*Şimdilerde Beşiri ilçesinin bir mahallesine dönüşen eski Taharrî köyünü 36, 46 ve 50 yıl önce giden, belki de gitmek zorunda bırakılan gurbetçi Ezidi dostlarımızdan Orhan Onat, Fevzi Bulut ve Cemil Bulut, topraklarına olan tutkulu bağlılıklarını yakın çevreleri bilir…

*Son yıllarda Almanya’dan Batman’a yılda ortalama 5 kez gelen Taharrililerin ilk yerleşenlerden Onat ve Bulut aileleri, yılların sorunu olan ‘toprak anlaşmazlığını’ sulh yoluyla çözmek için zeytin dalını uzatmış. Uzattıkları ellerinin de havadan kalmamasını içtenlikle diliyor ve istiyorlar haklı olarak…

DİYALOĞA AÇIK TOPLUM

Fevzi Bulut.

Orhan Onat.

Cemil Bulut.

Beşiri’nin şimdiki Cumhuriyet Mahallesi olarak bilinen eski Taharrî köyü doğumlu.

Kimi 36, kimi 46, kimi ise tam 50 yıl öncesinden göç etmiş Almanya’ya.

O zamanın koşulları içinde geride bıraktıkları dönümlerce arazi sorunu, o yıllardan beri hep gündemde kaldı.

Elbette sonradan sorunla karşılaşacaklarını bilselerdi daha tedbirli davranırlardı.

Kimi köylerde arazileri davalık, kimi köylerde ise sulhla sorunu çözmeye çalışan azınlık toplumun uzun soluklu mücadelesini görmemezlikten gelmemeliyiz ve sorunların barışçıl yollardan, dostça çözülmesi için uğraşmalıyız.

Yaklaşık 18 yıl önce çok değerli ağabeyimiz Turan Onat ve kardeşi dostum Orhan Onat ile Taharrî köyüne gittiğimizde; Onat ailesinin iki katlı kerpiç konağı önünde eski günleri anarak nostalji yaşamıştık.

Turan ağabey, meret hastalığa yakalanmış ama bizden gizlemişti.

O bu hastalığıyla o gün, son kez doğduğu baba konağını görmek istemişti sanki.

Taharrî köyünün ortasında geçtik.

50 Yıl önce köyün güzel bir köşesinde o dönemin şartlarında en güzel evi yapan aramızda olmayan Abdullah Arı’yı anmadan ayrılmadık köyden.

Sonradan çıktığımız 885 rakımlı Kıra Dağı’nda Turan kardeşler büyük bir hasretle Taharri’yi doya doya izleyerek, kopmak istememişlerdi Beşiri ve Taharri’den.

Bu seyir çizgisi üzerine, çocukluklarını ve gençliklerini sermişlerdi adeta çünkü hasretini çektikleri sılasıydı onların bu topraklar.

Taharri’nin ileri gelenlerinden dostum Onat, duygu dolu bir tonda başlayarak;

“1987 Yılında köyün bir bölümünün  satışında ister istemez ihtilaflar olmuştu. Bu sorun neredeyse 40 yıldır devam ediyor.

Öncelikle şunu belirteyim ki, her ne kadar isteğimiz dışında bazı gelişmeler yaşanmışsa da; bizim hiç de arzuladığımız bir durum değildi ve bizim için çok büyük bir acıydı. Her şeyden önce sorun yaşadığımız topraklar, 300 yıllık bir Ezidi köyü idi. Tüm komşu yerleşim birimleriyle barış içinde, kardeşçe yaşamıştık. Aile içi anlaşmazlıklar maalesef bize de yansıdı. Biz, toplum olarak bu acıyı yaşamak istemezdik ama oldu bir kere.”

Onat, son 20 yılda gelinen sürecinin özetini; 

“Geçmişe artık dönmek istemiyoruz. Şu anda Taharri’de oturanlarla bir aradayız. Geçmişten gelen bu meseleyi, barış ve dostlukla çözmek için her şeye hazırız. Son 5 yılda verdiğimiz mücadele de çözümün dostça olması umudunu taşıyoruz” diyordu. 

Dile kolay.

Tam 50 yıl öncesinden Taharrî’den Almanya’ya göçen tabiri caize yaşayan bir tarih olan Fevzi Bulut;

“Hayatta iken bu sorunun çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Gerek biz gerekse de köyde oturanlar, gelecek güzel günleri konuşmak, bu sorunu çözmek istiyoruz artık“ diyerek devam etti;

“Son yıllarda mahkeme, dava ve keşifler gibi uzun zaman bürokratik işlemlerle zaman kaybettik. 1993 Yılında iki taraf arasında yapılan sözleşmeye uyulsaydı, bu iş çoktan çözülürdü. Yılda ortalama 5 kez geliyoruz. Tarlaya, ekim, ilaçlama ve hasat dönemi de göz önünde bulundurulduğunda mağduriyetimizi herkes biliyor. Bu işi dün olduğu gibi bugün de sulh yoluyla çözmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.”

1984-85 Eğitim öğretim yılında eski Beşiri Ortaokul mezunu Cemil Bulut, Almanya’nın yolunu tuttuğunda 23 yaşındaydı.

Taharri’nin çalışkan genç çiftçilerindendi.

Almanya’ya gittiğinde uzun yıllar restaurant işletmeciliğini yapan Bulut, yaş ilerleyince onu da toprak özlemi sardı.

Taharrili Cemil Bulut, köy ve toprağına özlemini bizlere; “İlk günden bu yana söylememizin arkasındayız. O söylem de barıştır. Somutlaşmaya doğru giden bu sürecin sulhla sonuçlanmasından yanayız” diyerek, bir an sorunların çözülmesini ve özlemini duyduğu kardeşçe bir arada yaşamayı temenni etti. 

İki tarafın da birbirine uzattığı zeytin dalı var.

Zeytin dalı, Nuh tufanından Antik Yunana ve günümüze kadar her sorunun çözümüne katkı yaptığı için barışın sembol oldu.

Binlerce yıldır kolaylıkla çözüle gelen sorunları rehber edinerek, bu kangrene dönüşen sorunun çözülmesi en büyük dileğimiz!

Biz de basın olarak bir katkımız olabilecekse hazır olduğumuzu belirtmiş olalım.

Barışa ramak kalan Taharri’de güzelliğe, dostluğa atılacak son adımı bekliyoruz ve bu adımın atılacağına dair sonsuz inancımız var.

Taharri’de rengarenk çiçeklerin açması dileğiyle.

Sağlıcakla kalın…