Karacaoğlan gibi söyleyelim.

Sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu!

Her türlü bilgi parmaklarımızın ucunda.

Bu iyi bir şey.

Hekim’e gelirken bile sosyal medyaya bakmak iyi.

Ne var ki bazı kişiler hekimin tavsiyelerine karşı, sosyal medya bilgilerinize mutlak doğruymuş gibi değerlendirebiliyor yaşamında.

İletişim iyidir de, ancak doğru bilgi ve tecrübelerden süzülüp gelen hekimin kristal bilgisine ne demeli?

Son bildirimler toplumumuzun özellikle sosyal medya yayılımı yoluyla sağlık yanlış bilgileri de dahil olmak üzere yanlış bilgileri edinmeye karşı savunmasız olduğunu gösteriyor.

Bu bağlamda en büyük soru şudur; bir sağlık bilgisi kaynağına güvenip güvenemeyeceğimizi nasıl anlayabiliriz ve kendimizi yanlış sağlık tavsiyelerine karşı nasıl koruyabiliriz?

Zamanımız internet devri, bilgi kitle iletişim araçları ve sosyal medya tarafından desteklenerek hızla yayılıyor.

Bu, sağlık tavsiyeleri de dahil.

Ancak dikkatli olmazsak yanlış sağlık bilgilerini de kendimize mal edip sağlığımızla kumar oynama anlamına gelebilir.

Her gün, neredeyse her mecrada, yanlış bildirilen, yanlış yorumlanan veya başka şekilde yanlış olan sağlık yanlış bilgileriyle çok kolay karşılaşabiliriz.

Gelişmiş ülkelerde yapılan anketlerde bile ankete kayılanların yarısından fazlası sağlık bilgilerini sosyal medya aracılığıyla topladıklarını ve üçte birinin de sağlık tavsiyeleri için ailelerine, arkadaşlarına ve meslektaşlarına güvendikleri bildirilmiştir.

Katılımcıların, bilgi için sosyal medyaya çok fazla güvendiklerini itiraf etmelerine rağmen, katılımcılar ezici bir çoğunlukla bu kaynakların doğruluğuna tam olarak güvenmediklerini belirtmişler.

Peki, baktığımız şeyin doğru bir bilgi parçası olup olmadığını nasıl bilebiliriz?

İşin püf noktası tam da burada başlıyor.

Sağlık bilgisi kaynaklarımızı nasıl doğrulayabiliriz?

İlgili uzmanların bu konuda görüşleri var.

Şöyle ki; Yanlış bilgi, iletişimin yanlışlıklarla dolu olması durumunda ortaya çıkar; bunun nedeni ya orijinal bilginin yanlış yorumlanması veya yanlış anlaşılması ya da birinin yanlışlıkla yanlış bir bilgi parçası alıp paylaşmaya devam etmesidir.

Yanlış bilgi daha da endişe verici bir olgudur.

Kötü niyetli birinin bilerek sahte bilgi yayması ve izleyicilerini/takipçilerini gizli bir gündemi desteklemeleri için manipüle etmesi durumunda ortaya çıkar.

Hele sağlık bilgisi alanındaki yanlışlar sırala sırala bitmez.

Şarlatanların işi diyesi bile geliyor insanın aklına.

Sağlık yanlış bilgisine neden 'kanıyoruz'?

Bunu davranış kalıplarımızla da, psikolojik olarak zihnimizde yerleşik tutumlarla açıklanabilir.

Bunlar hayatımız boyunca edindiğimiz inançlar, dünya görüşleri, duygular olabilir.

Bu duygu ve düşüncelerle edinilen, araştırılan bilgileri nasıl işlediğimizin yönümüzü de belirler.

Hekime gitme ve tıbbi işlemlerden geçme konusunda genel kaygının, bu korkuyu pekiştirebilecek yanlış bilgileri alma olasılığımızı artırabileceği malum.

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; insanların doğrulama yanlılığına çok yatkın olduğunu göstermiştir.

Öyle ki: sahip olduğumuz inançları ve kaygıları destekleyen kanıtları seçici bir şekilde aramayı severiz.

Ayrıca doğrulama yanlılığı o kadar güçlü bir eğilimdir ki, zihinden sökülüp atılması gerçekten zor olabilir.

Sosyal medyadan edinilen her sağlık bilgisinin doğruluğu ve kanıtlılığı araştırılmalı.

Sağlığımızın kıymetini bilelim,

Modern tıp uygulamalarına güvenelim!