Bu yaz çok çabuk geçti.
Biraz sıcak biraz kurak.
Bunalttı herkesi.
Hele Güneydoğu yandı ve yaktı.
Herkes serinlemek için bir su kenarı, bir göl kenarı ya da bir ağaç gölgesi aradı yaz boyu.
Yaz aylarında vatandaşlarımızın en çok uğrak yerlerinden biri de
Hasankeyf oldu şüphesiz.
Hasankeyf Batman’ın sayfiye yeri.
Ilısu baraj gölünde vapur sefaları.
Teras kafelerde demli çaylar, dondurmalar, buz gibi gazozlar…
Baraj yapılmadan önceki zamanlar…
Demir bir köprüyle Batman-Midyat’a bağlanırdı nazlı akan Dicle üzerinden.
Artuklu’lardan kalan devasa köprü ayaklarında derme çatma gölgelikler vardı.
Salaş yerler.
Keleklerle Dicle’de hareketlik.
Hasankeyf o zamanlar yol geçen yeriydi.
Herkes köprü başında mola verirdi.
Zamanı varsa mağara evler vadisini dolaşırdı.
Hatta antik kapıdan geçerek tepeye tırmanırdı.
Baraj yapıldı, her şey değişti.
Yerleşim yeri artık Yeni Hasankeyf.
Bu yıl yeni Belediye Başkanı da seçildi.
Turizm destinasyonu için yeni hedefler olduğunu okudum.
İki yıl kadar önce bir akşam kaldığım Hasankeyf’te vakit geçirecek bir yer bulamamıştık.
Hatta öyle ki konaklamak için bile.
Uygulama oteli vardı bir tek.
Zor yer bulabilmiştik.
Sabah olur olmaz grubumuz Zeynel Bey abidesini ve çevreyi çok hızlı dolaştıktan sonra yola koyulmak istediler.
O zaman da çay kahve ve dondurma fiyatları yüksekti Hasankeyf’te.
Hatta bu yaz bile çıktığım Karadeniz seyahatinde alışveriş yaptığımız esnaf çifte tarife uyguluyordu.
Yerliye normal tarife, turist ya da yabancıya yüksek…
Yerel yöneticilerimizden her türlü mal ve hizmet sunumu için denetim yapmalarını istemek vatandaşın hakkı.
Hasankeyf’e gelen misafirlerin hiç olmazsa bir gece konaklaması için elinden geleni yapmalı yöneticiler.
Son iki yıldır bu konu ne derece gelişti bilmiyorum!
Ancak konaklama sorununun çözümü için ev pansiyonculuğu teşvik edilmeli.
Bir de çevre düzensizdi iki yıl önce.
Mesela araçlar için park yerleri Karavanlar için karavan parkları, Bisikletliler için güvenli bisiklet alanları oluşturulmalı.
Hatta çevreyi gezebilmesi için normal veya elektrikli bisiklet kiralama merkezleri oluşturulmalı.
Hatta engelliler için tasarlanmış yollar engelsiz belde haline getirilmesi ne iyi olur.
Bir de yolların çevresine iklime uygun ağaçlar dikilirse; zeytin, fıstık, nar…
Her fırsatta festivaller yapılıyor Batman ilçelerinde.
Sanırım Hasankeyf’e yakışan Turizm ve Kültür festivali olur.
Çünkü antik tarih kısmen taşınmış ve korunmuş.
Açık ve kapalı müze o dönemleri yaşamak ve görmek için bir fırsat.
Festivallerde yerel üreticiler teşvik edilerek yerel mutfak, ürünler sergilenmeli.
Birinci elden yani üreticiden doğrudan sergi alanlarındaki tezgahlara konulmalı.
Her ne kadar Siirt işi olsa da Halk Eğitim kursları marifetiyle battaniye ve başka hatıra eşyalar sezon dışında üretilerek pazarlamaya hazır hale getirilmeli.
Hasankeyf’in bir markası olmalı zenginleştirilmiş Turizm ve kültür festivali.
Anadolu’nun her yerinde örnek alınabilecek güzel beldeler var.
Mesela Safranbolu’yu, Kapadokya’yı yöneticiler incelemeli.
Hem korunmuş bir tarih hem de esnaf hareketliliği insanları çekiyor.
Su sporları yapıldığını biliyorum.
“Hasankeyf’ten Hasankeyf’e” sloganı ile kürek yarışları belki bir başlangıç olabilir.
İngiltere’de kürek yarışları geleneksel.
Hele Batman Üniversitesi gençleri bir kürek takımı kurup, yöneticiler tarafından desteklenirse her yıl Üniversitelerin açıldığı hafta
Türkiye çapında bir kürek yarışı yapılabilir.
Rüzgarlı zamanlarda yelkenli yarışları bile mümkün.
Üniversitedeki gençlerin kültür ve spor kulüpleri ile işbirliği ile her mevsim farklı etkinliklerle yaşayan bir belde haline getirmek mümkün.
Hasankeyf evleri ve çevre duvarları gri renkliydi yeni yerleşim oldukları için.
Yeni Hasankeyf’in bir rengi olmalı peyzaj olarak.
Mezopotamya rengi olan,
“Mardin ya da Midyat taşı” renginde boyanırsa eminim farklı bir görünüm sergileyecek hem rengin özelliği nedeniyle insanı kendine çekecektir.
Her zaman kalbim Hasankeyf’te kalmıştır.
Hasankeyf yaşamalı ve yaşatılmalı!