Geçmiş zamanları özlüyorum.

Şimdilerde iyice azaldılar.

Bir belde ya da çarşıda yemek aradığım yerlerdir esnaf lokantaları.

Çoğu sadece öğle öğünü için.

Her gün farklı ancak yerel yemekler çıkar.

Tadına doyum olmaz.

Üstelik bütçeye de uygundur hani.

AĞIZ TADI BOZULMASIN

Buna karşılık şimdi dünyada hızlı yiyecek sektörü revaşta.

Ultra işlenmiş gıdalarla karın doyurmak meselesi hep tartışmalı.

Hele çocukların atıştırmalıkları.

Batı ülkelerinde küçük çocukların kalorilerinin neredeyse yarısının aşırı işlenmiş gıdalardan geldiğini gösteren bir araştırma okudum.

Bu yazı, torunlarım ve bütün çocuklar için içimi ürpertti.

İnceleme; çocukların yedi yaşına geldiğinde kalorilerin %60'ının aşırı işlenmiş gıdalardan geldiğini bulmuş.

Hayatın ilk yıllardaki beslenme şekli önemlidir.

Çünkü çocukluktaki alışkanlıkların yetişkinlikte devam etmesi mümkündür.

Buna biz ağız tadı diyoruz.

Çocuklukta ne yemeye alışırsan, büyüyünce de devam edebilirsin.

Mevcut gıda ortamında çocukları sağlıklı bir şekilde beslemek hiç de kolay değil.

Yüksek oranda işlenmiş gıdalar genellikle anne babaların çocuklarına vermek isteyeceği taze meyve ve sebzeler gibi gıdalardan daha ucuzdur.

NASIL BAŞA ÇIKMALI?

Çocukların beslenme alışkanlıkları aşırı işlenmiş gıda oranını düşürecek şekilde düzeltilmesi için ürünlere uyarı etiketleri eklenmeli.

Kapsamlı okul gıda politikaları yapılmalı.

Taze ve asgari düzeyde işlenmiş gıdalara destekler yeniden gözden geçirilmeli.

Satın almadan önce etiketler okunmalı.

Etiketlerde sağlıklı bir seçim oldukları belirtilmesine rağmen, çocuklara yönelik pazarlanan aşırı işlenmiş gıdalar genellikle çok fazla şeker ve tuz içerir.

Bu, anne ve babaların sağlıklı seçimler yapmasını zorlaştırır