*Onların yeri asla bir daha doldurulamaz. Batman’da bir dönemler kendilerine özgün şarkılarla yeryüzünün en güzel düğünlerini renklendiren o güzel simaları bir bir kaybediyoruz. Geleneksel halk müziğinde Batman zengin bir kültüre sahip. Rubap-kemençe ustalarından Süleyman Davulcu ve İbrahim Oynar, birkaç yıl önce sessiz sedasız ayrılmışlardı aramızdan. Bir daha da o ustaların yeri dolmadı, dolmayacak da… Onlar bir döneme tanıklık yapan unutulmaz sanatçılardı…

*1980-2000’li Yıllarda yerel sanatçılar, Batman’da salonların olmadığı dönemlerde mahalle-sokak aralarında yapılandüğünlerin olmazsa olmazlarındandı. O dönemin yerel sanatçılarından Faysal Gönülaçar, Mehmet Çiyan ve Celal Yılmaz, renkli düğünlerin starları sayılırdı. Sonradan üçlünün arasına katılanlar Nurullah Sevilmez ile Gültekin Gönülaçar’dı…

YERYÜZÜNÜN EN GÜZEL DÜĞÜNLERİ ONLARLA GÜZELDİ

Kim ne derse desin,‘Batman yöresi’ bölgede geleneksel halk müziğinde zengin bir kültüre sahip.

Batman’ın ‘Dünden bugüne’ müzik yapısı incelendiğinde, yeri doldurulamaz sanatçıların çıktığı görülecektir.

Bir cümbüş ustası Yılmaz Kurt, Batman’ın yetiştirdiği büyük sanatçılardandı.

1970’li Yıllarda müzik dünyasına altın harflerle adını yazdıran Kurt, eski Mobil petrol şirketinin emekçilerindendi. Mesai saatleri dışında da ‘2’nci Cadde’ olarak bilinen Bankalar Caddesi eski hamam sokağında buzdolabı tamirciliğini yapan Kurt, 1980’li yılların başında ilgisizlikten İstanbul-Unkapan’ın yolunu tutmuştu.

Cümbüş ustası Kurt’un, bir zamanlar petrol kentinin mahalle-sokaklarındaki yer yüzünün en güzel düğünlerine renk kattığında söylediği “Gel diyorsun gelemem ki…”, “Olaydım, olaydım…” türküleri gençlerin dilinden düşmezdi.

Kurt, gurbette yaşama veda eden Batman’ın saygın bir sanatçısıydı.

Ondan bayrağı devralan sanatçı ise İsa Bürü idi.

Halen cümbüşü en iyi çalan Bürü, sağlık sorunlarından ötürü şimdilerde müziğe uzak ara.

Bürü ile halk müziği sanatçısı merhum Doğan Binici, 1980 öncesi ve sonrasında Batman Lisesi’nde müzik dersi veren gönüllü sanatçılardı.

Kemençe ve Rubap ustası; Murado, yörenin gelmiş geçmiş ‘Efsane’ sanatçısıydı. O, dünya halk sanatçılarının arasına girebilecek bir sanatçıydı. Sanatta dehşet bir adam olan Murado, aynı zamanda dengbej ve klamlarıyla da bilinirdi.

Batman’da sadece halk müziği sanatçıları değil, Batman’ın yöresine özgü Rubap-kemençe ustalarından Süleyman Davulcu ve İbrahim Oynar’ı da birkaç yıl önce kaybetmiştik.

O rubap ustaları Davulcu ve Oynar, sadece düğün-nişan törenlerini coşturmakla yetinmezlerdi. Bir zamanların ‘Petrol Emekçileri’nin eylem ve sendikaların kongrelerine de renk katarlardı.

Karadeniz’in nasıl kemençesi ünlüyse, petrolün başkenti Batman’da da ‘Rubap’ müziğin bir numarasıydı ama şimdilerde o rubabın sesi kesildi…

80 DARBESİNİN SUSTURAMADIĞI SANATÇILARDI

1980 Darbesinden önce 2000’li Yılların başına kadar Batman’ın hemen her düğün, nişan ve diğer etkinlikleri kaçırmayan sanatçılar, bir elin parmak sayısı kadardı.

