Bütçe bir ülkenin, bölgenin, kurumun, ailenin ve kişinin maddi durumunun göstergesidir. Bütçenin durumu aynı zamanda yukarıda sıraladığımız sistemlerde yer alan sahibin ulusal ve uluslar arası konumunu da belirler. Çünkü Bütçe durumunuz fakir veya zengin olduğunuzu belirleyen unsurdur. Eğer bütçenin pozitif tarafta ve doluysa zengin ve itibarlı eksi ve negatif durumdaysa fakir sınıfından değerlendirilirsiniz. Malum itibarınız da paranızla ölçüldüğünden konumunuz da buna göre belirlenir.

Her toplumun bütçe denkleştirmesi ve yarınları güvenceye almaya yarayan bütçesel güvenlik sistemi bulunmaktadır. Mesela Merkez bankasının kara günler için saklaması gereken paraları gibi. Mesela herkesin evinde sakladığı kefen parası gibi. Bununla ilgili toplumsal deneyimden kaynaklanan yol gösterici atasözlerimiz bile var; “ak akçe kara gün içindir” diye. Hata tedbirli davranılsın diye de;”ayağınızı yorganınıza göre uzatın” önermesinde bulunan sözümüz bile var. Lakin gelin görün ki son zamanlarda bütçemiz kalbura dönmüş bulunmakta. Bir türlü dikiş tutturamıyoruz. Uygulanan politikalar nedeniyle zengin paradan para kazanıp zenginleşirken fakir fakirlik ateşi ile yanıp sosyal yardımlara muhtaç hale getirilmiş bulunmakta.

Bunları neden hatırlattığımıza gelince. Bilindiği gibi geçenlerde 2023 yılı ilk altı aylık bütçe durumu açıklandı. Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi tarafından yapılan açıklamada şu belirlemede bulunuldu:

“2023 yılı Ocak-Haziran döneminde bütçe giderleri 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 101,7 oranında artarak 2 trilyon 363 milyar 577 milyon TL olarak gerçekleşirken faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 101,3 oranında artarak 2 trilyon 88 milyar 333 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde bütçe gelirleri 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 48,6 oranında artarak 1 trilyon 880 milyar 349 milyon TL olarak gerçekleşirken, vergi gelirleri ise yüzde 55 oranında artarak 1 trilyon 602 milyar 312 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz dışı denge, 2022 yılı Ocak-Haziran döneminde 228 milyar 213 milyon TL fazla vermiş iken 2023 yılının aynı döneminde 207 milyar 984 milyon TL açık vermiştir. Bu gelişmede depremin etkilerinin ortadan kaldırılması için yapılan harcamalar, personel ve sosyal güvenlik Devlet primi giderlerindeki artış, sosyal güvenlik ve çalışma hayatına ilişkin kanuni düzenlemelere bağlı olarak artan harcamalar etkili olmuştur” denildi.

Peki, işin detayları bu açıklamayı destekler nitelikte mi? Kısmen doğru görünen tespitin içeriğine bakıldığında önceliklendirmeler konusunda bazı ayrışmaların varlığı da göze çarpmıyor değil! Araştırmacı yazar Mustafa Durmuş yerinde durmayıp gidip bu harcamaların içeriğini ayıklamış ve şöyle bir sonuçla karşılaşmış.

“Miktar (Bin TL) ve toplam altı aylık harcama içindeki payı

Ulusal savunma ve güvenlik               : 132.871.522       - 0,06

Toplum güvenliği                                  : 109.069.174       - 0,05

Cumhurbaşkanlığı                                : 1.523.258            - 0,0006

Din hizmetleri ve yaygın Din eğitimi :19.196.550           - 0,008

Bölgesel kalkınma                                : 1.543.790            - 0,0007

Kadının güçlenmesi                              :1.031.144             - 0,0004

İnsan Hakları                                         : 98.498                  - 0,00004”

Bu rakamları tespit ettikten sonra da şöyle bir tespitte bulunmuş; “2023 bütçesinin ilk altı ayında, asıl olarak finans kapitale, otoriterleşmeye, dinselleştirmeye ve militarizme kaynak aktarılmış. Diğer yandan, emeğin korunması, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması, barışın inşası, kadının güçlendirilmesi, eşit yurttaşlığın tesisi, laiklik, demokrasi ve insan hakları konularına dişe dokunur bir kaynak ayrılmamış."

Bu rapor esas alındığında, bu yılın Ocak-Haziran dönemini kapsayan ilk altı ayında, toplanan vergiler programlar bazında en fazla “güvenlik” konsepti altında otoriterleşmeye ve militarizme, siyasal İslam’ın toplumsal alanda yerleşmesine harcanmış. Bu rakam 274 milyar TL’yi aşıyor ve 2 trilyon 364 milyar TL’lik toplam 6 aylık harcamanın neredeyse yüzde 12’sini buluyor.”

Bir de son dönemde  bir de Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hatırlatılan bir tasarruf genelgesi var. Mehmet Şimşek tarafından hatırlatılan. Çiğdem Toker bu konuyu ele aldığı yazısında son aydaki harcamaları şöyle özetlemiş:

GİDER                                    HAZİRAN (BİN TL)            TEMMUZ (BİN TL)   

Haberleşme giderleri              346.086                                      369.102                                      

Kırtasiye alımı                          234.998                                      214.098

Taşıt kiralama                           213.764                                     224.437

Temsil tören                              36.898                                        43.615

Taşınmaz kiralama                   1.484                                           1.130

Hani sıra emekçilere zam meselesine gelince para bulunamıyor ya acaba meseleye bir de bu açıdan mı bakılsa?