*Batman’da 68 yıl önce golf sahası ile tenis kortunun olduğunu söyleselerdi, kim inanırdı? Yıllar önce kent kültürünün yerleştiği semt Site’ydi. Dün de değinmiştik, bu şehrin tarihinde bu mahalle en eğlenceli ve de karma yerleşim birimiydi…

*1940-50’li Yıllarda ülkenin mozaiğini burası oluşturmuştu. Tekirdağ’dan Artvin’e, Bolu’dan Trabzon’a, Kahramanmaraş’tan Adana’ya kadar birçok petrol mühendis, tekniker ve emekçileri küçük akarsular gibi akıp, TPAO yerleşkesine, her mevsim zevkle girilen bir göl oluşturmuştular.  Ardından gölün serin sularıyla Batman’ın harcı karıldı…

TPAO’DA GOLF KULÜBÜ VARDI

Centilmen sporu olarak yüz yıllardır oynanan golf sporunun ana vatanı İskoçya’dır.

Ülkenin ilk petrolcüleri 1950’li yılların başında en iyi golf sahasını Site Mahallesi’nde yapmış.

Hakkında pek az bilgi sahibi olunan sporlardan biri golftur.

Centilmenliğin ön planda olduğu, sportif ve kardiyolojik anlamda da inanılmaz faydalı ve etkili bir spor olan golf sporunu, 1950’li yılların başında Batman’a getiren TPAO’nun ilk yöneticileri bir de golf kulübü kurmuşlar, yıllar önce.

Türkiye’nin ilk sertifikalı golf sahası, Batman’da yapılmış.

Ama şimdilerde o golf sahasının yerinde yeller esiyor.

Henüz Belediye statüsüne geçmediğimiz ilk aylarda 1200 rakımlı Raman Dağı’ndaki petrolcüler, 1969 yılının bahar aylarında kamptan Batman’ın Site Mahallesi’ne taşındılar.

Ülkenin ilk rafinerisinin bacalarından ovaya kara duman yayıldığında; İluh/Tepebaşı’nda oturanlar ellerinde su dolu bidon ve bakraçlarla rafinerinin kapısına koşmuşlardı; dönemin görevlileri de onları uyararak;

“Durun, durun hayırdır?” diye sorduğunda onlar da evhamla "Yangını söndürmeye geldik?" demişler.

Görevli de “Bu yangın değil, rafineri dumanı. Bu dumana alışacaksınız” demişlerdi.

Doğalgaza kavuşmadan o havayı kirleten dumanı hep yazdık, çizdik.

Duman uzaklaşırken rafinerideki sosyal ve kültürel etkinlikleri de kendisiyle birlikte götürürdü.

Dün bazı fotoğraflarla Site Mahallesi’nden tarihi kareleri siz değerli okurlarımızla paylaşmıştık.

Bugün de önemli bir kareyi daha paylaşmakta yarar var diye düşünüyoruz.

Batman Rafinerisi’nin ilk Müdürlerinden Hasan Esin Göker, tam 68 yıl önce eşi ve ilk petrolcülerle tenis kortunun yolunu tutuyor, arkasında da o dönemin petrolcülerinin aileleri.

Yıl 1956 ve Batman, bu fotoğraf Doğunun ücra köşesinde değil de bir Avrupa şehrinde rastgele çekilmiş gibi.

TENİS KORTU…

Dün de bu köşede Bisiklet’in Batman’da ne kadar yaygın olduğuna dikkat çekmiştik.

1968-69 Eğitim öğretim yılında Site’deki ortaokul, o yıl Gençlik ve Spor Bayramı törenlerine renk katan bir etkinliğe imza atmış.

Onlarca öğrencinin katıldığı bisiklet yarışmasında; ‘Kibar Adnan’ lakaplı Adnan Şengül, birinciliği elde etmiş.

Fotoğraf sanatçısı ve kadim dostum İrfan Tapan, Trabzon’a askerlik görevini yapmaya gittiğinde ilginç bir sohbete tanıklık yapmış.

Şehirlerarası otobüs şoförü; Tapan’a sormuş “Yolculuk Nereye?” Tapan, yanıtlamış; “Batmanlıyım, vatani görevimi Trabzon’da yapacağım.”

Kaptan sormuş; “Batman mı dediniz? İlk defa Doğu’da bu kadar bisikletin olduğu bir kent gördüm. Yakıt almak için Batman’a gitmiştim. Bisikletli çok sayıda kişi görünce şaşırıp kalmıştım. Batman’da bu kadar bisiklet olur mu?”

Tam 43 yıl önce şehirlerarası bir şoförün Batman ile ilgili izlenimine bakın…

Nereden nereye…

Evet, geçmişte bu şehir ne kadar önemli aktivitelere imza atmış değil mi?

Şimdi ise büyülü bir masal oldu yazılan ve söylenen şey ve bu şehir birçok konuda o kadar geriledi ki

Hangisini yazmalı?

İyisi mi sadece o eski günleri hatırlatmakla yetinelim şimdi….

Site semti kurulduğunda inşaat halindeki fotoğraf karesine bakın?

İçinde hastane, buzhane, kesimhane ve diğer sosyal tesisleri olan kampüs, bundan tam 69 yıl önce planlanmış ve yapımı gerçekleşmiş.

Günümüzde bile yeni yeni kurulan mahallelerde okul yok, sağlık ocakları yetersiz.

Altyapı sorunları diz boyu.

İçme suyu ve yetersiz elektrik trafoları ise ayrı bir dert.

Tam 70 yıl önce kurulan TPAO Sitesi ile Batman’ın şimdi ki modern semtlerini yan yana getirdiğimizde arada uçurum var.

Tabii ki ekonomik olanakların farkındayız ama o günün şartlarında ve kısıtla olanaklarla böylesi bir yaşam alanı yapılmışsa bugün daha iyisinin yapılacağını biliyoruz ama her nedense, yapmak yerine sözle yapıp, bitirmeye çalışıyoruz.

Umarız bugünkü karşılaştırmamız birilerini rahatsız eder de güçlü adımlar atılmasına vesile oluruz.

Özetle; yanı başımızdaki Site’yi bir model alarak yeni yaşam bölgeleri yaratmadık.

Tekrar rakamları konuşturalım isterseniz!

Belki rakamlar, bakış açımızı değiştirir ve etkili olur.

1956 Yılında, Amerikan kasabalarını andıran bir bölgede yaşamak ve çalışmak bize kısmet oluyor.

2024 Yılında ise yetersizlik ve yoksunlukların yaşandığı koca şehirde yaşıyoruz.

Bu iki kıyas, sizlerde nasıl bir çağrışım yaptı?

Bu kıyas, sizleri rahatsız ettiyse eğer, gazeteciliğimizle övünebiliriz.

Etmediyse eğer, zaten yapılacak bir şey kalmamış demektir.

Sağlıcakla kalın…