*Hafta sonu çok önemli konuklarımız vardı. TPAO’yu bugünlere getiren ilk petrolcülerin çocukları, yıllar sonra doğup büyüdükleri Batman’da buluştular. Sayıları azdı ama dopdolu yürekleriyle gelmişlerdi. İki günlük gezi kapsamında Batman-Hasankeyf, Beşiri- Mor Kiryakus Manastırı ve TPAO sitesine konuk olan ilk petrolcülerin çocuklarını dinlediğimiz de duygu dolu anlara tanık olduk…

*Güzel bir gezide kuşkusuz iz bırakacak bir etkinlik de geride kalmış oldu. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesindeki Faslı Muhabbet Müzik Grubu, konuklara müzik resitali verdi. Bağlamadan Erbaneye, cümbüşten darbukaya, üflemeli neyden gitara kadar zengin müzik korosu ile müzik resitali veren Batmanlı yerel sanatçıların hünerlerine bir kez daha tanık olduk…

GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADILAR

Çok şey değişse de çok şey o zamanın rüzgarına tutulmuş olsa da Batman’ın misafir odası eski zamanlar gibi TPAO’nun Site’sidir.

İluh Tepebaşı’ndan sonra Batman’ın ilk ve ülkenin en çağdaş yerleşim yerlerinden biri olan Site’de yaşam 1955’ten bu yana süregelmiştir.

Bu semtte kimler geldi, kimler geçti…

Maden Teknik Arama Enstitüsü’nün Raman Dağı öyküsü, 1940 ile 1955 tarihleri arasında Raman Dağı’nda geçmiştir.

1200 Rakımlı Raman Dağı’nda halen O petrolcülerin ayak izlerine rastlamak mümkün.

Raman Dağı’nda doğan aslen Midyatlı Veysi Bilgin, Marangoz ustası kökenli bir babanın çocuğu.

1955 Yılında Raman’da doğan Bilgin kadar Yalçın Ata’nın da çocukluğu petrolün dağında geçmiş.

Raman Dağı’nda 1950’li Yılların başında İsmet İnönü’nün yaptığı Yakıtlı (Zeva Alika) Köyü’nde tek odaya dönüşmüş eğitim yuvasının önünde koyu bir sohbete dalınca 50 kişilik bir grup, önce muhtar Abdulsamet Gezici’yi pür dikkat dinledi, Gezici’nin aynı zamanda emekli bir petrol emekçisi olduğunu da belirtmiş olalım.

Ayran ve çay ikram ettiği konuklarına Raman’ın dününü anlatan Gezici, çok heyecanlıydı;

“Karşımdaki güzel topluluğu görünce çok heyecanlandım. Onların babaları, dedeleri bu dağda binbir güçlükle çalışarak ‘Kara Altın’ı gün ışığına çıkardı. Onlardan sonra bayrağı biz devraldık ama geçmişte biz çok mutluyduk, belki sıkıntılar yaşadık ama burada her şey doğaldı. Raman Dağı’nda çok ünlü petrolcüler gelip geçti. Burası sevinç doluydu, 365 Seçmenimiz vardı. Şimdi ise tek tük seçmen kaldı.”

Raman’da doğan aslen Midyatlı Veysi Bilgin, Raman Dağı’nda bir zamanlar diz boyu karın yağdığı günleri anlatarak başlıyordu sözlerine;

“50-60 Yıl önce kış mevsimi gelince buranın dünyayla irtibatı kesilirdi. Kar ve sis yoğun olurdu. Büyüklerimiz anlatırdı. Baş sondör Esat Atuğ’un annesi Meryem Atuğ, bir hemşireden farksızdı, sağlık ocağının olmadığı yıllarda o herkesin yardımına koşardı. Özellikle hamile olan kadınların bir yerde ebe ve hemşiresi sayılırdı.”

Raman’ın Kamp Müdürü Lütfü Ata’nın oğlu Yalçın Ata’nın da çocukluğu Raman’da geçmiş.

14 Yaşına kadar Raman’da kalan Yalçın Ata, ilkokulu okuduğu Yakıtlı’daki eski eğitim binası önünde konuşurken, o eski günleri Site’deki arkadaşlarına şöyle anlatıyordu;

“Burada çok güzel günlerim geçti. Öğretmenimiz Şerafettin Aytekin, 5 sınıfın bir arada olduğu okulun her şeyiydi. Müdürüydü, öğretmeniydi ve müstahdemiydi. Okulun her şeyi oydu. Ortaokula gitmek için servis araçları bizi Batman’a götürürdü.”

1200 Rakımlı Raman-8’de İlk kuyunun çıkardığı petrolün kokusunu koklayan ilk petrolcülerin çocukları, hem mutluydu hem de hüzünlüydü.

1948’den Beri üretimde olan Raman-8’de 1.5 milyon varil petrol üretilmiş.

76 Yıldır bu kuyuda rekor üretime ulaşılmıştı.

Raman Dağı’ndan inerken, yılkı atlarıyla karşılaştık.

