**Batman’ın kalbi artık Organize Sanayi Bölgesi’nde atıyor. 150’ye yakın firmayla birlikte OSB’de tekstil sektörünün ciddi yatırımlar var. Dün de Çağdaş’ın manşetlerinde bu gelişmelere geniş yer verilmişti. Batman, artık petrol kadar tekstille anılıyor…

**65 Yıldır bu şehri var eden ‘kara altın’ artık yerini farklı sektörlere bırakıyor gibi. Kuşkusuz petrolle birlikte Batman’ı büyüten başka sektörler de var. Petrol deyince bu şehrin tek profesyonel takımını da unutmamak gerek. Şu günlerde bu takımın geleceğine dair önemli adımlar atılıyor…

BACASI TÜTEN OSB…
1955 Yılında Türkiye’nin ilk petrol rafinerisinin bacası tüttüğünde yarım milyonu aşan bir kentin oluşacağı o dönemlerde sinyal veriyordu.

Rafinerinin TPAO ile birlikte olduğu dönemlerde 10 Bine yakın işçi çalışıyordu ve o emekçiler, İluh’tan büyük bir Batman’ın temelini atmışlardı.

O emekçileri unutmak mümkün mü?

Batman, şimdi de ‘kara altın’ kadar Organize Sanayi Bölgesi ve tekstille konuşuluyor…

1992 Yılında OSB’nin temellerinin atıldığı Beşiri-Kira dağı eteğindeki OSB’nin 28 yılda bugünlere geleceğini görenler de yok değildi…

Allah mekanlarını cennet eylesin, dönemin Cumhurbaşkanları merhum Turgut Özal ve Süleyman Demirel, Batman OSB’nin geleceğini gören liderlerdi.

Petrol kadar Batman’ı gelecek yarım asra taşıyacak önemli dinamonun Organize Sanayi Bölgesi olacağını eski politikacılar sık sık dillendiriyordu.

İşte o gün bugündür Batman OSB’de bir zamanlar çalışmalar yavaşlasa da 2006’dan bu yana OSB’de artık yer bulmak bile mesele…

OSB’Yİ BÜYÜTEN TEKSTİL

Geldiği günden bugüne Batman OSB’yi büyütmeye çalışan Vali Hulusi Şahin, son süreçle ilgili değerlendirmeleri önemli.

Şahin, OSB’nin son durumunu şöyle anlatıyor;
“Batman OSB, Türkiye’nin yüzde 100 dolulukla çalışan az OSB’lerinden biri. Hem bununla gurur duyuyoruz, hem de yeni tekstilcilerimiz ile sanayicilerimizin talebini karşılayamadığımız için üzgünüz. 2 Bin dekarlık bir genişleme çalışması yapılmıştı. Kamulaştırma nedeniyle bazı dava süreçlerinden ötürü süreç tıkanmıştı. Biz bunları hızlı bir şekilde aştık ve ilk genişleme parçasını 29 parsel olarak sanayicilerimize verdik. Sanayicilerimiz çok hızlı bir şekilde kendi inşaatlarını devam ettiriyorlar. Bizim altyapı çalışmalarımızı bile beklemiyorlar.”

Geçenlerde sohbet imkanı bulduğumuz Vali Şahin, arsa tahsisi bekleyen yeni yatırımcılara da müjdeyi veriyordu;

“Geldiğim dönemde 90 civarında fabrika vardı, şu anda ise 150 fabrika var. 6 Binin üzerinde de bir istihdam söz konusu. 1270 Dönümlük alanın da sanayicilerimize açılması için son aşamadayız. 70 Parsel daha sanayicilere açacağız. Tekstilin yanı sıra gıda sektöründe de ciddi yatırımlar var. İnşaat sektöründe de arkadaşlarımız güzel çalışmalar yapıyor. Özellikle komşu ülkelere ciddi ihracatlar var…”

Tekstilci Sanayiciler Derneği Başkanı Mehmet Ali Öztürk de OSB’ye dair umutlu konuşuyor ve ‘İhtisas OSB’nin önemine değiniyor…

OSB Başkan Vekili Hıfzullah Özoğul ise yatırımcının yanında olan Vali Hulusi Şahin’e teşekkür ediyor…

Artık kabuğuna sığmayan OSB’de güzel işler de oluyor.

Koca şehirdeki 50 Bin sigortalının yarısını tekstilde çalışanlar oluşturuyor.

