14 Mayıs 2023 Genel seçimlerinde istenen sonucu alamayan siyasi partilerin eleştirildikleri konuların başında aday belirleme yöntemleri gelmekteydi. Genel Merkez Yönetim Kurulları tarafından seçilen adayların, tabanın talep ve istemleri ile uyuşmadığı ve bu nedenle oy oranlarının düştüğü belirtildi.

Partilerin genel merkezleri, aday tercihlerini yaparken adayın kendi bildikleri ve oy toplama yeteneği ve potansiyeli olması önceliğini dikkate alırlar. Yani hem tanınan, hem taban tarafından bilinen ve kabul gören hem de oy potansiyeline sahip aday en ideal aday lakin bazen sadece bu kriterlerden bir tanesi ön plana çıkıyor ve bu da hoşnutsuzluğa neden olabiliyor. Hele bir de oy kaybına neden olan bir sonuç ile karşılaşılmış ise o zaman karından yapılan konuşmalar uğultuya dönüşüyor ve nahoş tartışmaların başlamasına sebebiyet veriyor.

Geçen seçimlerin iki ana temel tartışma noktası bulunmaktaydı. Birincisi yapılan ittifaklar ikincisi ise aday belirleme yöntemi ve adayların kriterleri.

Siyasette güven esastır. Eğer toplumsal uzlaşmanın gerektirdiği güven ortamını sağlayamazsanız kazanma ihtimaliniz oldukça düşük kalır. Altılı masada ortaya çıkan güven bunalımı sonuçta seçimi kaybetmelerine neden oldu. Herkesin kendi özünü koruyarak katılacağı bir birliktelik yerine herkesin benzeşme çabaları sonunda kaybettirmeyi başardı. Oysa başarılması gereken kazanmaktı.

Konumuz elbette altılı masanın icraatları değil. Bölgemizde ve ilimizde olup bitenler elbette bizi daha fazla etkileyen unsurlar içerir. Bölgede uyguladığı politikaların halk tarafından benimsenmediğini herkesin görmesi gerekiyor. İktidarın zor da olsa uygulamalarını gözden geçirmesinde büyük fayda bulunmaktadır. Bütün politikalar kaybetme veya kaybedenler üzerinden yürütülemez. Eğer birileri sizinle açık bir şekilde yoldaşlık etmek istemiyor ve sizi ayrı bir noktaya koyuyorsa artık o tarafların kaybettireni veya kazandıranı pozisyonunu bir tarafa bırakıp kendi yoluna bakmak gibi bir tercih ile hareket etmeyi de bilmek gerekiyor. Yani özetle eğer sağ ve sol kulvardaki partiler sizi dışlıyorsa onların kazanıp kaybetmelerinin sizin açınızdan pek kıymeti harbiyesi kalmamış olmalı. Herkesi kendi halinde bırakıp başınızın çaresine bakmanın yollarını aramak, araştırmak daha mantıklı gelebilmeli.

Genel seçimlerin ortaya çıkarmış olduğu tablo Türkiye için de Kürtler için de sonuçlardan ders çıkarmayı gerektiriyordu ki herkes payına düşeni alma gayreti içine girdi. İlimiz açısından değerlendirildiğinde adayların belirlenmesi ve yapılamayan çalışmalar neticesinde kaybedilen bir milletvekiline karşılık sindirilemeyen bir tablo ile karşı karşıya kalındı. Tabi bu tabanda homurdanmaya neden oldu ve siyasal vadide yankılanmaya başladı.

Bu tablonun bir sonucu olarak tabanın sesine kulak verilmesi gerektiği, iradesinin dikkate alınması gerektiği konusu genel bir değerlendirme sonucunda görüldü ve kabul edildi. Bu olumlu bir adım olarak kenara yazılmalı. Pratikte uygulanmasının ilk adımı ise yerel seçimlerde aday belirleme yönteminde uygulanacaktı.

Gücü genel merkezlerde toplayan siyasi partiler yine dediğim dedik kestiğim kestik uygulamasından vazgeçmedi. Yerelin güçlü partisi DEM parti ise genel seçimlerden aldığı ders nedeniyle önseçime gitti. Her önseçimin kendi içinde bir takım olumsuzlukları bulunmaktadır lakin eğer tabanın sesi önemli deniyorsa ortaya çıkan sonucu da sindirebilmek gerekiyor. İlimizde yapılan Belediye Başkanlığı önseçiminde gördük ki kazın ayağı göründüğü gibi değilmiş. Taban her şeye rağmen kendi tercihini net olarak ortaya koyma kabiliyetine sahip olduğu gibi birleştirici gücünü ortaya koymaya da muktedirmiş. 50+1 formülünün ikinci turda nasıl aşıldığının tablosu bunun somut bir örneği. Tabi 1753 rakamı her ne kadar 1789 devrimine yakın bir rakamı andırıyorsa dahi bunlar aynı değil lakin karar alma süreci açısından 1789 yaklaşımı gibi değerlendirilmeye de müsait. Sonuç olarak halkın istem ve talebi kendisi ile omuz omuza gördüğü adaylardan yana olmuştur. Aynı kaldırımda yürüyen, aynı kahveye takılan, aynı sahada top koşturan, aynı taziyede buluşanı kendine daha yakın görüp seçmekten yana olmuştur. Şimdi sıra sağlanan bu başarıyı çalışmalarla, uygulamalarla örnek belediyecilikle somutlaştırmakta. Bakalım bu yolda atılacak adımlar nasıl olacak.