*Davul, zurna ve Rıbab dışında Müzik enstrümanlarının olmadığı zamanlarda yerel sanatçılar, o dönemler yeryüzünün en güzel düğünlerine renk katardı. Bölgenin gelmiş geçmiş en iyi cümbüş sanatçısı Yılmaz Kurt’tu. O ayrıldıktan sonra bayrağı İsa Bürü devraldı…
*Bürü’yü Batman’daki birçok kişi, sonradan yerleşen bir sanatçı olarak düşünür, oysa o Batman’ın çekirdeği olarak bilinen İluh-Tepebaşı doğumludur. Merhum Derviş Amca'nın büyük oğlu İsa Bürü, aynı zamanda eğitim yuvalarında yıllarca müzik dersi veren fedakar bir eğitimciydi…
SANATÇISINA DEĞER VERMEYEN BİR ŞEHİR
Günümüzde sanatçısına değer vermeyen belki de tek şehir Batman’dır.
Burada yetişen öyle değerli sanatçılarımız var ki, o sanatçılardan birinin bile adı bu şehrin sokak ve caddelerinde yaşatılmadı.
60, 70 ve 80’li Yılların birçok saygın sanatçısı aramızda yok.
Onların halen müzikleri ve seslerinin güzel melodisi kulaklarımızda.
80’lerin büyük sanatçısı unvanını kazanan Yılmaz Kurt’tu.
O dönemler cümbüşü ve sesiyle düğünlerin vazgeçilmeziydi, sanatçımız aynı zamanda buzdolabı tamircisiydi.
Eski hamam sokağında küçücük tamir atölyesinde çalışır hafta sonları da benzerine az rastlanan en güzel düğünlerinde sahne alırdı.
Kurt, 80’lerden sonra İstanbul’un yolunu tutmuştu.
Oradaki ünlü gazinolarda bir süre çalışmıştı, gurbet zor gelmiş tekrar kendi topraklarına dönmüştü, ardından maalesef kalbine yenik düştü.
Cümbüş ustasını kaybettik ama cümbüşü sahipsiz kalmadı, usta bir el ve parmak olan İsa Bürü aldı o cümbüşü.
70 Yaşına gelen İsa Bürü, müzikten kopmayan bir sanatçı.
Kendini tanıyan, ağır başlılığıyla bilinen bir sanatçı.
Derviş Amca'nın büyük oğlu İsa Bürü, mezun olduğu Batman Lisesi başta olmak üzere birçok eğitim yuvasında Matematik hariç Müzik ve İngilizce ağırlıklı derslerde öğretmenlik yaptığını biliyoruz.
Merhum Doğan Binici ile Bürü, aynı zamanda birçok düğün törenlerinde bir arada olan saygın ve de sevilen sanatçıydılar…
TEK CÜMBÜŞÇÜMÜZ…
1977’de başladığı cümbüşe ara vermeyen İsa Bürü, aramızda olmayan Ammo Celal, Doğan Binici, Emrullah Akan ile Batman’ın 70 ve 80’li yıllarının düğünlerine özlem duyduğunu söylüyor;
“Müzik enstrümanlarının olmadığı dönemlerde müzik çok daha güzeldi. Darbuka ve saz-bağlama ile inanılmaz düğün törenleri ile konserler verirdik. Hele hele Yılmaz Kurt’la düğünlere katılmak büyük bir keyif verirdi bize. O cümbüş, ben darbukamla sahneye çıkardım. Dünyanın en güzel düğünleri 80 öncesinde . Cihaz yoktu ama yoktan çok şey var ettirirdik.”
İsa Bürü, bizi o düğün ve konserlere götürüyordu;
“Valla ne diyeyim şimdi her şey var. O düğün törenleri ile konserlerden aldığımız haz ve keyif yok. Sanki her yer gri renge boyanmış ve canlı renkler kaybolmuş gibi. Yılmaz Kurt ara sıra fuarların olduğu ortamlarda Masanın etrafında toplanan dostlarıyla sazlı sözlü sohbetler ederdi. O unutulmaz düğün ve konserler gece yarısını bulurdu. Şimdi o günleri arıyoruz.”
Günümüzde Kurt’un yerini alan İsa Bürü’nün anlatacağı çok şey vardı, düne dair.
Batman’a ‘altın mikrofon’ getiren İlhan Telli’nin, 70’li yıllarda 1. Nolu misafirhanenin kapısını Batmanlı sanatçılara da açtığını anımsatmadan edemiyor.
Batman, bir çok alanda olduğu gibi müzikte de bir hayli geriledi ne yazık ki.
O zamanlar Siverekli sanatçılar Bilal Görmüş ve Yüksel Gök’ün Atatürk Park’ında organize ettiği konserler ise mükemmeldi.
İlhan Telli, davulcu Sülo, İbrahim Oynar, kafasında 40 kilo ağırlığındaki karpuz sektiren İsmail Çiçek ve Doğan Binici gibi aramızda olmayan yerel sanatçıların adlarının bu şehrin bir yerinde yaşatılmaması ne kadar acı bir tablo bizim için…
Güzel sanatlar lisesi müzik bölümünün bir köşesinde bu sanatçılarımızın adını yaşatabilir miyiz diye bir öneri yapmış olalım.
Umarız bu önerimiz dikkate alınır ve sanatçılarımızın ruhu öğrencileriyle birlikte orada atar.