Sonbaharın ikinci haftasında etrafa yayılan meltemsi hava konuklara ‘Merhaba’ dercesine güzel bir hava estirmişti.

Kendimizi bir anda Raman’ın hemen karşı yakasındaki Kıra Dağı eteğinde 4. Yüzyıla ait Mor Kıryakus Manastırı’nda bulduk.

Turizme kapılarını açmaya hazırlanan Mor Kiryakus Manastırında büyüleyici bir atmosfer var.

Ayrancı köyünün ortasındaki manastır, bölgenin en köklü manastırların başında geliyor.

Midyat ve Mardin’deki manastırlardan daha eski olan Kıra Dağı eteğindeki bu devasa yapıtın etrafı da eski yapılardan arındırılmış.

Son rötuşların yapıldığı Kıra Dağı’ndaki manastır, birkaç yıl sonra Batman turizmine ivme kazandıracak.

Ama manastıra giden DSİ kanalının bitişiğindeki yolun da asfaltı unutulmamalı.

Hasankeyf’te tekne turu, günün yorgunluğunu attırmıştı konuklara.

Kültür ve Turizm İl Müdürü İhsan Aslanlı, Hasankeyf’te turizme yönelik projeleri anlattığı eski Siteli gençlik, bir gerçeğin altını daha çiziyordu;

“Hasankeyf’i de böyle beklemiyorduk. Özellikle bölgenin en zengin müzesini burada görünce şaşırdık. Hasankeyf, bizi tekne turu ve müze ile büyüledi. Kültür Turizm Müdürlüğü’nün bu çalışmaları, burayı daha da tanıtacak.”

BATMAN’I TANIYAMADILAR

40-50 Yıl sonra Batman’ı ilk kez gören Site’nin eski gençleri, kentin modern yüzü karşısında şaşkınlık içindeydi.

Balıkesir-Burhaniye’de yaşamını sürdüren Melahat Sandıkçı, 1970’li yıllarda 3-4 mahalle olan Batman’ın yarım milyonluk kente dönüşmesine inanamadığını söylüyordu;

“50 Yıl aradan sonra gördüğüm Batman, beni hayretler içinde bıraktı. Halen karşımızda eski Batman’ı görmedik. Eski Çarşı, Cumhuriyet Meydanı ve Akyürek’ten Site’ye geçiş güzergahlarını ve yapılarını merak ediyordum. Sanki gördüğümüz Batman, o Batman değil. Bir şehir ancak bu kadar değişim gösterir.”

Gün batımıydı, kendimizi bir anda Site’nin eski lojmanlarının sokağında bulduk.

Her biri 60-70 yaşındaki eski Siteli gençler, çocukluklarını yaşıyor gibiydiler.

Komşularının evlerine gidiyormuş gibi eski evlerinin kapılarını tutuyorlardı.

Ayrılmak istemiyorlardı ama TPAO Bölge Müdürü Murat Karataş’ın akşam yemeğine yetişmeleri gerektiğini düşünerek son kez arkalarına bakıp yürüdüler.

O son bakış, çocukluklarını yanlarına alıp gitme isteğinin bakışıydı sanki.

Grup içindeki Melahat Sandıkçı, 1974 yılına kadar oturduğu lojmana dokunurken göz yaşları aktı.

O göz yaşlarında besbelli ki yitip giden o sıcak dostluğun ve duyguyla çağıldayan yaşantının hüznü vardı;

“Annem ve babamla biz bu Site’nin sokaklarında gezdik, tozduk. İlkokulu Kız Akşam Sanat Okulu’nda bitirdik ama bir anda çocukluğumun olduğu yıllara dalıp gittim.”

Eski Site gençliğini anıları saymakla bitiremeyiz.

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesindeki Faslı Muhabbet Müzik Grubu, Batman’ın eski müzisyenlerini bir çatı altında toplamış.

Bu grubun oluşmasında Özel İdare Muhasebe Müdürü Tahsin Demircan’ın büyük çabası olmuş ve aynı zamanda Demircan koroda bağlamada ustalığa doğru yol alıyor. 

Koro şefi Şehmuz Tuncay yönetiminde eski müzisyenlerden Bahri Tunç, Veysi Macit, Mesut Erdoğan, Batman’ın zengin korosunu gençlerle daha da zenginleştirmiş.

2 Hafta önce TRT Kürdi’de finale kalan 14 genç sanatçı, koroya ayrı bir hava kazandırmış.

Erbanede Seçim Doğu, gitarda Hüseyin Algan-Muhammet Ceylan, üflemeli enstrümanlarda Emre Ekinci ve sürpriz sanatçı olarak Batman’ın geçmişten günümüze düğünlerine, özel günlerine renk katan Faysal Gönülaçar’ı büyük bir ilgiyle dinleyen eski Siteli gençlik, Batman’ın korosuyla gurur duydu.

Özetle; eski Siteli gençlik, yıllar sonra dostlarıyla buluştuğu Batman’da nostalji yaşarken, hasret giderdi.

Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti, bir farkındalığa imza atarak eski Batmanlıları, unutamadıkları yılları yaşadıkları memleketleri ile buluşturdu...