Sanatçı Emel Sayın’ın sesinden ne çok dinlemiştik:

Yağdır Mevlam Su şarkısını.

“…Suya hasret güllere

Sana açık ellere

 Tutuşan gönüllere

Yağdır Mevlam Su…

Bu şarkıyı ne zaman dinlesem çocukluğuma giderim.

Kurak geçen yıllarda köyce yağmur duasına çıkardık.

Yağmur için dualar edilir ve adaklar yapılırdı.

Kurak geçen yıllar, kıtlık demekti.

Batman Çağdaş Gazetesi her daim gündeme getiriyor kuruyan dereleri, çekilen baraj suyunu.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl Batman ovası kurak.

Az bir yağış bile çiftçilerin yüzünü güldürüyor.

DÜNYA SU GÜNÜ KUTLU OLSUN!

Birleşmiş Milletler Teşkilatı her yıl 22 Mart günü dünya su günü kutlanır.

Bu yılın su teması:Buzulları korumak.

Su, sadece derelerden akıp giden, barajlarda ve göllerde biriken, çeşmelerden akan su olarak düşünmek doğru değil.

Dünyamızın tatlı suyunun  %70’i kar veya buz olarak bulunur.

O nedenle temanın buzullar olarak seçilmesi önemli.

Batman ovası bereketiyle altın bir ovadır.

Ne eksen yetişir.

Ama su hayat demektir.

Susuz nerdeyse hiçbir şey ne yetişir, ne de büyür.

İklim etkilerinin geri döndürülemez hale gelebileceği fark ediyoruz.

Ne yazık ki kritik dönüm noktalarına hızla yaklaşıyoruz.

Kuruluşlar ve yetkililerin mesajı:

Dünya suyunu nasıl yönettiğimiz, bizi bu eşiklere daha da yaklaştırabilir veya uçurumun kıyısından geri çekebilir demektedir.

 Dünya Bankası'nın raporlarının birinde; dünya genelinde suyla ilgili iklim risklerinin bizi ayakta tutan sistemleri tehdit ettiğini gösteriyor: gıdamız, sağlığımız, enerjimiz, ekonomilerimiz ve

dünya'daki yaşamı destekleyen ekolojik ağlar.

Şayet bu ağların dengesi bozulursa insanlık büyük bir kosa girecek demektir.

O nedenle; her felaket vurduğunda herkes ve devletler yardım için acele ediyorlar.

Ancak felaketleri önlemek için neden daha fazla önlem alınmıyor?

Sanırım işin püf noktası da burada!