19 Kasım’da yağan yoğun yağmur sonucunda meydana gelen sel felaketinden ilimiz merkezindeki birçok mahalle etkilenmiş ve 11 mahallemiz afete uğramıştı. Ne yazık ki aşırı yağışların sonuçlarından en acı olanı ise 4 vatandaşımızın yaşamını yitirmiş olmasıydı.
Yaşanan sel felaketinden sonra herkes kendi çapında yardıma koşmak için gayret içinde oldu. Tabi sorumluluk kamu yönetiminde olduğu için eleştiri okları da bu kesime yöneldi. İlk zamanların acısı ve paniği çerçevesinde ortaya çıkan duygusal patlamaları da olgunlukla karşılamak gerekmektedir.
İstenen ve arzulanan böylesi felaketlerle karşı karşıya kalmamak. Zaten gelen eleştirilerin büyük bölümü “alınması gereken dersler ve tedbirler alınsaydı böyle bir sonuçla karşılaşmamak mümkündü” ihtimaline yönelikti.
Yardımsever gruplar ve etkilenen vatandaşlar doğal olarak devlet mekanizmasını oluşturan kurum ve kuruluşların acilen gerekli ihtiyaçları sağlama noktasında etkin olmasıydı. Bu konuda gelen talepler hemen karşılanamadığı için eleştiriler de arttı.
Gerek felaketin etkilerini ortadan kaldırma çalışmaları esnasında olsun, gerek ise sonrasında olsun değişik kesimlerden açıklamalar duyduk ve gördük. Bazılarının abartılı bazılarının ise çizgiyi aşan oranlarda olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz.
Bizim naçizane görüşümüz şartlar ne olursa olsun zor dönemlerde elbirliği ile hareket etmek ardından ise sağlıklı değerlendirmelerde bulunarak eksiklikleri tespit etmek ve olanakları bu eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi için kullanmaktır. Bu yapılmadığı zaman ortaya çıkan durum “tencere dibin kara seninki benden kara” modunun dışına çıkmıyor.
Bu minvalde ortaya çıkan ve kırıcılık düzeyi yüksek olan tartışmalara katılmadığımızı da belirtmekte yarar görüyoruz. Önümüzdeki süreçte böylesi tatsızlıklarla karşılaşmamak için de herkesin muhataplık derecesine göre adım atmasında fayda görüyoruz.
Yaşanan sel felaketinden sonra ortaya çıkan durum sağlıklı değerlendirildiğinde alınacak bazı tedbirlerle bu durumun önüne geçilebileceğini öğrenmiş bulunmaktayız. Tabi bunun için de altyapı çalışmalarını yapacak kaynağa, oluşan zararı giderici paraya ihtiyaç var. Bu kapsamda yapılan çalışma neticesinde on (11) mahallemizin afet bölgesi olarak ilan edilmesini olumlu bir adım olarak gördüğümüzü belirtelim. Bu konu ile ilgili olarak yapılan açıklama şöyle; “İlimizde 19 Kasım 2023 tarihinde yağan kuvvetli yağışlar sonucu, Batman Merkez ilçesi Bayındır, Cudi, Çamlıca, GAP, Gültepe, Huzur, Hürriyet, İluh, Karşıyaka, Petrol ve Seyitler Mahallelerinde meydana gelen sel afetinin 7269 sayılı Kanun'un 1. maddesine göre hazırlanan "Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik" in 5.maddesinin (a) fıkrası gereğince, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın 30.11.2023 tarih ve 76721 sayılı onayı ile "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" sayılmış, yapılacak incelemeler sonucunda aynı afet olaylarından etkilendiği tespit edilecek konut ve işyeri sahiplerinin de afetzede olarak kabul edilmiştir.”
Yapılan bu çalışmanın ve alınan sonucun olumlu olduğunu belirtelim. Şimdi sağlanan bu avantaj sayesinde söz konusu mahallelerin altyapılarında yapılacak olan düzenlemeleri iyi planlamak ve ona göre adımların atılmasını sağlamak gerekiyor. Kaynakların etkin, verimli ve yerinde kullanılması durumunda faydalı sonuçların alınması mümkündür. Lakin bu kaynak ve olanak iyi kullanılmaz ise sorumluların büyük bir vebal altına gireceklerini de buradan hatırlatalım. Şimdi bize düşen olumlu adımların atılmasını teşvik edip desteklemek ve çalışmaları yakından takip etmektir. İyi niyeti suistimal edenlere olumlu yaklaşımımızın olmayacağını da söylemeye gerek yok herhalde.
Evet başımıza bir afet geldi şimdi yakalanan olanak ve imkanlar ile afeti halkımızın bizi af etmesine dönüştürebilme olanağı var. Bunu gerçekleştirirsek afeti af et’e dönüştürebiliriz. Aksi durumda yaraları kapatmak çok da kolay olmayacaktır.