Geçen hafta Batman Çağdaş’ın gündemde tuttuğu önemli iki haberden biri eğitim diğeri ise sağlık alanına yönelikti.

Özellikle kentin en yoğun mahallelerinden Kültür’de eğitim yılı başlamasına rağmen öğrencilere kapılarını açamayan Prof. Dr. Aziz Sancar Ortaokulu’nun durumu velilerden büyük tepki almıştı.

Okulda masa-sıra ve akıllı tahta gibi ihtiyaçların yeni eğitim yılının başlangıcına yetiştirilmemesi tepki toplamıştı…

Neyse ki velilerin yoğun talebi ve Çağdaş’ın ısrarlı haberlerinin ardından Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri, aylar önce yapılması gerekenleri son bir haftaya sığdırdı.

İstenince oluyormuş…

Peki, gazeteler sorunu gündeme getirmezse veya veliler haklı taleplerinde ısrarcı olmazsa ne olacaktı?

Birçok okurumuzdan aldığımız yanıtı aktarıyorum; “Belki de 1 aya kadar bu eksiklikler giderilmeyecekti. Çağdaş’a, öğrencilerin eğitimini yakından ilgilendiren bu sorunu dile getirdiği için teşekkür ediyoruz…”

Birileri gazetecilerin görevini unutmuş olabilir, bu vesileyle tekrar hatırlatalım;

Gazeteci; kamu adına, halk adına soran, sorgulayan kişidir aynı zamanda. Olumsuz gelişmeleri yazdığımız gibi olumluları da dile getirmek gazetecilerin görevidir.

Başka bir değişle sadece rutin ziyaretlerinizi veya gazetelere gönderdiğiniz bültenleri haberleştiren kişiler değildir gazeteci. Hele hele Çağdaş gibi 40 yıllık bir yayın organında ‘bülten gazeteciliğini’ görmeniz mümkün değildir.

Her neyse asıl meseleye gelelim.

Dedik ya iyi işler olduğunda da yazmak gerek.

Her ne kadar eğitim-öğretim yılının ilk haftası geride kalmış bile olsa ve bu konuda yüzlerce öğrenci mağdur olmuşsa bile bir hafta gibi sürede masa-sırası olmayan, akıllı tahtası bulunmayan bir eğitim yuvasını hazır hale getirmek olumlu bir gelişmedir.

Umarız bu hız, Batman eğitiminde aksayan diğer alanlara da tesir eder.

Bilindiği gibi son yıllarda ne YKS’de ne de LGS’de istediğimiz yerde değiliz, hatta 81 il arasında dibe vurmuş vaziyetteyiz…

***

SAĞLIKTA SIKINTILI AYLAR YAŞANABİLİR!

Çağdaş’ın geçen hafta üzerinde durduğu bir başka haber ise toplumun tümünü etkileyecek olan yetersiz doktor atamalarına yönelikti…

630 Bin nüfuslu Batman’da son yıllarda iyi gitmeyen başka bir alan ise kuşkusuz; sağlık…

Bu kötü gidişin en büyük nedeni ise mevcut kamu hastanelerinin yetersizliğinden kaynaklanıyor.

Yıllar önce yapılması gereken 500 yataklı hastanenin hayata geçememesi ve buna paralel olarak hasta sayısının her geçen yıl katlanması ile çevre illerden Batman’a gelen hasta trafiğiyle birlikte Batman sağlığı ‘yoğun bakımda’ gibi…

Bu ağır yüke rağmen 4 yıl süreyle Batman’da Sağlık İl Müdürü olarak görev yapan Dr. Hakan Pamukçu iyi işlere imza atmış, 1.5 yıl önce de bölgenin sağlık üssü Diyarbakır’a atanmıştı. Pamukçu’nun Diyarbakır’da başarılı işlere imza attığını komşu ildeki dostlarımızdan ve meslektaşlarımızdan sıklıkla duyuyoruz.

Pamukçu’nun yerine de Diyarbakır Çocuk Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Semih Canpolat atanmıştı. Batman’da yaklaşık 15 ayı deviren Canpolat, genç ve enerjisi yüksek bir isim. Batman’ı sağlık alanında tanıma evresini geride bırakan İl Müdürü Canpolat’ın, kamu hastanelerindeki son görevlendirmelerle farklı alanlarda aksayan problemleri çözme iradesini ortaya koyduğu bir gerçek.

Fakat, bu hasta yükü karşısında alınan tedbirler veya çalışmalar yeterli mi?

Özellikle Sağlık Bakanlığı’nın son doktor atamalarında Batman gibi bir kente sadece 34 hekim atamasının sorumluluğu kimin uhdesinde?

Sorun Bakanlıkta mı yoksa İl Müdürlüğü’nde mi, bilemiyoruz?

