Kültür sanat faaliyetleri bir toplum için temel ihtiyaçlardan biridir. Nasıl ki vücudun beslenmesi için gıdaya ihtiyacı varsa beynin ve zihnin de kültürel gelişime yeni fikirlere ve verileri ihtiyacı bulunmaktadır. Toplumu ve insanlarını farklılaştırıp bir üst seviyeye çıkaran bu özelliktir.

Bir toplum kültürel gelişimini tamamlayamazsa diğer toplumların gerisinde kalmaya mahkûm hale gelir. Beyaz Zambaklar kitabını okumayanımız yoktur. Bir ülkenin insanlarının kendilerini kurtarmak için nasıl bir eğitim ve kültürel gelişim rotası çizmeleri gerektiği konusunda fikir veren bir eser olduğu için bu kadar tutulmuştur.

Bu sebeple kültürel konularda atılan her adımın geliştirilmesi ve desteklenmesi bir zaruriyet teşkil etmektedir. İlimizde de bu konuda adımların atıldığını görmekte ve sevinmekteyiz. Batman Valiliği ve Belediyesi’nin işbirliği ile gerçekleştirilen 6. Kitap fuarının da yararlı geçmesini temin etmekteyiz.

Bu tür etkinliklerin toplum için yararlı olduğu ve fikir hayatımıza katkı sunduğu için desteklenmesi gerektiğini de belirtiyoruz.

Bu belirlemeden sonra gelim bazı önerilere.

Kültür ve sanat faaliyetleri düzenlenirken sadece görev gerçekleştirmeyi sağlamak veya bir görevi yerine getirmeyi becermenin yanında aynı zamanda asıl hedefe de hizmet etmesini sağlamak daha faydalı olacaktır. Misal olarak vücudun beslenmesi için günde üç öğün yemek yeriz. Beslenmek ile karın doyurmak arasındaki fark herkesin malumudur. Kuru ekmek ve su ile de çay simit ile de karın doyurmak mümkün peki bu gerekli olan beslenme tanımını karşılamaya yetiyor mu? Kavurma pilav yemek ile simit çay içmek aynı enerjiyi verir mi? Cevap malum. Vücudumuz için gerekli olan bu beslenme modeli aynı şekilde kültür sanat faaliyetleri için de geçerlidir. Eğer amaca hizmet eden bir yaklaşım ile bir emek veriliyorsa ki veriliyor o zaman yol haritasını da düzenlemeyi de katılımı da ona göre ayarlamakta fayda var. Yine tercihin düzenleyene ait olduğunu belirterek asıl konuya geçelim.

20-29 Ekim tarihleri arasında yapılmakta olan etkinlikte en az 19 konuğumuz katılımcılarla sohbet edecek. Aralarında beğendiğimiz de var fikirlerine katılmadıklarımız da lakin fikir ve görüşleri anlayış ile dinleyip sonuçlar çıkarmak faydalı olandır. Dilerdik ki halkımızın beğeni ile dinlemek istediği birçok yazar ve düşünürümüz da katılmış olsaydı. Dilerdik ki konferanslar ve konuşmalar sadece fuar alanındaki dar yerde değil de kentimizin diğer salonlarında da yapılmış olsaydı. O zaman katılım da verim de daha iyi olurdu diye düşünüyoruz. Mesela Kültür ve Turizm il Müdürlüğü salonlarında, BATSO, Esnaf ve Kefalet Odası Salonu, Baro Salonu ve yeni açılmış olan otellerimizin konferans salonlarında da değişik konuklar ağırlansaydı faydalı olmaz mıydı?

Dileriz önümüzdeki süreçte bunlar da düşünülür.

Bizim açımızda önemli olan yerel yazarlarımızın katılım gösterdikleri iki stant oldu. Biz “yerli malı kullanmalı” etkinliklerinin düzenlendiği bir neslin temsilcileriyiz. Yumurtalarımızı, yoğurduğumuzu, tandır ekmeğimizi okula götürüp okul sırasında afiyetle mideye indirince daha keyifli olurduk. Fuarda kendi dostlarımızın, arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin kitaplarını görünce aynı sevinci yaşadığımızı belirtelim. Açık söyleyelim ne davet edildik ne de davet edilmek için uğraştık dolayısıyla sonuç olarak da katılım göstermedik.

Ancak bu Batmanlı yazar arkadaşlarımızı ziyaret etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Dostlarımızın yeni yazdıkları her kitapla biz de övündük. Birçok dostumuz yeni kitapları ile bizleri sevindirdi. Arif Aslan “Rêdûr” kitabını Türkçenin yanı sıra Kürtçe baskısını da bizlere sundu. Emeğine teşekkür etmek gerekiyor. Kitap dünyasına kattığı ikinci kitabı. Kutluyoruz.

Bahar Sevim “Tozlu Yol” adını verdiği kitabıyla stanttaki yerini almıştı. Şiirden sonra ilk romanı her şeye rağmen tatlı bir başlangıç olmuş. Şükran Demirhan Kırmızı renkli yeni kitabıyla fuardaydı. Diğer yazar arkadaşların da katkıları ve kitapları vardı. Hepsini kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.

Akademisyen Hocalarımız ve diğer yazarlarımızın bir bölümünün yayıncılarının standını tercih ettiklerini gördük. Bu da bir tercih meselesi ancak genç ve yeni yazarların yanında bulunmalarının moral kaynağı olabileceğini de hatırlatmak bizim görevimiz olsun.

Sonuç olarak; “orda bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür gitmesek de gezmesek de o köy bizim köyümüzdür.” Aynı şey bizim için ve fuar için de geçerli. “Orda bir fuar var kentte. Katılsak da katılmasak da o fuar bizim kentimizin fuarıdır” diyor sağlıklı günler diliyoruz.