ROJA ZİMANÊ ZİKMAKÎ PÎROZ BE
(Dünya Anadil Günü Kutlu olsun)

SEVERSENİZ KORKMAZSINIZ

Dünyada insanın başına bela olan en büyük musibetlerden biri şüphesiz korkudur. Korku öyle bir illettir ki yakaladığı boğazı sıkar, ağızdaki tükürüğü kurutur, bacaklardaki gücü bitirir, sağlıklı düşünmeyi bırakın bir tarafa düşünmeyi bile engeller. Yani özetlersek gözü açık bir ölümün resmidir. Bu nedenledir ki insanlar veya daha genel bir tanımlama ile canlılar korkularından dolayı bir sürü isteklerini dizginlemek zorunda kalır ve yapmazlar.

Sosyal hayata yön veren bir dizi kural iyiliğin yanına yerleştirdiği tehdit ve korkutma yöntemi ile bu duygu üzerinden istenilen düzeni yakalamaya çabalar. Hal böyle olunca korkunun yaptırım gücü olan güç, belirleyici bir unsur haline gelir ve insanlar istediklerini ele geçirmek için güç sahibi olmak isterler. Çünkü güç sahibi olduklarında etrafa yayacakları korku ile hedeflerine daha kolay kavuşma imkanına sahip olabileceklerini bilirler.

Ancak korkunun da bir sınırının olduğunu bilmek gerekiyor. Bu sınıra gelip dayanıldığında karşı tarafın yani korkutulmaya maruz kalan ya siner bir köşeye çekilir ve korkutucusuna teslim olur ya da kendini yok etme pahasına bile olsa korkusunun ve korkutucusunun üzerine doğru hamle yapmaya kalkışır. Becerir veya becermez bu sonuç artık onun için önemli değildir. Sonuçların değerlendirilmesini başkalarına bırakır. Çünkü bu karar yanı korkuya karşı çıkma kararı onun artık sona götürmüştür. Onun için bir karşı çıkıştan sonrası yoktur.

Olaya bu çerçeveden bakıldığında belki “işkencecisine âşık olan” mağdurun durumunu anlama imkanına kavuşmak mümkün olabilir. Öyle ya kendisine eziyet eden birisini sevmek nasıl mümkün olabilir? Bunun kolay olmadığını biliyoruz lakin öyle bir durum veya psikoloji gelişmeli ki eziyete rağmen insan veya canlı eziyet sahibine bağlanma eğilimi göstersin. Bu durum ancak sevgi kavramı ile açıklanabilir.

Bir düşünür “korkuyu yenebilecek tek güç, sevgidir” belirlemesinde bulunmuş. Bu tanımlama daha geniş çerçeveden bakmayı gerektiren bir bakış açısına sahip gibi. Gerçek hayatta karşılığı var mı? Bize göre var. Hem de somut örnekleriyle birlikte. Hepimiz olmasak bile bir çoğumuz bahar aylarından yavruları ile dolaşan evcil hayvanlarla karşılaşmışızdır. Tavuk, Kaz gibi hayvanlar gibi. Siz kocaman cüssenizle seveyim diye küçük yavrulara yaklaşırken anneleri öyle bir savunma refleksi gösterir ki korkup geri çekilmek zorunda kalırsınız. Küçücük tavuk birden aslan kesilir ve kanatlanarak üzerinize saldırmaya başlar. Sizinle baş edemeyeceğini bilmiyor mu sanıyorsunuz? Yok. Size gücünün yetmeyeceğini çok iyi biliyor ancak yavrusuna olan sevgisi ve sadakati onu hayatı pahasına bir savunma geliştirmeye yöneltiyor. Kazların tıslayarak yavrularına yaklaşanlara saldırmaları da aynı durumun bir sonucu değil mi?

Şimdi gel gelelim kendini çok beğenmiş olan biz insanoğluna. Allah’ın verdiği düşünme ve sonucu ulaşma yeteneğini çıkarları için insanlığın zararına işleten tiplere. Mazlum iken etrafa feryat u figan eden gücü eline geçirdiğinde zaliminden beter uygulamalara yönelenlere. Dün siyah dediklerine gücü eline geçirdiğinde beyaz demeye başlayanlara. Mazlumluğu ile gönüllere sevgi tahtı kuranların güçlenince nefret ve korku salarak o sevgiyi yok edenlere. Bunların da yakalandıkları hastalıktan kurtuluş reçeteleri var elbet.  Çünkü güç sonsuza dek kimsenin elinde kalmaz. Bir dönem kullanıldıktan sonra ortaya çıkan sonuç el değiştirmesidir. Ya gücün mazlumu olanlar gücü ellerine geçirirler ya da gücün sarhoşluğuna kapılanlar kendilerini kaybederek gücünü kaybedilmesine neden olurlar. Tarih sayfaları bunun sonsuz örnekleri ile dolu değil mi?

Nerede üzerinde güneş batmayan koca İngiliz imparatorluğu?

Nerede büyük Roma imparatorluğu?

Nerede dört kıtada at koşturan koca Osmanlı imparatorluğu?

Nerede Selahattin Eyyubi’nin çizdiği sınırlar?

Güç ve korku ile hüküm sürme eğiliminde olanlar bilmelidirler ki eninde sonunda güç biter. Çünkü insanoğlunun bir yaşam sınırı vardır. Güç bittiğinde korku da ortadan kalkar lakin eğer korku yerine sevgi aşılamış iseniz emin olun o sevgi bitmez. Sonuç olarak hatırlatmak isteğimiz şudur ki sevgi korku ile mücadele edebilen tek güçtür. Korkmak yerine sevmek ile uğraşırsanız daha karlı çıkarsınız. Kalın sevgiyle…