Nisan ayında basın bülteni ile duyurulan

Greenpeace Türkiye’nin son raporu el insaf dedirtecek türden.

Yurtdışından pestisit kalıntısı ve başka zararlı maddeler nedeniyle

Türkiye’den gönderilen ürünlerin geri gönderilmesi haberleri medyadan okuyoruz.

Bu ürünler konusunda kaygılanıyorduk.

Son raporla korkularımız, kaygılarımız iyice arttı.

Bu rapor gerçekten çok korkunç.

Zehir tüketiyoruz ve sağlığımız iyice tehlikede.

Rapor“Yemeyelim, çocuklara yedirmeyelim” adıyla kamuoyuna sunuldu.

Yemeyelim, çocuklara yedirmeyelim demek

Haklı bir söylem ama

Türkiye Gıda enflasyonunda

Dünya ülkeleri arasında üst sıralarda

(2024 yılında ilk 5. Sıra )

https://tradingeconomics.com/turkey/food-inflation bir ülke durumunda iken, anne babalar çocuğunun karnını doyurma derdinde.

Böyle bir durumda PESTİSİT kimin aklına gelir ki?

Bu yıl gıda enflasyonu baharda vuran don ve kuraklık nedeniyle özellikle meyveler yönünden etkilenecek görünüyor.

Elmalar tezgahta şimdiden ucuz değil.

“DOMATES, BİBER, PATLICAN!”

Bahar geldi, yeşillikler tezgahlarda.

Marul, salatalık, domates, biber, patlıcan…

Çilekler, çeşit çeşit meyveler.

Hangimiz sabah kahvaltısında

Domates, biber, salatalık yemez bu mevsimde.

Hele çilek tam mevsimi.

Çocuklar yemeyi doyamaz çileği.

Haftalık kurulan pazarlarda

Herkes köylü pazarı denilen köşelerden geleneksel tarıma göre yetiştirilmiş ürünleri arayıp bulmaya ve almaya çalışır.

Pazarlarda organik tarım yöntemlerine göre yetiştirilmiş ürünlerde vardır.

GREENPEACE TÜRKİYE RAPORU

Greenpeace Türkiye ekibi

İstanbul’da zincir marketlerden ve semt pazarlarından aldıkları

14 farklı sebze ve meyve türüne ait 155 örneği, uluslararası akredite bir laboratuvarında inceletmiş.

Çalışmanın sonuçları, gıda mühendisi Dr. Bülent Şık tarafından

Pestisitler ve Çocuklar-Çoklu Kalıntı, PFAS ve Gelişimsel Toksisite” başlıklı raporla bir basın bülteniyle kamuoyuna duyuruldu.

https://www.greenpeace.org/turkey/basin-bultenleri/greenpeace-turkiyeden-pestisitler-ve-cocuklar-raporu-155-urunun-yuzde-61inde-coklu-pestisit-kalintisi-bulundu/

Rapordaki Temel bulgular:

155 örneğin yüzde 33’ü (51 örnek),

Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin

Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’ne uygun bulunmadı.

Bu ürünlerin 50’sinde ruhsatsız pestisit kullanımı tespit edildi.

Analiz edilen örneklerin yüzde 61’inde (94 ürün) birden fazla pestisit kalıntısı bulundu.

Örneklerin yüzde 31,6’sında (49 örnek) hormonal sistem bozucular, nörolojik gelişimi etkileyebilecek, kanserojen veya üreme sağlığı açısından tehdit oluşturabilecek en az bir pestisit kalıntısına rastlandı.

Çocuk sağlığı açısından önemli bir risk taşıyan per/polifloroalkil maddeleri (PFAS) içeren

pestisitler de incelendi.

Greenpeace’ın açıklamasından devamla;

Pestisitler Çocukları Nasıl Tehdit Ediyor

Raporda yer verilen araştırmalar, çocukların pestisitlere yetişkinlere kıyasla çok daha hassas olduğunu ve gelişim süreçlerinde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabileceklerini gösteriyor.

Çocukların bağışıklık, sinir ve hormonal sistemlerinin gelişim aşamasında olması nedeniyle

pestisitlerin etkileri yetişkinlere kıyasla daha zarar verici ve kalıcı olabiliyor.

Bilimsel çalışmalar, kritik nörogelişimsel dönemde pestisitlere maruz kalmanın, nörogelişimsel bozukluklar da dahil olmak üzere birçok hastalığa yatkınlığı artırdığını gösteriyor.

BU KADAR MI OLUR?

Raporda bahsedilen bulguların tüketilen ürünlere göre dağılımı korkunç.

Hepimizin her gün tükettiği yiyecekler.

Pestisit kalıntısı limit aşımı ile yasaklı ya da ruhsatsız pestisit kullanımına en fazla salamura yaprak (yüzde 80), yeşil sivri biber (yüzde 70), ıspanak (yüzde 67), kıvırcık marul (yüzde 40), armut (yüzde 40), üzümde (yüzde 40), golden elma ve starking elma için (yüzde 30), dolmalık biber, patlıcan örneklerinde (yüzde 20), domates (yüzde 13) portakal (yüzde 10), hıyar örneklerinde ise (yüzde 7) rastlandı.

