceler... Dinerdi tüm acılar seninle Bir düş olurdu ayrılığımız, anılarda kalan. Ve dolaşsaydık Türkiye’yi bir baştan bir başa. Yattığımız yerler müze olmuş, Sürgün şehirler cennet. İşte o zaman Nazım, Yapardım mutluluğun resmini Buna da ne tuval yeterdi; ne boya...”
Şimdi aynı soruyu yönetenlere ve yönetmeye aday olanlara sormak istiyorum. Bize bu ülkenin mutluluğunu gösteren bir resim çizer misiniz? Akbelen’de 65 bin ağacın kesilmedi, parayı basanın atalarımızın kanı ile sulanmış topraklarımıza vatandaş olmadığı, kadın cinayetlerinin çift sayılarla aktarılmadığı, ekmek fiyatının 10 liralara çıkmadığı, enflasyonun yüzde yüzleri geçmediği (ENAG). Kiracılarını evden çıkarmak için öldüren ev sahiplerinin bulunmadığı, tecavüzcülerin dışarıda kalıp düşünenlerin hapishanelere atılmadığı, yaşanan kentler sıralamasında en modern kentimizin sondan ikinci sırayı paylaşmadığı ülkenin resmini!
Bu resmi yapabilecek bir ressam ne yazık ki siyasi arenada görünmediği için bir isimden talepte bulunamıyoruz ama olur da kıyıda köşede bekleyen birileri varsa talebimiz onlaradır. Bize bu ülkenin ve vatandaşlarının mutluluk resmini çizer misiniz?
Benjamin Franklin’e atfedilen şu sözü de hatırlatmadan geçmeyeyim; “Para her şeyi yapar diyen para için her şeyi yapar.” Bu aralarda ilkesizlik zirve yaptığı için ahlak, inanç ve ilkeler zayıflamış çıkarcılık ne yazık ki her türlü değerin üzerine çıkmış. “Edep” diyenlerin yerine “ahlaksızlığı” meşru görenler çoğaldığından para diyenler çoğalmış. Unutulmamalıdır ki bu ülkenin mutluluk resmi paraya tabanlarla değil ilkeli ve ahlaklı olanlarla çizilebilir. Dileriz daha da geç olmadan gerçeklerin farkına varılır. Unutmayın insanın kendini en güçlü hissettiği vakit en zayıf zamanıdır!