*Siirt’e bağlı olduğumuz 1980’li yıllarda yatırımcı kuruluş temsilcilerinin ‘yatırımları’ masaya yatırdığı İl Koordinasyon Kurulu toplantılarını kaçırmazdık. Hemen hemen her İl Koordinasyon Kurulu toplantısında olmaya çalışırdık. Ne yazık ki ‘İl’ olmuş olsak da bitmesi gereken bazı yatırımlar ayları, yılları alıyor. Zaman alan yatırımların bu kadar uzaması gerçekten düşündürücü. Nedenini ancak yetkililerin yaptığı açıklamalar dahilinde öğreniyoruz…
*Bölgenin kaderi midir? Bilinçsiz tarımdan kaynaklı çözülemeyen iki önemli sorun daha önümüzde duruyor. Biri anız yangınları, diğeri ise vahşi sulama yönteminin yol açtığı tahribat. Hemen hemen her yaz mevsiminde bu iki sorun en büyük puntolarla manşetlerden inmiyor. Yerel medya bu iki sorunu sürekli dile getirmesine rağmen sorun yine çözülemiyor…
TOPLANTIDAN GERİDE KALAN
Haftanın ilk günü İl Koordinasyon Kurulu toplantısındaydık.
Sıcak havaya rağmen… İl Koordinasyon Kurulu toplantısına yatırımcı kuruluş temsilcileri ile İl yöneticileri tam kadro katılmıştı.
45 Yıllık meslek hayatımızda İl Koordinasyon Kurulu toplantılarına tabiri caizse abone olduk.
Daha ‘ilçe’ yıllarında bağlı olduğumuz Siirt’in eski Valilerinden Recep Birsin Özen, Selami Teker ve Atilla Koç’un başkanlık yaptığı ‘Koordinasyon Kurulu’ toplantılarını kaçırmazdık.
O toplantılar çok verimli geçerdi.
Bu tür toplantıların çok önemli olduğunu belirtmeden geçmeyelim.
Siirt’in eski Valileri, İl Koordinasyon Kurulu toplantılarını Siirt’ten çok Batman’da düzenlemeyi tercih ederlerdi, ilçenin İl’den daha büyük olması nedeniyle olsa gerek.
TPAO’nun eski Park Restoran ile eski Eğitim Salonu bu toplantılara ev sahipliği yapardı.
Komşu İl’in eski Valileri ile 1990’dan bu yana ‘İl’ olan Batman’da, 17 Valinin ‘Başkanlık’ yaptığı İl Koordinasyon Kurulu toplantılarının tümüne tanıklık yaptık.
Yatırımcı kuruluşların projelerinin ne kadar gerçekleştiğini de hemen her toplantı sonrası bu sütunlarda değerlendirdik, değerlendiriyoruz.
1986 Yılında dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal’ın temelini attığı Batman Barajı’nı ‘Barajlar Kralı’ eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile eski Başbakan Mesut Yılmaz hizmete açmıştı.
Bir zamanlar siyasete damga vuran bu üç saygın isim de aramızda yok.
Ama o dönemler bölgede Atatürk Barajı’ndan sonra parmakla gösterilen ‘Batman Barajı’ halen üretimde.
1980’li Yıllarda, bu barajın olumsuz yönleri hep tartışılırdı.
İşte o barajdan şimdi de Batman’a getirilecek bir ‘Su projesi’ hazırlanıyor.
Bu barajdan Batman’ın tüm ilçelerine ‘Cazibe’ su ulaştırılacak.
Batman Barajı derken… Hemen dibindeki Batman-Kozluk-Silvan karayolunun o azgın sulardan ne kadar etkilendiğini de her İl Koordinasyon Kurulu toplantısında DSİ Bölge Müdürlüğü’nün üst düzey yetkilileri anlatıyor.
İki yıl önce de Batman Barajı’nın kapaklarının açılmasıyla su debisi yükselmişti.
Yaylıca-Şerbetli mezrası yakınından geçen Batman yolunun bir bölümünü su yutmuştu.
Şimdilerde o alana 90 bin taş dolgu çalışması yapılıyor.
ALA’NIN HAYALİNDEKİ PROJEYDİ
2003 Yılında Batman Valiliğini yapan eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın üzerinde durduğu projelerden biri de Batman Çayı yatağında ‘Kış’ ve ‘Yaz’ kanallarının hayata geçirilmesiydi.
O zamanlar da ilginç uygulamalarıyla sıra dışı bir Vali portresi çizen Ala, sıkıntılı olan o bölgenin tek şerit yolunu dubleye dönüştürünce, başkentten övgü almıştı.