Batman’dan ayrılan doktorlar da göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki 3-4 ayda sağlık alanında yaşanacak olası sorunlara hazırlık yapıldı mı, bunu da bilemiyoruz…

Tabloya baktığımızda MHRS’den Batman’daki her hangi bir kamu hastanesine 15 günden önce randevu almak imkansız gibi bir şey. Bu duruma hekim yetersizliği de eklendiğinde ne olacak?

İyi niyetle çaba sarf eden İl Sağlık Müdürü Canpolat ve yine bu konuda hassasiyetini bildiğimiz Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun yeni tayin döneminde Batman’ın hak ettiği doktor kontenjanlarını alacağını ümit ediyoruz. Ayrıca yeni atama döneminde özellikle çocuk yan dal bölümlerine önem verilmesi de kamuoyunun beklentisi.

NE OLACAK İTFAİYENİN HALİ?
Üzülerek değineceğim bir başka konu ise Batman Belediyesi İtfaiyesi…

Kanımca; Belediye’nin en önemli birimlerinden biri itfaiyedir.

Yangın gibi telafisi mümkün olmayacak ağır sonuçların yaşanmaması için bir belediyenin itfaiyesinin araç filosu ve vakalara müdahale kabiliyeti büyük önem arz eder. Güçlü bir itfaiye teşkilatı, hem can hem de mal kayıplarının önüne geçebiliyor. Birçok il’de böylesi itfaiyelerin varlığını biliyoruz.

Fakat Batman’da her hikmetse itfaiye teşkilatı bir türlü rayına oturtulamadı.

Bu bağlamda Batman itfaiyesinin karnesi hiç iyi değil.

Elbette teşkilatın hakkını da teslim edelim; kent merkezindeki yüzlerce olaya en iyi şekilde müdahale ediyorlar. Ancak büyük yangın vakalarında bu performanslarından eser yok…

Geçtiğimiz yıllarda Soraçan AVM yangını gibi büyük bir vakadaki yetersizlik Batmanlıların hafızasında yer edinmişken, yine geçtiğimiz aylarda Gültepe mahallesinde intihar vakasında merdivenin açılmaması ve NATO alanı içerisindeki basit bir yangına müdahale edememe yaşanmışken, bu olumsuz vakalardan itfaiye teşkilatının dersler çıkaracağını düşünmüştüm.

Meğer yanılmışız.

Geçtiğimiz Cuma, akşam saatlerinde tam da gazeteden ayrıldığım bir saatte denk geldiğim yangın vakasında yaşananlara dikkat çekmek istiyorum.

Turgut Özal bulvarında 11 katlı binanın çatı katında meydana gelen yangın, kısa sürede büyüyerek yürekleri ağza getirdi.

Çevrede toplanan birçok vatandaş gibi bizler de hem endişeyle yangını izliyor hem de o anları görüntülüyorduk.

Fakat neyle karşılaşalım?

Belediye itfaiyesinin ilk etapta merdiven boyu yetersiz itfaiye aracıyla yangına müdahalesini görünce çevredeki sakinler gibi biz de ‘şok’ yaşadık. Diğer detayları haberlerde okuduğunuz için yazmayacağım. Fakat ilk anda yüksek merdivenli itfaiye aracı gelseydi yangın büyümeden söndürülecekti. Bu kadar net!

Müdahale anına yönelik yetersizlik yüzlerce vatandaşın ve gazetecilerin gözü önünde yaşanmışken, uzun merdivenli aracın olay yerine gelmesindeki süre kaybından alevlerin yan binaya sıçraması alenen ortadayken,  Belediye’den yapılan açıklama ise oldukça trajikomik…

Açık ve net bir ifadeyle belirtmeliyim ki Belediye’nin ‘Yangına kısa sürede müdahale edildi’ açıklamasını bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum.

Böylesi bir olaydan çıkarılması gereken dersler varken, vakaya müdahalede hiçbir sorun yaşanmamış gibi bir açıklama yapmak, en basit tabiriyle ‘gerçekleri görmek istememek’ anlamındadır.

Oysa olması gereken açıklama, yangına müdahaledeki eksiklerin objektif bir şekilde değerlendirilip ve ‘Bu tür durumların yaşanmaması için gereken tedbirler alınmıştır’ yönünde olmalıydı.

Özetle; böylesi olumsuzluklarda kendimizi kandırmanın hiçbir manası yok.

Kırsal kesimde ve mahalle buluşmalarında vatandaşın sorunlarına gösterdiği duyarlılığıyla bildiğimiz Vali ve Başkanvekili Ekrem Canalp’in ‘güçlü bir Batman itfaiyesi’ için gerekli adımları atacağına inanıyoruz.