Analiz edilen örneklerin yüzde 61’inde (94 ürün) birden fazla pestisit kalıntısı tespit edildi.

Analiz edilen örneklerin yüzde 31,6’sında (49 örnek) hormonal sistem bozucu, nörolojik gelişimi etkileyen, kanserojen ya da üreme sağlığı açısından tehdit oluşturan en az bir pestisit kalıntısı bulundu.

Analizde, çocuk sağlığı açısından risk oluşturan per/polifloroalkil maddeleri (PFAS) içeren pestisitler de incelendi.

Bu incelemeler sonucunda, analiz edilen 155 gıda örneğinin yüzde 43’ünün (67 örnek) en az bir PFAS’li pestisit kalıntısı içerdiği tespit edildi.

SOFRAMIZDAKİ ZEHİR: PESTİSİT

Greenpeace Türkiye 2020 yılında 90 ürünün analiz edilmesiyle yayımlanan

“Soframızdaki Tehlike: Pestisit” adlı raporunda ürünlerin yüzde 15,6’sında yasal mevzuata aykırı pestisit kalıntısı, örneklerin yüzde 67’sinde çoklu pestisit kalıntısına rastlanmıştı.

“PESTİSİST KALINTILARI

ÇOCUKLAR İÇİN CİDDİ TEHDİT”

Araştırmalar, birden fazla pestisite aynı anda maruz kalmanın, tek bir pestisite maruz kalmaya kıyasla daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini gösteriyor.

Limit aşımı bir yana, mevzuata uygun düşük seviyelerde pestisitmaruziyetinin bile çocukların nörolojik ve davranışsal gelişimini etkileyebileceği kanıtlanmış durumda.

Tüm bu çarpıcı veriler, yaptığımız pestisit analizleriyle birlikte değerlendirildiğinde,

pestisit kalıntılarının Türkiye’deki çocukların sağlığına dair ciddi bir risk oluşturduğu görülüyor.

Son analizimiz pestisit kullanımına dair anlık bir tablo ortaya koyuyor.

Bu tablo endişe verici olmakla birlikte çözüme dair adım atmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

İlk adım olarak, genel durumu görebilmek adına

Tarım ve Orman Bakanlığı

pestisit analiz sonuçlarını açıklamalı.

Pestisit kullanımını azaltacak veya tamamen ortadan kaldıracak organik-ekolojik üretim yöntemleri ülke genelinde kamusal olarak teşvik edilmeli ve yaygınlaştırılmalı.

Sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşma hakkı, çocukların en temel hakkıdır.

BİS ZİHNİYETİ

Bu rapordaki bulgular korkunç.

Torunlarım adına ve insan olarak el insaf diyorum.

İsyanları oynuyorum.

Pestisit kalıntılarıyla tarım ürünlerini kirletenler, çocuklarımızın sağlığını, çevremizi ve gıda güvenliğimizi hiçe sayan bilgisiz, ilgisiz ve sorumsuz(BİS) bir zihniyetin ürünü değilse nedir?

Bu durumda iyi ki Greenpeace bu konuda dikkat çekiyor.

KİME KIZALIM?

Greenpeace Türkiye’nin

“Pestisitler ve Çocuklar” raporunda ortaya konan gerçekler daha çok kâr hırsıyla insan hayatını tehlikeye atan bir skandal ötesi korkunç bir olay.

Bu rapor cehaleti ve durumun vahametini bir kez daha gösterdi.

Bu durumda çiftçiler mi suçlu?

Çiftçiler ekonomik baskı nedeniyle sorumsuzca davranmış olabilirler, peki sorumlular kim?

Bu zehirleri üretenler, dağıtanlar ve denetlemeyenler hesap vermeyecek mi?

Tarım sektöründe bu zehirleri kontrolsüzce kullananlar, çiftçiyi eğitmek yerine ucuz ve toksik pestisitleri dayatanlar, denetimsizliği fırsat bilip kalıntı limitlerini aşanlar utanmayacak mı yaptıklarından.

Evet yaptıklarınızın sonucu;

Çocukların gelişimini tehdit eden, hormonları bozan, kanser riskini artıran bu kimyasalları gıdalara bulaştırıyorsunuz.

PFAS gibi nesiller boyu çevreye ve insanlara zarar veren maddeler, sizin ilgisizliğinizin, sorumsuzluğunuzun resmi.

GIDA GÜVENLİĞİ HAKKI

Gıda güvenliği bir lüks değil, temel bir hak.

Sebze ve meyveler, sağlık kaynağı olmalı, zehir değil.

Organik tarım, biyolojik mücadele gibi çözümler varken, hâlâ kimyasal silahlarla(pestisit) insanlar zehirleniyor.

Bu kötü gidişatı sürdüren herkes,

Çocuklarımızın sağlığı ile oynuyor.

Onların geleceğinden çalıyor.

Sorumlular derhal hesap vermeli, zehir ticareti durdurulmalı.

İyi, temiz ve adil gıda için

Yetkili olanlar sorumluluk almalı!