Faysal Gönülaçar, Mehmet Çiyan ve Celal Yılmaz…

Düğün törenlerinin üç starı sayılırdı bu simalar.

Sonradan o ekibe katılan sanatçılar ise Nurullah Sevilmez ve Gültekin Gönülaçar’dı.

‘Kara altın’ın ilk keşfedildiği Batman’ın Raman Dağı’na 1940 ve sonrasında yerleşen yabancı mühendisler için kurulan ‘TPAO Batman Orkestrası’ 1968 yılında Batman’a ‘Altın Mikrofon’ ödülünü getirdiğinde yer yerinden oynamıştı.

TPAO Batman Orkestrasının as solistiİlhan Telli ve ekibinin, “Meşelidir Enginde Dağlar…”, “Sarhoş Martılar…” ve “Karatoprak…” Türküleri, ülkenin dört bir yanında yankı bulmuştu.

O saygın sanatçılar coşkulu, duygulu, hassas ruhlu, sevecen, esprili ve sıcakkanlıydılar.

Yöre insanının sevincini, kederini, duygu ve düşüncelerini; hasretini, aşkını ve doğaya karşı olan tutkusunu türkülere dökmüşlerdi o güzel insanlar.

İddia ediyoruz; Batman’ın halk müziği başta olmak üzere ‘Rubap-Kemençe’de de diğer bölgelerde olmayan bir kültür zenginliğine sahip.

Bunu 1960’lı yılların ortalarında aslen Sivaslı büyük as solist İlhan Telli, o yıllarda ‘Rock’ müzik alanında da kanıtlamıştı.

Elbette bu coğrafyanın kendisine özgü türkülerini daha çok yerel sanatçılar dillendiriyor.

Batman’da işte o sanatçıların da sayısı şimdilerde iki elin parmak sayısından da azaldı.

TESADÜFÜN BÖYLESİ…

Batman Çağdaş’ın ‘Nostalji’ köşesini dün incelerken, ilginç bir tarihle karşılaştım.

Bu önemli köşe aynı zamanda, Petrol şehrinin dününü kayıt altına alıyor.

Okurlarımızın dedikleri gibi “İyi ki Batman Çağdaş’ın Bir zamanlar” köşesi var.

Tarih, 08.05.2019.

Aradan tam 5 yıl geçmiş.

Batman’ın düğünlerinin renkli siması sunucu Celal Yılmaz’ın, Yeni Mahalle’nin eski simalarından Abdullah Karatay’ın, 1983 yılındaki düğün törenine katılmış.

Bu şehrin eski kuaförlerinden Hasan Öz, Abdullah Karatay’ın damat tıraşını yaptığı sırada yanı başında duran isim ise sanatçı-sunucu Celal Yılmaz’dı.

Batman’ın kenar mahallelerinde ve yanı başındaki tüm köylerinde, bize ait eski ve destansı gerçekleri, yazıyla değil de söz ve melodileriyle günümüze taşıyan çok değerli sanatçıları unutmak mümkün mü?

Batman’ın sempatik ve sevilen sanatçısı Yılmaz’ın aramızdan ayrılışının tarihi de 08.05.2024.

Dün telefonumuzun ucunda Yılmaz ile birlikte eski düğünlere katılan müzik sanatçılarından Faysal Gönülaçar vardı.

Gönülaçar, çok üzgündü.

Konuşacak kelime bulmakta zorlanıyordu Gönülaçar;

“Celal ağabey 70 yaşını geçmişti. TPAO emeklisiydi ama müzik o’nun bir yaşam parçasıydı. Sahnelerden kopamıyordu. Celal ağabey, halk müziğinden çok sanat müziğinin eserlerini çok iyi okurdu. Bir de bölgenin en iyi sunucularındandı. Herkesle diyalogu vardı, örnek bir sanatçı arkadaşımızdı. Mekanı cennet olsun.”

Batman’ın müzikte bir sesi daha kısıldı.

Ne acı ki, çok değerli sanatçıların yetiştiği Batman’da bir sanatçının adını alan ne bir salonumuz ne de cadde-sokağımız var.

Nedense ne sanata ne de sanatçıya değer verdiğimiz yok.