Japonya bir adalar ülkesi.

Yanardağlar, depremler…

Ancak dünyanın en güçlü ekonomisi.

Japonya nasıl Japonya oldu?

İkinci Dünya Savaşı sonrası.

 1950'lerin başı

ABD-Kore Savaşı.

Japon ekonomisi

ABD mühimmat üretimini

Japon üreticilere devretmesiyle

yükselişe geçer.

EKONOMİK MUCİZE DÖNEMİ

Bu dönem, Japonya'nın imalat ve

hizmet endüstrilerinin her sektöründe

benzeri görülmemiş bir büyüme görülür.

1950'lerin sonlarında televizyon,

çamaşır makinesi ve otomobil gibi ürünler

artan tüketici harcamalarıyla üretilip satılır. 

1960'lar, Japonya'nın ekonomik büyümesinin

zirveye ulaştığı yıllar.

1964 Tokyo Olimpiyatları,

özellikle hızlı trenin ( Shinkansen ) inşasıyla

ülkenin altyapısının elden geçirilmesi.

Artık Japonya, ortalama geliri,

kişi başına düşen GSMH'sı ve

hayat standardına göre

'birinci dünya ülkesi' olarak

kabul edilmeye başlandı.

Japonya,1960'ların sonlarında

Amerika Birleşik Devletleri ve

Sovyetler Birliğinin ardından

dünyanın üçüncü büyük ekonomisi haline geldi.

Peki hangi faktörler fırsat yarattı

SAVAŞ ZENGİNİ

Soğuk savaş dönemi Japonya’ya yardı.

Amerika Birleşik Devletleri Japonya'yı

'batmaz bir savaş gemisi' ve

Komünist hükümetlere karşı

Uzak Doğu'da stratejik açıdan

önemli bir kale olarak görüyordu. 

Bu, ABD'nin Japonya'da

komünizmin yükselişini önlemek için

elinden gelen her şeyi

yaptığı anlamına geliyordu.

Bunu yapmanın en pratik yolu,

toplumunun müreffeh

bir tüketim ekonomisi olarak

gelişmesine izin vermekti. 

Bu aynı zamanda hem Kore hem de

Vietnam savaşlarının

Japonya'nın imalat sanayisine yönelik

talebin büyük oranda artması

anlamına geliyordu.

DEVLET KAPİTALİZMİ

Devlet kapitalizmi altında

kontrollü bir ekonomi. 

Japonya'nın bir dereceye kadar

korumacılık yapmasına izin verilirken,

devlet, sermayenin çeşitli endüstrilere

verimli bir şekilde akışını sağlamak için

özel şirketler aracılığıyla

dikey bir ekonomik kontrol sistemi kurdu. 

Hükümet sık sık ekonomide hedefler belirledi ve

özel girişim büyük ölçüde bu hedeflere uydu;

bunların çoğu gelirlerdeki astronomik artışa

doğrudan katkıda bulundu. 

Ayrıca Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'na

yabancı yatırım da dahil olmak üzere

Japonya'ya yapılan ithalat akışını

kontrol etme yetkisi verildi.

TEKNOLOJİK ÜSTÜNLÜK

Japon ekonomisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin

ileri teknolojisini neredeyse

hiçbir ücret ödemeden kullanabildi. 

Bu, üreticilerin kalite açısından

yabancı ithal mallara yakın mallar üretebilmeleri ve

üstün ekonomik kalkınma ile dış pazarlarda

yerli mallarla rekabet edebilmeleri anlamına geliyordu. 

Yurtiçi tüketimin dışında denizaşırı pazarlar,

Japonya'nın giderek ihracata bağımlı hale gelen

ekonomisine büyük bir nimet sağladı.