Tütün kullanımı,

hane halkı harcamalarını

yiyecek ve barınma gibi

temel ihtiyaçlardan

tütüne yönlendirerek

yoksulluğa katkıda bulunmaktadır.

Bu harcama tütün çok bağımlılık yaptığı için

davranışın engellenmesi zordur.

Aynı zamanda hanedeki

üretken yaştaki yetişkinlerin erken ölümüne ve

sakatlıklarına neden olmakta,

dolayısıyla hane gelirinin azalmasına ve

sağlık harcamalarının artmasına

neden olmaktadır.

Tütünün sağlık üzerindeki

zararlı etkisine ek olarak,

sigara içmenin toplam ekonomik maliyetinin

(sağlık harcamaları ve üretkenlik kayıpları birlikte)

yılda 1,4 trilyon dolar civarında olduğu

tahmin edilmektedir.

Tahminen bu, dünyadaki toplam tüketimin

%1,8'ine eşdeğerdir.

Tütün vergileri kısmen

bu etkiyle mücadele etmek için uygulanıyor.

Özellikle gençler ve

düşük gelirli nüfus arasında

tütün kullanımını azaltmanın

en uygun maliyetli yolu olarak görülüyor.

Tütün fiyatlarını yüzde 10 artıran vergi artışı,

tütün tüketimini azaltıyor.

Yüksek gelirli ülkelerde yaklaşık %4,

düşük ve orta gelirli ülkelerde ise yaklaşık %5.

Bu insani ve ekonomik trajedinin boyutu

şok edici ama aynı zamanda önlenebilir.

2003 yılında, DSÖ Üye Devletleri

oybirliğiyle DSÖ Tütün Kontrolü

Çerçeve Sözleşmesini kabul etti.

DSÖ'nün himayesindeki tek halk sağlığı anlaşması.

2005 yılından bu yana yürürlükte olan

bu sözleşmenin şu anda

181 tarafı bulunmaktadır.

DSÖ, ülkelerin tütün ürünlerine olan

talebi azaltmak için

uygulamalar geliştirmektedir.

Bunlar:

1.Tütün kullanımını ve önleme politikalarını izlemek,

2.İnsanları tütün kullanımından korumak,

3.Tütün kullanımını bırakma konusunda

yardım teklif etmek,

4.Tütünün tehlikeleri konusunda uyarmak,

5.Tütün reklamlarına ilişkin yasakları uygulamak ,

6. promosyon ve sponsorluk ve

tütün üzerindeki vergilerin artırılması.

Bu çalışmalara rağmen

Tütün yılda 8 milyon ölüme neden oluyor.

Oysa tütün yerine

farklı gıda ürünleri yetiştirmeyi seçmekle

hem sağlığa öncelik vermeli,

hem de ekosistemler korunmalı.

Bu sayede herkes için

gıda güvenliğini güçlendirilir.

Aynı zamanda daha sağlıklı bir toplum

yönünde bir adım atılmış olur.

Türkiye’de bunun örnekleri çok.

Başta politikacılarımıza,

Yeşilaya, gönüllülerimize ve

destek verenlere minnettarız!