Batman Çayı’nda şu ana kadar iki kanalın bir bölümü yapılabildi ama havalimanı apron bölümü ile Malabadi köprüsü arasındaki mesafe ise kaderine terk edildi .
Kanal projesi gerçekleşmedi.
Batman Barajı’ndan gelen sular ise ‘Batman-Kozluk-Silvan’ karayoluna zarar verdi.
Bakın, 38 yıl önce Batman Barajı’nın temeli atılırken, bu havzadaki sorunlar bugün yine gündemde.
Aradan neredeyse 40 yıl geçecek… Nedense Batman Çayı havzasında iki kanal projesi henüz tamamlanamadı.
PERPIRA KÖPRÜSÜ DEYİP GEÇMEYİN
Tarihi 2 bin yıl öncesine dayanan, suyun karşı yakasındaki Pileka mezrası ile Bıçakçı Köyünü birbirine bağlayan ‘Perpıra Köprüsü’nün de restorasyon çalışmaları neredeyse 6 yılı bulacak.
Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün yöredeki bazı tarihi köprüleri ayağı kaldırmasına yönelik başlattığı bu proje yankı bulmuştu.
Jeo radarla 52 ayağı tespit edilen köprünün şu ana kadar 10 ayağı restore edilebildi.
Diğer 42 ayağın bulunduğu bölgede ise kazılar henüz bitmiş değil.
Karayolları, şimdi de Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’ndan gelecek raporu bekliyor.
Kim bilir, diğer köprü ayaklarının restorasyonu ne zaman tamamlanacak.
Oysa böyle önemli projelerin zaman geçirilmeden tamamlanması gerekiyor.
Batman’ın o yıllarda Valisi Hulusi Şahin’di.
Malatya’dan sonra Antalya’ya atanan Vali Şahin’in hayali; bu tarihi köprüyü turizme kazandırmaktı.
Buradan sayın Şahin’e saygılarımızı sunalım.
Karayolları Bölge Müdürlüğü yetkilileri, son İl Koordinasyon Kurulu toplantısında bu tarihi köprü için de yaptıkları çalışmaları özetledi ama çalışmaların ne zaman biteceği konusunda da bir tarih veremedi.
Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün yine programa aldığı ‘Şehir içi Geçiş Yolları’ da Batman’ın bazı ilçe Belediye Başkanlarının gündemindeydi.
Batman’ın en büyük ilçesi Kozluk’ta ikinci kez Belediye Başkanlığına seçilen Veysi Işık, Koordinasyon Kurulu toplantısında sormadan edemiyordu:
“Lütfen şehir içi geçiş yollarını unutmayın.”
Aslında İl Koordinasyon Kurulu toplantısı için yazılacak, söylenecek çok şey var, bunları yeri geldiğinde yazdık ve yazmaya devam edeceğiz ama bugün iki önemli konuyu önceliği açısından sizlerle paylaşmayı bir görev biliyoruz.
Biri anız yangını, diğeri ise vahşi ya da kontrolsüz sulama.
BATMAN BU İLKELLİĞİ BIRAKMALI
Her hasat dönemi gelince… Anız yangını ile vahşi sulama yöntemi şehrin gündemini işgal eden konuların başını çekiyor.
Anız yangınlarının felaketini geçenlerde yazmıştık ama İl Koordinasyon Kurulu toplantısında Karayolları 9. Bölge Müdür Yardımcısı Murat Altunç, çağrıda bulunuyordu:
“Batman-Bismil ile Batman-Kozluk yol güzergahlarına taşan vahşi sulama yüzünden yollarımız büyük hasar görüyor. İlkel sulama yüzünden taşan tarlalardaki sular, tamamen yolları kaplıyor. Bu yollarda ne yazık ki görünmez kazalar da yaşanıyor. Bu işe önlem alması için kurumlarla her türlü koordinasyonu, diyaloğa hazır olduğumuzu belirtiyoruz...”
Görüldüğü gibi ovaya büyük tahribat veren anız yangınları yetmiyormuş gibi şimdi de vahşi sulama yöntemi yolları bozuyor.
Tarlalardan karayollarına akan bu sulama yöntemini durdurmak çok zor değil.
Çiftçilerin destekleme primleri kesilirse… Aslında prim kesmekten ziyade caydırıcı cezalar, yöntemler ya da zorunlu eğitime tabi tutma ve sıkı denetim gelirse primlerin kesilmesine de gerek kalmaz.
Tarım üreticilerinin ve yetkililerin sözünü ettiğimiz iki acil sorun el ele vererek çözmeleri dileğiyle.
Sağlıkla kalın.