Batman Çağdaş Gazetesi
Batman’ın hafızası.
Hafızanın beyni Arif Arslan üstat.
REDUR- Uzak Yol kitabı
Bir döneme ışık tutan
tarihe not düşülmüş yaşanmış,
ancak bitmemiş bir hikaye!
Kitap kapağı da Batmanlı
ünlü Ressam Ahmet Güneştekin’in
“Hafıza odası sergisindeki
İllüstrasyon fotoğrafı”
Yerinden edilenleri,
göçle ilgili bir kapak,
Çok yakışmış.
Kitabın içeriğini de yansıtan kapak.
Kıymetli üstat Arif Arslan
“Söz uçar, yazı kalır!”
özlü sözün hakkını vermiş.
“REDUR”’un hayatı roman olmuş.
“Hayatımı yazsam roman olur!”
söyleyişi bağlamında
REDÜR’un gözleri yumuk yumuk,
adını bile babası son anda koymuş.
Bu kez Redür’un hayat romanını
Arif Abisi akıcı üslubu ile yazmış.
“ZALİMİN ZULMÜ VARSA…”
Kitap üç aylıktan
koca adam oluncaya kadar
Redür’un hayat serüveninin tutanağı.
Aslında Redür kitabın kahramanı
ancak olaylara dahil
bin bir hayatın sembolü.
Kitap 126 sayfa.
Yazı puntosu gözü yormuyor.
Son kısımda aile albümünden
seçme fotoğraflar eklenmiş.
Kitap “Uzak” ve “Yol” adlı
İki bölümden oluşmuş!
Her bölüm alt bölümlerle
yaşanan acı ve ıstırap dolu serüven.
Her bölüm başında konunun
özüne uyan yazarlardan
alıntılarla süslenmiş!
Kitap İran şairi Şirazlı Sadi’nin
“Kimi insan vardır
Herkesi sokan bir yılan
Yahut zehirli bir akrep gibi
Zarar verir herkese
Bir baykuş gibi harap eder her yeri
Ama vakti gelince
Tersine döner işler
Yaktığı zulüm ateşi bir gün söner
O zaman ah ateşinde yanar her şeyi”
adlı şiiri ile başlar.
Acı dolu serüven
1988 Halepçe katliamı denilen
Kimyasal saldırı ile başlar.
Zalim Saddam rejimidir.
Ölenler, sakat kalanlar,
kaçıp kurtulanlar.
Acı dolu yollar
1996 yılına kadar sürer.
YENİ BİR HAYATIN KAHRAMANI “REDÜR”
Bu yıllarda en çok söylenen
“ Zalimin zulmü varsa…” deyişidir.
90’lı yıllar göç yıllarıdır.
Yerinde edilmeler, göçler başlar.
Kaçabilenlerin çoğu
Türkiye’ye sığınır.
Dicle kıyılarına çadırlar kurulur.
Ne var ki Amerikan yönetimi
seçme bir grup insanın varış noktası
GUAM adasınadır.
Hatta bu insanlar o dönem
Amerikan ajanı gözüyle bakılır.
Kitaptan anlaşıyor ki
uyum sağlayamayabilir
36 paralelin kuzeyine
geriye yollanmış.
Redür Piromari ailesinin
en genç üyesi.
Baba kucağında Guam yolcusu.
Kitaptan bir Guam yolcusu
bir kişinin söyledikleri çok anlamlı.
“Ortadoğu’ya veda ediyoruz.
Endişe, gözyaşı ve şiddet bizim için
geride kalıyor.
Belki biz oraya vardığımızda
bize” Cehennemden gelenler”
diyecekler.
Varsın desinler!
Ne derlerse desinler!
Biz ona takılmıyoruz.
Bizim için yemi bir hayat başlıyor.
Uzun bir yolculuğa başlıyoruz…
Direnenlerde vardı elbet;
Özellikle yaşlılar;”
Burada doğduk,
burada öleceğiz.
Burası bizim topraklarımız.
Saddam gelsin de
çıkarsın bizi…”
Deyip direnenler olmuştur.
Ancak baskılardan ve
Halepçe saldırısından
en çok zarar gören
Çocuklar, kadınlar ve
yaşlılar olmuştur!
Bu bebelerden biri de Redür.
Yolu Türkiye üzerinden
Amerika’ya uzanmıştır.
TÜRKİYE-AMERİKA-IRAK ÜÇGENİ
Arif üstat Piromari ailesini
hiç bırakmamış,
Amerika’ya kadar iz sürmüş.
Onların misafiri olmuş,
Oradaki yaşamları da kitabında
Oldukça geniş şekilde
izlenimlerini kaleme almıştır.
Bununla da kalmamış
Türkiye-Amerika derken
Irakta Piromari ailesinin
Duhok’taki akrabalarının
izini de sürmüş.
Geçmişten bu güne
bölgedeki değişimi gözlemleri ve
tanıklıklar çerçevesinde
duygu yüklü bir şekilde
naif bir şekilde kaleme almıştır.
Kitaptan benim de öğrendiğim
bir şey var;
BAŞKALARININ ACISINI
YÜREĞİNDE HİSSETMEYEN İNSANIN,
İNSANLIĞINDAN GERİYE NE KALIR"
Arif üstat yazdığı kitapla
Hem insanların bir dönem çektiği
acı ve ıstırabı yüreğimizi
parçalarcasına işlemiş.
Bununla da kalmamış
hepimizin bu tür acılara
ortak olmamızı sağlamıştır.