*Çocukluk ve gençliklerinde Almanya’nın yolunu tutan Beşiri’nin gurbetteki ‘Ezidi’ topluluğunun bir bölümü şu günlerde köylerine tersine dönüşün hazırlığında. Çok heyecanlılar ama bir o kadar da Ezidi kadınlar heyecanlı. Köyü terk ettiklerinde viraneye dönüşen kerpiç-taşlı evlerin yerine ‘Villa’ ve ‘Bungalov’ ev düşünen ‘Ezidi Kadın’ların hayalleri büyük…

*Uzun yıllar Almanya-Berlin’de otelde çalıştıktan sonra emekli olan Beşiri-Uğurca (Qorixe) köyünden Yıldız Elkırmış ile Esmer Ezgi ve Hatun Kızılyel, şimdi de köylerindeki eski evlerinin yerinde yapmayı planladıkları ‘Villa’ tarzındaki evlerle birlikte yeşil alan, taziye evi, otopark, yüzme havuzu, çocuk parkları ve bisiklet yollarıyla yeni bir yaşam alanı düşlüyorlar…

“KÖYÜMÜZ, RÜYAMIZDAN HİÇ ÇIKMADI Kİ?”

1975 Yılında henüz çocukken Almanya-Berlin’e yerleşen Beşiri ilçesinin Uğurca (Qorixe) köyünden 3 çocuk annesi Yıldız Elkırmış, marka butik otellerde çalışmış.

Başkent Berlin’de Batı-Doğu Berlin arasındaki bir zamanların o utanç duvarına akın bir otelden emekli olan Elkırmış, yıllar sonra geldiği Uğurca (Qorixe) köyüne olan özlemini iki cümleyle özetliyor:

“Senelerdir Almanya’dayım. Köyüm, hiçbir zaman rüyamdan çıkmadı.”

Kalabalık bir heyetle köyüne gelen eski köy sakinleri arasında yer alan Ezidi kadınlardan Elkırmış, köy girişinde terk edilmiş yarı kerpiç yarı taş evinin yerine ‘Bungalov’ ev projesi tasarlamış.

Bakın, neler diyor Elkırmış:

“Berlin’de otelcilik hizmet sektöründen emekli oldum, yoruldum. Trafiğin ve nüfus yoğunluğun olduğu Berlin’deki gürültü ve koşuşturmadan uzaklaşmak için köyüme dönmeye karar verdim. Eşimle sakin bir hayat geçirmek için artık doğduğum köyümde yaşamak istiyorum. Burada Bungalov bir ev yapacağız.”

Uğurca köyünün havası ile toprağında yetişen organik sebze-meyvedeki ‘aroma’nın dünyanın hiçbir yerinde olmadığını da ifade eden Yıldız Elkırmış, yörenin gelenek-göreneklerini de şöyle özetliyor:

“Bu coğrafyadaki gelenek-görenekler o kadar güzel ki anlatamam. Bu gelenekler dünyanın hiçbir yerde yok. Taziyenizde yalnız değilsiniz. Düğün-nişan ve diğer etkinliklerin hepsi birer renk. Burayı o kadar özledik ki, emekli olur olmaz buraya yerleşmeye karar verdik…”

“EŞİMLE BURADA YAŞAMAK İSTİYORUZ…”

Yıllara meydan okuyan Uğurca ilkokulu binası karşısında inşaat halindeki iki katlı bina önünde Esmer-İlhan Ezgi çiftine rastlıyoruz.

1978 Yılında Almanya’nın Bielefeld şehrine yerleşen Ezgi ailesi de aylar öncesinden ‘tersine dönüş’e karar veren gurbetçilerden.

Esmer Ezgi, yıllar öncesinde Beşiri’nin Oğuz köyüne bağlı Onbaşı (Şahsım) mezrasından gittiği Almanya’da İlhan Ezgi ile nikah masasına oturmuş.

Üç çocuk annesi Esmer Ezgi’yi dinliyoruz:

“Onbaşı mezrasında halen yaşamını sürdüren Kartal ailesindenim. 1980 Darbesinden bu yana Almanya’dayız. Üç çocuğum var, onlar okudular. Bir yere geldiler. Eşimle yalnız kalınca, köyümüze dönmeyi kararlaştırdık. Buradaki yaşamı çok ama çok özledik. İyi ki de gelmişiz...”

Esmer Ezgi’nin eşi İlhan, inşaatı süren iki katlı villanın önünde objektiflerimize poz veriyor ve ekliyor:

“Birkaç ay sonra çok güzel bir konutu burada göreceksiniz. Harcama için 100 bin Euro’yu gözden çıkardım.”

Uğurca köyünden ayrılmadan son sözü verdiğimiz Ezidi kadınlardan Hatun Kızılyel de 50 yıldır yaşamını sürdürdüğü Almanya’ya veda etmeye hazırlananlardan.

Kızılyel, yıllarca çalıştığı Almanya’dan yorulduğunu anlatıyordu bize;

“Avrupa yaşamımızın çoğunu bizden alıp götürdü. Ömrümüzden ömür aldı Almanya. Çocukluğumuzu köyümüzden yaşamadan kendimizi Almanya’da bulduk. Çocuklarımız oranın kültürüyle büyüdü ama biz kültürüyle büyüdüğümüz topraklarımızda yaşamak istiyoruz.”

Özetle, gurbetteki Ezidi kadınların topraklarına olan özlemleri çok büyük.

Sağlıkla kalın…