Bu işin misyonerliğini üstlenen
Dünya Sağlık Örgütü
İntiharı ve kendine zarar vermeyi
önlemeyi misyon edindi.
Bunun için genel nüfus ve bireysel düzeylerde alınabilecek çeşitli önlemleri hayata geçirmektedir.
“Hayatını Yaşa” sloganı ile bazı müdahaleler önermektedir.
Öncelikle;
· İntihar araçlarına erişimi sınırlamak
(örneğin böcek ilaçları, ateşli silahlar, bazı ilaçlar);
· İntiharın sorumlu bir şekilde haberleştirilmesi için
medyayla etkileşim kurmak;
· Ergenlerde sosyo-duygusal yaşam becerilerini geliştirmek;
İntihar davranışı gösteren herkesi erken tespit etmek, değerlendirmek, yönetmek ve takip etmek önemli.
Bunları söylemek ve yazmak kolay olsa da uygulanması her zaman kolay olmayan hususlar.
Çünkü; intihar olaylarının önlenmesi ve kontrolü çabaları için hiç şüphesiz sağlık sektörü ve eğitim, emek, tarım, iş, adalet, hukuk, savunma, siyaset ve medya gibi diğer sektörler de dahil olmak üzere toplumun birden fazla sektörü arasında eşgüdümü ve iş birliğini gerektirir.
Bu çabalar, intiharın çok yönlü doğası göz önüne alındığında kapsamlı ve bağlantılı olmalıdır.
Bütün bu çabaları zora sokan hususlar da söz konusu.
Bu zorluklar ve engellerin başında damgalama ve tabu meselesi gelmektedir.
Özellikle ruhsal bozukluklar ve intiharı çevreleyen damgalama, kendi canına kıymayı düşünen veya intihara teşebbüs eden birçok kişinin yardım aramaması ve dolayısıyla ihtiyaç duyduğu yardımı alamaması anlamına gelir.
İntihar, büyük bir halk sağlığı sorunudur.
İntiharın önlenmesikonusunda
farkındalığın olmaması ve birçok toplumda bunu açıkça tartışmanın tabu olması nedeniyle yeterince ele alınmamıştır.
Bugüne kadar, yalnızca birkaç ülke intiharın önlenmesini sağlık öncelikleri arasına dahil etti ve yalnızca 38 ülke ulusal bir intihar önleme stratejisine sahip olduğunu bildiriliyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin bu konuda çalışma grubu var.
Halk Sağlığı Uzmanlık Dernekleri de bu konuyu gündeminde tutmaktadır.
Ülkelerin intiharı önlemede ilerleme kaydedebilmesi için toplumda farkındalık yaratılması ve tabuların yıkılması önemlidir.
DEVAM EDECEK