Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sosyal sorunlar nedeniyle milletin büyük kısmının çaresizlik içinde olduğunun farkındayız. Siyasal tercihlerden kaynaklanan bu durumun nedenleri her ne kadar ilgili ve duyarlı kesimler tarafından bilinmekte olsa da zaman zaman dile getirmek de bir zorunluluk arz etmektedir.

İnsanlık, tarihsel süreç içerisinde kendisine en uygun yönetim tarzını belirlemek için çırpınmış, bu uğurda da büyük bedeller ödemiştir. Güçlünün güçsüzü sürekli ezdiği,köleleştirdiği,sömürdüğü düzenlerin acılarından kurtulmak için sürekli mücadeleler vermiştir. Günümüz modern dünyasında siyasi yönetim yaklaşımlarının bağdaştırılması ile ortaya demokrasi denilen yönetim tarzı yani halkın kendini temsil ettiği yönetim modeli genel kabul görmüş ve güçlü devletlerin yönetimleri tarafından da benimsenmiş bir model olarak karşımızda durmaktadır. Elbette yönetim tarzı demokrasi olmayan ülkeler de gelişme kaydetmiş ve etmektedir lakin mesele bireylerin hak ve özgürlükleri meselesine geldiğinde halk iradesinin olmadığı alanlarda bireysel özgürlükler de, güçsüzün korunması da, ifade özgürlüğü de tanımlamasına uyan bir varlık gösterememektedir.

Demokrasilerde asıl olan halkın yönetime katılmasıdır. Yani insanlar kendileri ile ilgili alınan kararlarda söz sahibi olmalıdır. Lakin gelinen dünya düzeninde herkesin söz ve görüş belirteceği bir alan yaratmak ve bunu hayata geçirmek pek mümkün olamıyor. Küçük yerleşim yerlerinde bu mümkün olsa da sayıları milyonları geçen mega kentlerde bunu gerçekleştirmek mümkün olamıyor. Bu duruma bir çare olarak düşünülen sistem ise temsili demokrasi oluyor. Yani herkes bütün karar süreçlerine katılamayabilir lakin temsilcisi veya temsilcileri vasıtası ile bu görevini gerçekleştirebilir görüşü genel kabul görünce demokrasiyi benimseyen yerlerde de seçim sistemi sayesinde temsilci modeli ile yola devam kararı alınmış bulunmakta.

Ülkemizde de 1 Kasım 1922 de saltanatın kaldırılması, 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin ilanı ve daha sonra 3 Mart 1924 tarihinde hilafetin kaldırılması ile yasal olarak halk yönetimi benimsenmiş çok partili sistemin oturması ile birlikte demokratik adımların atılması ve halk iradesinin parlamento aracılığı ile icra edilmesi sağlanmıştır. Her ne kadar yapılan anayasa değişiklikleri ile değişiklikler yapılmış olsa yaşanan darbelerle sekteye uğramış olsa dahi bir demokrasinin varlığından ve vazgeçilmezlik ilkesinden söz etmek yanlış olmayacaktır. Çünkü seçilmiş olan bir parlamento veya meclis olduğu sürece yönetim şeklimizin cumhuriyet ve yönetim modelinin demokrasi olduğu ilkesinden vazgeçilmemiştir.

Uygulamada her ne kadar bir takım eksiklik ve aksaklıklar yaşansa da eskiye dönüşün söz konusu olamayacağı ve saltanat yönetimine dönmeyi kabul etmeyeceğimiz de açıktır. Lakin son dönemde her ne kadar anayasada tanınan özgürlüklerin cumhuriyet ve demokrasinin ortadan kaldırılması için kullanılamaz tanımlaması yapılmış olsa da değişik denemelerin hayata geçirilmeye çabalandığı da malumdur.

Bu girişim ve anlayışların temel nedenlerinden biri de halkın temsilcisi olarak belirlenen kişilerin yani sayın milletin vekili olarak belirlenen adayların belirlenme usulleri veya yöntemleri seçildikten sonra yaptıkları uygulamalarının halkı temsiliyeti ile örtüşmemesidir. Buradan kast ettiğimiz temsiliyetin halktan kopuk yürütülmesidir. Yani aday halk tarafından belirlenmediğinden genel başkanın veya genel merkezin takdiri ile partilerin adayı olarak halkın önüne konulduğunda vatandaşın bu adaylardan başka seçme şansı olmadığından ortaya çıkan sonuç pek parlak olmuyor. Çünkü halkın tercihi ile değil genel başkanın veya genel merkezin takdiri ile seçtirilmiş olduğundan önemsemesi gereken yer de halk değil genel başkan veya genel merkez yürütmesi olmakta. Kendisine vekil seçtiğini zan eden vatandaşlar da manzarayı çaresizlik içerisinde ah oh çeker izlemekle yetinmektedir.

Malum ilimizin de beş milletvekili bulunmaktadır. İkisi iktidar üçü muhalefette yer almakta. Bilgi edinmek için 14.12.2023 tarihinde;” Sayın vekilim Batmanla ilgili 2023 yılında yaptığınız çalışmaların kısa bir özetini atarsanız değerlendirmeyi planlıyorum. Çalışmalarınızda başarılar dilerim” ibaresi içerin bir mesaj attım.

Sayın Serkan Ramanlı dışındaki dört milletvekilini de mesajı gönderdim. Zeynep Oduncu’nun danışmanı dışında dönüş sağlama tenezzüllünde bulunan olmadı. Ramanlı’nın da telefon numarasına sahip olmadığım için eklememiştim. Demokratik hakkını kullanmış ve oy vermiş bir Batmanlı olarak vekillerimden bilgi isteme hakkım var mı, yok mu? Eğer bu adaylar seçime bağımsız olarak girmiş olsalardı cevap verirler miydi, vermezler miydiler? Demokrasi bireyi tanır ve özgürlüğüne hak ve hukukuna önem verir. Bireyin önemsenmediği yönetim sistemlerinin ismine ne derseniz deyin vekâletin neye veya kime olduğu ünlem işaretine döner.