Dünya felaketler çağını yaşıyor.
Salgınlar, yangınlar, depremler ve savaşlar...
Bunlar yaşanırken zihnimizde de felaket düşüncesi saplantı haline gelebilir.
Yaşadığımız 6 Şubat deprem felaketi zihnimizde derin yaralar açtı…
Hayatını kaybedenlere rahmetle anarım.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun!
Ya deprem felaketinden kurtulanlar ne düşünüyor?
Zihinlerinde yer eden felaket düşüncesine ne oldu?
Bu zor zamanlarda ne yapıyorsunuz?
Zorluğun farkına varıp en iyisini umarak hazırlanmak için elinizden gelen her şeyi yapıyor musunuz?
Yoksa duraklayıp birbiri ardına gelen felaket düşüncelerin olduğu kör bir kuyuda mı buluyorsunuz kendinizi?
FELAKET SENARYOLARI
Ülke olarak da yaşadık asrın depremini.
Bu süreçte hayat felç oldu.
Her yer yıkıldı, çok acılar yaşandı.
Bu süreçte yaşananlar herkese ders oldu.
Etkileri yaşayan insanlarda hayat boyu sürebilir.
Evsiz kalma riskiyle karşı karşıya kalacağınız ve işsiz kalacağınız düşüncesiyle felç olmuş bir halde bulursanız kendinizi, durumu felaket senaryoları haline getirerek büyük ihtimalle aşırı sonuçlara varıyorsunuzdur.
Felaket senaryoları kurmanın sağlığımıza ne kadar zararlı olduğunu bilmeyen yoktur.
Felaket tellalı iseniz düşünce süreçlerinizi kontrolden çıkmadan önce nasıl değiştirebileceğiniz önemli.
Felaket senaryosu yazmak dediğimiz şey; felaketleştirme düşüncesi ve eylemi, çok mümkün olmasa bile, bir eylem veya olayın sonucunda en kötü olası sonucun gerçekleşeceğine inanmayı içeren en yaygın bilişsel çarpıtmalardan biridir.
Felaketleştirdiğinizde, kendinizi bir olayın gerçekçi veya mümkün olandan çok daha kötü olduğuna ikna edersiniz.
Felaketleştirme, genellikle rahatsız edici bir durumu kontrol etmek için sağlıksız bir başa çıkma mekanizması olarak kullanılır.
OLUMSUZ HAYAL DÜNYASI
Felaketleştirmeye 'olumsuz hayal kurma' denilebilir.
Olabilecek en kötü şeyin, öyle olmasa bile, en olası sonuç olduğuna inanırsınız.
Başa çıkma açısından, ne olacağına dair bir anlatı yazabilirseniz, genellikle daha fazla kontrol sahibi hissedersiniz, bu da olacak şey olmasa bile kendinizi çok daha güvende hissetmenizi sağlar.
Felaket düşüncesi gerçeklik algınızı çarpıtır.
Mücadele et ya da kaç tepkinizle ilişkili bir dizi karmaşık fiziksel ve
zihinsel belirtiye yol açar.
Ne kadar çok felaket düşünürseniz, kendinizi bundan kurtarmanız o kadar zorlaşır ve belirtileriniz o kadar kötüleşir.
FELAKET SENARYOCULUĞU
Felaket senaryoları ürettiğinizin bazı belirtileri arasında uçuşan düşünceler, kafanızın içinde gidip gelen düşüncelerle çıkar yol bulamamak, hatta olumsuz kendi kendine konuşmalar yer alabilir.
Felaketleştirmenin bir kartopu etkisi vardır, yavaş, uzun süren düşüncelerle başlayıp hızla yoğunlaşarak zamanla kaygıyla birlikte gelişebilir.
Normal zamanlardaki kaygı durumu felaketleştirme nedeniyle birkaç dakika içinde en üst düzeye fırlar.
Günümüzde, felaket senaryoları çok fazla gereksiz stres ve kaygıya neden olur.
Çünkü hayal edilen şeylerin çoğu olası değildir.
Felaket düşünceleri üzerinde kontrolü yeniden ele geçirmek zordur.
Bu konudaki temellenmeyi, zamanı, özveriyi ve mantıksız düşüncelerinizi gerçekçi olanlarla değiştirmek için bilinçli ve tutarlı bir çaba göstermeyi gerektirir.
AŞIRI DÜŞÜNMEK
Felaket senaryolarından uzak duralım ama nasıl?
Aşırı düşünmek insanı zihnen yorar.
Aşırı düşünmek, felaket senaryolarıyla iyi bir şekilde eşleşen külfetli bir davranıştır.
Ancak, etkilerini azaltmaya yardımcı olmak için düşüncelerinizden uzaklaşabilirsiniz.
Ne yazık ki; düşüncelerimize gerçeklermiş gibi davranıyoruz, ancak gerçekten daha derine indiğimizde, her zaman herhangi bir kanıta dayanmadığını fark ediyoruz.
Bu nedenle düşüncelerinize gerçekler olarak odaklanmak yerine, kendinize bunun sadece bir düşünce olduğunu hatırlatın ve bunun gerçekleşme olasılığından kendinizi kurtarın.
Bazen endişelerinizde bir miktar gerçeklik payı olabilir, ancak felaket senaryoları genellikle küçük bir sorunu ele alır ve onu bunaltıcı hale getirir.
Felaket senaryoları zamanla kötüleşen kendi kendini güçlendiren bir döngüdür.
Ne kadar çok felaket senaryosu yazarsanız, olumsuz düşünce sarmalınız o kadar büyür.
Kendinizi kanıtlara dayandırın, düşüncelerinizi yüksek sesle söyleyin ve en kötü senaryoları etkisiz hale getirmek için
orta noktada buluşun.