*Ramazan Bayramına sayılı günler kaldı. Bu yıl serin havada geçen Ramazan ayı, sıcak ve uzun saatlerin olduğu Ramazan ayında sinirler gerilir, kavgalar peş peşe yaşanırdı, o dönemler geride kaldı artık. Şimdilerde her ne kadar tek-tük olay yaşansa da bu yıl, eski Ramazan aylarına kıyasla, yaşanan olaylar yok denecek kadar az…

*1959 Yılının başlarına kadar ülkenin ilk rafinerisi olan Tüpraş Batman’da çalışan Amerikalı mühendisler vardı. 66 Yıl öncesinin sıcak yaz mevsimlerinde bile Amerikalılar burada çalışırken, Ramazan ayında oruç tutanlara saygı gösterir, hatta bazı ABD’li mühendisler oruç tutarmış.  İlk Rafineri Müdürü Hasan Göker, yazdığı anı kitabında, eski Ramazan aylarını anlattığı bölümde belirtmiş…

YILLAR ÖNCESİNİN HOŞGÖRÜ ORTAMI

1955 Yılından beri bacası tüten ülkenin ilk rafinerisi Batman Tüpraş Rafinerisi, her ne kadar Koç Holding’in bir şirketi haline dönüşse de o devasa sanayi tesisinin temelini atanlar Amerikalı mühendislerdi.

1959 Yılının son aylarında Amerikalı personel, Batman’dan ayrılıp Amerika’nın yolunu tutmuş.

Birleşmiş Milletler, teknik konular için uzman bir ismi Batman’da görevlendirmiş.

Texaco’nun Port Arthur Rafinerinde Müdürlük yapan 70 yaşındaki P. T. Williams iyi niyetli bir petrolcünün Batman rafinerisine olan katkısını Hasan Göker, rapor halinde o dönemin üst düzey yöneticilerine bildirmiş.

O zamanlar Batman Rafinerisinde yokluk içinde sorunlara çare bulan ülkenin ilk petrolcülerini hayranlıkla izleyen ABD’li Pitt , yörenin örf ve adetlerine de çok saygılıymış.

Batman Ovası’nda bacası ilk tüten tesisin Müdürlüğünü yapan Hasan Göker, geçmişteki Ramazan aylarının hoşgörüsünü bakın nasıl anlatıyor;

“ABD’li uzman biri Ramazan ayında orucun insan duygu ve fiziksel etkilerini öğrenmek için bir ay boyunca oruç tutmuştu. Hatta o zamanlar Ankara’ya gitmek için DDY Batman Garı’ndan trenle yolculuk yapardı. ABD’li mühendise ‘Sen seferisin, oruç tutmayabilirsin’ dediğimizde aynen şunu söylerdi bize ‘O eskiden deve sırtında seyahat edildiği zamanlara aitmiş’ derdi.”

RAMAZAN DAVULCULARININ HİKAYESİ

66 Yıl önce bu şehirde öylesine imrenilecek güzel bir ortam varmış ki, eski petrolcülerin öykülerinin etkilenmemek elde değil.

İlk Rafineri Müdürü Hasan Göker, 1957 yılının Ekim’inde yaşanan bir hikayeyi de anı kitabına şöyle not etmiş;

“TPAO ile ortaklık kurmaya hazırlanan Caltex şirketinin üst düzey yetkililerinden bir heyet, tesisleri görmek için Batman’a gelmişlerdi. Uzman Pitt, Pazartesi sabahı güneş doğmadan Ramazan davulcularını almış, eski 1 Nolu Misafirhane binasının bitişiğinde gümbür gümbür davulculara çaldırmış. Davul sesleri duyulunca misafirler ‘Darbe oluyor galiba’ diyerek eşofmanlarıyla dışarıya çıkmışlar. Karşılarında davulcuları yöneten Pitt’i görünce şaşkınlıklarını gizleyememişlerdi. Pitt, ‘Uyanın sahur vakti. Bir şeyler yiyin, yarın oruç tutacağız’ demiş.”