Önceki yıllarda olduğu gibi yaz mevsimi geldiğinde bu şehir fındık göçü vermiyor. Diğer mevsimlik işlerin de önünü tekstil sektörü kapattı.

Kuşkusuz bunlar sanayinin gelişmesiyle oluyor…

SPOR’DA AYNI HATALAR TEKRARLANMASIN

Sanayide bu güzel gelişmeler olurken, sporda maalesef bu şehir arzu edilen düzeyde değil.

Oysa 20 yıl öncesinde sporda öncellikle futbol dalında ‘Batman Petrolspor’ markası vardı.

Şimdilerde Batman’ın Valisi Hulusi Şahin gibi dönemin Batman Valisi Temel Koçaklar, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mecit Paşa, eski Bölge Komutanlarından Vahdettin Bereceli Paşa ve TPAO’da dönemin yöneticileri, ellerini taşın altına bırakmışlardı.

Batman’ın markasını 1. Ligle taçlandırmışlardı.

Hatta Kırmızı-beyazlı ekip, Antalya’da süper ligin kapısından dönmüştü.

Konuyu fazla dağıtmadan asıl meseleye gelelim.

Yıllarca TPAO’nun bünyesindeyken ‘Kolej’ bir ekip havasındaki Kırmızı-Beyazlı takımda ne futbolcular forma giydi?

Bu futbolcuların çoğu hala günümüzde Süper lig ve 1. Lig takımlarında forma giyiyor.

Batman Petrolspor, yıllar önce 1. Ligdeyken Hatayspor 2. Ligdeydi.

Bir-iki sezonda Petrolspor’un aynı grubunda yer alan Hatay’ın korkulu rüyası Batman Petrolspor’du.

Hafta sonu şampiyonluğunu kutlayan Hatayspor’un kalecisi Akın Alkan, 7-8 yıl önce Batman Petrolspor’da yedek kaleciydi. Erzurumspor kaptanı Hasan Hatipoğlu da Petrolspor’da forma giyen stoperdi. GS’ye giden Muğdat Çelik ve diğer futbolcuların isimlerini burada sıralamaya gerek yok.

Çünkü Petrolspor kulübü bir markaydı.

O dönemin yöneticileri, çok güzel bir hava yakalamışlardı. Yıldız futbolcular, cüzi ücretlerle buraya gelebilmek için can atarlardı. Çünkü Petrolspor’da kimsenin tek kuruş parası kalmazdı. Türkiye’nin borçsuz tek takımı da Batman Petrol’dü.

Geçmişe tanık olan eski yöneticilerden ve 17 yıl süreyle idarecilik yapan Kutbettin Barlak’ın bir sözü halen belleklerde: “Eski yöneticiler o kulübü ne kendilerinin menfaatlerine de başkalarına kullandırtmadılar. Başarının sırrı da buydu.”

Ne yazık ki, Batman Petrolspor tarihinin en kötü sezonunu geçen yıl yaşadı.

Sporsever Vali Şahin, Petrol’ün imdadına yetişti.

Maçlara gidecek para bulamayan, hemen herkese borçlanan bir kulüp son anda duyarlı birkaç fedakarın girişimiyle toparlandı. Ara transferde yanlışlar diz boyu idi. Bunca desteğe rağmen teknik heyet ve futbolcuların bir bölümü bekleneni vermemişti.

Küme düşme potasındaki Petrolspor’un imdadına tabiri caizse, hepimizin korkulu rüyası ‘Pandemi’ yetişti.

Şimdi de kümede kalması kesinleşen Petrolspor için yeni bir yapılanma dönemi var.

Her şeyden önce spor kamuoyunda yıpranmamış, halk arasında karşılığı olan, saygı duyulan, bu alanda tecrübe ve birikimi olan, kariyer sahibi, futbola ufku geniş olan simaların yeni yönetimde görev almaları herkesin temennisi.

Kuşkusuz futbolun temelinde ekonomi yatıyor.

Fakat her şey de para değil. Başarı ya da başarısızlık çetelesi kişilerin aynasıdır.

Özetle; bu takımı artık geleceğe taşımanın günleri geldi, geçiyor. Duygusallığı bir yana bırakıp geleceğin yapılanmasını doğru emin hamlelerle yapalım.

Bu marka takım ne bir kurs yeri ne de ‘geçim’ kaynağıdır.

Kalın sağlıcakla…