*Çok yakında yaygın basında Milliyet Gazetesi de basılmayıp sadece dijital olacak. Bir süre önce bazı gazeteler dijitale dönmüştü şimdi de sırada Milliyet var. Hızla eski geleneklerden uzaklaşıyoruz artık. Neredeyse yaşamın her alanında eski gelenekler tarih oluyor.

1980 DARBESİNDE GAZETELER

Eskiden hemen her yerde gazeteler vardı. Çocukluğumuzda DDY Gar Peronundaki Muharrem İdman ve Cafer Gülsever’in ortak olduğu gazete başbayisinden gazete, mecmua ve dergi alabilmek için sırada beklerdik.

Gazeteyi ilk alan şanslıydı. Kırmaya bile kıyamadığı gazeteyi özene özene işyeri ve eve götürürdü… Hiç unutmuyorum; 1980 darbesiydi. Eski evimizin olduğu 12. Cadde, bir diğer adıyla ‘Komando Caddesi’ndeki Peygamber camisi karşısındaki boş alanda toplanan yaşlılara gazetelerin manşetini okuma görevi bize düşerdi.

Merhum babam ve mahallenin yaşlıları, Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasında ne varsa bize satır satır okuturlardı... Darbe olmuş askeri jeep ve araçları saat başı Komando caddesinde turlarlardı. ‘Gazete-dergi okumak yasak’ endişesiyle kuytu köşelerde gazetenin sürmanşetlerini süsleyen o zamanlar darbenin mimarı Kenan Evren ve diğer konsey üyelerinin verdikleri mesajları satır satır büyüklerimize okurduk...

Bir de gazete dışında TRT’nin siyah-beyaz televizyonu vardı. Tek kanal televizyondan saat başı verilen haberleri özellikle yaşlılar kaçırmazdı. Hürriyet Gazetesi o zamanlar basının amiral gemisi sayılırdı. Günaydın, Tercüman, Bulvar ve Tan gibi gazetelerle yaygın medyanın sayısı 5’i geçmezdi. Gazetenin bulmacası, köşe yazarları ve ayrıntıları okunmak için de memurlar ceplerine gazeteyi görülecek şekilde bırakırdı.

Gazeteyi katlayarak ceplerine bırakanlar, entelektüel takınırlardı.

İlginç haberleri bazen keser biriktirirdik. Yıllar sonra 1987 yılında muhabiri olduğum Hürriyet Gazetesi’nde yaptığım haberleri keser, haber koleksiyonu yapardım. Haberlerimizin çıktığı gün gittiğimiz DDY peronunda standa bırakılan gazetelerin başlıklarını okumaya çalışırdık… Arada sırada bir Muharrem ağabey ile Cafer beyin uyarılarıyla gazetelerin serildiği stanttan uzaklaşırdık diğer okurlarla birlikte. Gazeteler sadece hayatımızı geliştirip farklı bakış açılarına sahip olmamızı değil yaşamımızı kolaylaştıran bir araçtı. Bir gazete ile çok şey yapılırdı.

KÜLTÜR HİZMETİ VEREN GAZETEYDİ…

Hiç unutmuyorum; 1988 yılında Batman Çağdaş’ta ‘Yılın sporcusu, doktoru, öğretmeni ve iş insanı’ gibi farklı kategorilerde düzenlediğimiz ‘Yılın başarılıları’ yarışması için verdiğimiz kuponlar kesilir, okurlar arasında müthiş bir yarış olurdu. Bazen kuponları kaçıranlar için de ek baskı yapardık. Tirajımız ‘İlçe’ döneminde bile 2 ila 3 bin civarındaydı. Batman’ın nüfusunun 100 bin civarında olmadığı dönemlerde bile Batman Çağdaş’ın total tirajı 3 bin civarında olurdu. Gazeteyi okumanın keyfi bir başkaydı. Maçlara gittiğimizde bile okunmuş gazeteyi yarı fiyatına alanlar okuduktan sonra minder ya da şapka yapardı… Hele hele özel günlerde, düğünlerde yada törenlerde yer alanlar; o günün gazetelerini kaçırmaz, arşivleyip güzel hediye ile buluşurdu.

Kısacası; gazete haberdar etme dışında birçok derde derman olur, yani her eve, her işyerine girerdi.

BAYRAM GAZETESİ VE BATMAN ÇAĞDAŞ…

Eskiden bayramlar gelince sadece Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘Bayram Gazetesi’ çıkardı. Bu geleneği Sabah Gazetesi bozdu. Sabah gazetesi değişik isimlerde bayramda çıkınca diğer bayramlarda da tüm gazeteler çıktı, bir daha da ‘Bayram Gazetesi’ çıkmadı.

Batman’da yerel medyada ‘Bayram Gazetesi’ geleneğini başlatan ilk gazete Batman Çağdaş’tır… Batman’ın eski Kaymakamı merhum Aydın Arslan, 1987’de ilk bayram gazetesini çıkaran Batman Çağdaş’ı kutlamıştı. TPAO’nun eski 1 nolu havuzunda TPAO Bölge Müdürü merhum Mehmet Yamaç ile birlikte otururken yine bir yaz mevsiminin Kurban Bayramı arifesinde özel bayram sayısını çıkaran ‘Batman Çağdaş’ı titizlikle inceleyen Arslan, şunları söylemişti: “Çağdaş, Batman’da güzel bir gelenek başlattı. Biz olsak da olmasak da bu gazete bayram geleneği olan özel sayılarını devam ettirecektir.”

O iki güzel insanın mekanı cennet olsun.

Batman’ın ilk günlük gazetesi Çağdaş o eski geleneği sürdürmeye devam ediyor.

UNUTULAN O ESKİ GELENEKLER

Gazeteler bir yana… Eskiden bayramdan günler öncesinde rengarenk tebrik kartlarını gönderenlerle PTT dolup taşardı. Yine bayram mesajlarından önce ‘el öpme’ geleneği vardı. Şimdi ise insanlar akıllı telefonları ile bırakın birbirlerini aramayı, mesaj atmaya bile üşenir oldu. Kolonyalar doldurulurdu, Batman’da DDY peronu girişindeki Antepli tuhafiyeciden… Herkesin kolonyası olurdu. En havalı kristalinden, bengi kolonya çeşidine dek… Ayrıca bayramlarda ekmek çıkmazdı. Günler öncesinden kadınların tandırlarda hazırladıkları çörek ve yağlı ekmekler, bayram sonuna kadar bayatlayıncaya kadar tüketilirdi, şimdi ki gibi israf yoktu… Bayram gelişi; günler öncesinden belli ederdi kendini. Herkesi bir telaş sarardı. Listeler hazırlanır, eksiklikler tamamlanırdı.

Şimdilerde durum biraz farklı.

Teknolojinin gelişmesi ve araya giren mesafeler bu alışkanlıklarımızı unutturdu. Artık herkese hatırladığı farklı imgeler var bayramların.

Daha nice bayramlara…

Sağlıkla kalın…