Batman’da Ramazan aylarında yaşanan bu hoşgörüyü günümüzde kaç kişi gösterebilir?

Allah korusun, bir caminin imamı bir dakika geç bile ezanı okursa birçok kesimden tepki görür.

Geçmişte bu şehir yabancı mühendislerle o kadar güzel etkinliklere imza atmış ki, onları yazmadan geçemiyoruz.

O TARİHİ İŞLETME DEFTERİ

Batman Rafinerisinde 50 ile 70’li yılları arasında yöneticilik yapan petrol mühendisi Nevzat Yıldırım’ın da o yıllarda Amerikalı mühendislerle birlikte tuttukları işletme defterinden bir anekdot aktarıyor bize;

“Kalın kaplı büyük bir işletme defteri Batman Rafinerisinde vardı. Amerikalılar yapılması gereken işleri İngilizce olarak deftere yazıyordu. Biz ise yapılan işleri Türkçe yazıyorduk. Böylece defterle Amerikalılar kendi aralarında, biz de kendi aramızda anlaşıyorduk.  Kendi aramızdaki anlaşmazlıklar da bazen sert bir şekilde defterde yer alıyordu. Batman’dan ayrıldıktan uzun yıllar sonra, bir kongrede Batman Rafinerisi'nden gelen genç mühendislerle tanıştım. Beni ismimden tanıdılar. Onların anlattıklarına göre bizim işletme defteri tarihi bir belge olarak Batman’da saklanıyor ve halen okunuyormuş. Genç mühendisler defterdeki yazılardan etkilendiklerini söylemişlerdi bana. Birisi bana ‘Sizin Y harfiniz biraz farklıydı’ deyince şaşırıp kaldım.”

2007’de Koç’un satın aldığı rafineride tarihi işletme defterinin hala korunup, korunmadığını bilmiyoruz ama o işletme defteri korunmuşsa; gerçekten bu şehrin tarihi bir belgesi olarak, çözümleri yapılarak, tarihsel belde olarak bir kopyasını bizlere vermeleri gerektiğine inanıyoruz.

Orijinali de yapılacak Batman Müzesi'nde sergilenmeli.

Petrol müzesi yapılması konusunu, gündemde tutmaya devam edeceğimizi de buraya tekrar not edelim.

AVCI VE ONCU PETROLCÜLERDİ

1940’lı ve 1950’li Yılların ilk petrolcüleri, daha sert geçen ve doğanın daha bakir olduğu o yıllarda av merakıyla bilinirlerdi.

Raman Dağı’nda, sırtlanlar dolaşırdı.

Petrolcüler mesai bitiminde zamanların büyük bölümünü doğayla iç içe geçirirlerdi.

Yine ilginç bir hikayeyi Rafineri Müdürü merhum Hasan Göker’den dinliyoruz;

“Ördek ve Poy mevsimiydi. Poy, beyaz iri bir kuş olduğu için avcıların gözdesiydi. Bir gün arkadaşımız Kenan İşman üzüntülü bir hal ile berberine bir köy sakiniyle rafineriye geldi. O zamanlar yörenin tipik giysisi olan uzun ve beyaz kumaştan mini bir giysi giyilirdi. Çalılıkta abdesti bozarlarken bu beyaz giysi çevreden görünmemek için örtü gibi kullanılırdı. Arkadaşımız çalılar arasında hareket eden bir beyazlı görünce tüfeği ateşlemişti. Köylü birkaç saçma yiyince can havliyle sıçramıştı. Köylünün tedavisi kısa sürdü ama adam aylarca gelip gidip arkadaşımızdan para da almasını bilmişti.”

Bugün de 69 yıl önce petrolcülerin eski Ramazan aylarında yaşadıkları anıları yazarak bitirelim…

Sağlıkla kalın.