Sessiz ve derinden akan Garzan çayını yanı başında Ezidi toplumunun bin yıllık ‘Şeyh Evinda’ ziyareti var ve 50 yıl öncesine kadar her yılın bu mevsiminde binlerce kişinin katıldığı etkinliğe ev sahipliği yapardı. Avrupa ve Irak’tan yüzlerce ziyaretçinin geldiği ‘Şeyh Evinda’ziyaretindeki geleneğin kaybolmasına ramak kaldı…
*İki yıl öncesinde katılımın yoğun olduğu ve adeta eski günleri hatırlarcasına yapılan o etkinlik görülmeye değerdi. Almanya’daki Ezidi’lerin organize ettiği etkinliğe Avrupa’dan da binlerce gurbetçi katılmıştı. Nedense herkesin bir araya geldiği o etkinlik; son dönemlerde yapılmaz oldu. Bilmediğimiz nedenlerle rafa kaldırılan o etkinliğin Batman’a artısını saymakla bitiremeyiz ama bizi en çok mutlu eden Ezidi’leri tekrar bir arada ve kendi topraklarında görmemizdi…
O ZİYARET….
Batman ile Siirt İlinin sınır hattını belirleyen Garzan Çayı’nın aktığı toprakların verimliliği kadar kültürel zenginliğin de ev sahibidir.
‘Xırap Bajar’ dedikleri yer; orta çağ dönemine ait Erzen şehri…
Günümüzde bile bu şehrin kalıntıları var.
Garzan suyunun bir bölümünü yuttuğu bu şehrin birkaç kilometresinde bir başka kültürle karşılaşıyorsunuz.
Bir parçamız olan Ezidi’lerin 1000 yıllık ‘Şeyh Evinda’ ziyareti…
Garzan çayının bir kaç yüz metre ilerisindedir, ne yazık ki o tarihi dokunun olduğu alanda defineciler, zamana ve terk edilmişliğe direnen binanın hemen hemen tüm sütunlarını yıkıp tahrip ederken tarihi de adeta yerle bir etmişler.
İki üç duvarı ayakta kalan ziyaret alanında açılan devasa çukurlar, definecilerin tarihi dokuyu nasıl ortadan kaldırdıklarını bize anlatıyor.
Bu yıkıma şahitlik etmek ve bir şey yapamamış olmak hepimizin ayıbı.
50 Yıl öncesine kadar Ezidi’lerin yanı sıra Sünni, Süryani ve Keldani gibi farklı inançlardaki kesimlerin bir araya geldikleri ‘Şeyh Evinda’ ziyaretinde o hoşgörü ortamı halen dillerde.
İki yıl öncesinde de o geleneği sürdürmek isteyen Almanya’daki dostumuz Cemil Ekinci’nin olağanüstü çabasını örnek göstermiştik.
İki yıl önce müthiş bir etkinlik düzenleyen bu renkli topluluğa; Kültür ve Turizm Müdürü İhsan Aslanlı da destek vermişti…
O ETKİNLİĞİN DEVAMI GELMEDİ
İki yıl önce düzenlenen ‘Şeyh Evinda’ ziyareti, farklı inançları bir arada toplamıştı.
Avrupa’dan Beşiri’nin yolunu tutan yüzlerce Ezidi ziyaret de kurban kesmişti.
Yıllardır Kuşçukuru köyünde hukuk mücadelesi veren Nedim Erkiş, arkadaşlarıyla birlikte tatillerini geçirmek için Batman’daydılar.
O hümanist ekip, ziyaret’teki etkinliklerde gönüllü olarak çalışmışlardı.
Kesilen kurbanların etlerinden yüzlerce konuk ziyaretteki sofrada ağırlanmıştı.
Sanatçılar eşliğinde halay çeken kalabalık kitle gün boyu ziyaretten ayrılmamıştı.
Toz, toprak içinde bile olsa o renkli toplum, Garzan çayına komşu olan ziyaretlerinde bulunmaktan mutluydu.
Uzun yıllar birbirlerini görmeyenler hasret gidermiş, çocukluk ve gençlik yıllarının anılarını konuşarak mutlu olmuşlardı.
O ziyarette inanılması güç güzel manzara ve hoşgörü vardı.
Ezidi toplumu o ziyaret için neredeyse yılın iki-üç ayını Batman’da geçirirdi.
Her zaman söylüyoruz; Batman’ın ekonomisini canlı tutan da Beşiri ovasındaki gurbetçi Ezidi’lerdir.
Nedense bu güzel toplumun beklentilerini karşılamak bize zor geliyor.
Oysa unutulmamalı ki, onlar güneştir, ışıktır ve ısıdır.
Bu yazı belki o dost güneşin doğmasına neden olur.
Ve hep birlikte o güneşe sarınırız.
Yıkılmış eserlerini bir hasta gibi tedavi edip yeniden ayağa kaldırabilsek, istek ve taleplerini ruhumuzun sıcaklığıyla yerine getirebilsek; yanı başımızdaki Mardin-Midyat’taki Süryanilerden daha fazlasını ‘Tersine Dönüş’e ikna edebiliriz.
Biz de onların ışık ve ısı yayan güneşiyle hem ısınır hem aydınlanırız.