Gençlerimizin ve ilgili tüm çevrelerin, bilimin ışıklı yolunda yürümeleri için böyle bir merkeze ihtiyaç vardı. Batman’ın göbeğindeki Esentepe’ye şimdi de Bilim ve İnovasyon Merkezi kuruluyor. Eski Devlet Hastanesi’nin yerine bu şehrin geleceğine ışık tutacak bir Bilim yuvasının olması kadar güzel bir şey olamaz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz...

*Bilim Merkezi’nin alanını dolaşırken, eski hastanenin olduğu o yerde acı ve hüzün dolu günler geçti gözümün önünden. O alanın çevresinde ekilmiş tütün tarlası olduğuna dair fotoğraf karelerim de var…

NEREDEN NEREYE…

Allah mekanını cennet eylesin, Milletvekili Aydın Baran, eski Devlet Hastanesi’nin yerinin belirlenmesinde isabetli karar vermişti.

İlçe döneminde Batman’ın, en uzak yeri şimdiki Batman Park'ın olduğu yerdi.

Gündüz ailesinin Tofaş Bayiliğinin olduğu alan, eski Meslek Yüksek Okulu’na komşuydu.

Belediye Başkanlığı döneminde merhum Ataullah Hamidi, orayı satın almıştı.

Uzun yıllar Belediye’nin Makine İkmal Müdürlüğü burada faaliyetini sürdürdü.

Şimdi de şehrin en büyük AVM’lerin birine dönüştü o alan.

1986’da Dönemin Milletvekili Aydın Baran’ın, o yıllarda Siirt lobisine karşı verdiği mücadeleyi bilmeyen yok.

Tekrar tekrar da o konuyu yazmanın gereği yok.

Merhum Baran, öyle ya da böyle o sağlık kuruluşunu 4 yılda tamamlamayı başarmıştı ve dönemin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’la birlikte o bize hiç bitmeyecekmiş gibi gelen binayı hizmete açmıştı.

O alanın öyküsüne değinmeden geçemedik.

Eski SSK Hastanesi’nden sonraki sağlık kuruluşunun bu şehre nasıl kazandırıldığını en iyi bilenlerdeniz.

Necat Nasıroğlu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı avukat Hatice Nasıroğlu ile Bilim Merkezi’nin alanını dolaşınca… Sayısız haber yaptığım, haber kovaladığım, acılara şahit olduğum yerdi, orada gezinirken; o anlar gözümde canlandı tekrar.

1992’nin Kasım’ın da ağabeyim merhum Enver Arslan’ın geçirdiği trafik kazası sonrası bir soğuk kış gününde sırtımı yasladığım duvarda hüngür hüngür ağladığım o eski hastanenin morgu önünde dönemin Valisi Zeki Şanal, beni teselli etmişti.

Sadece ağabeyimin acısı değil, babamın da şeker hastalığından ayak parmağının kesildiği o hastanede hem babama refakatçi olmuştum hem de görevim gereği acil servise gelen ilginç vakaları haberleştirmiştim.

Acıyla mesleğin gereğini yerine getirmenin ne zor olduğunu anlatmama gerek yok; canın yanarken çevrede ne olduğunu anlamaya ve onu sonradan yazıya hazırlamanın zorluğu aniden saplanan bıçağın acısını sonradan hissetmek gibi bir şeydi yaşadığım o anlarda.

ARADAN 35 YIL GEÇTİ

1988 ila 2014 Yılları arasında eski Devlet Hastanesi’nde çok ilginç olaylarla karşılaştık.

Dönemin Başhekimleri, doktorları, sağlık ve idari personel ile bir aile gibiydik.

Hastanenin sorunlarını, sıkıntılarını objektif bir şekilde kamuoyuna duyurmaya çalışırdık.

Öyle ki dönemin yöneticileri hiç gecikmeden sağ olsunlar, övgülerini hemen ulaştırırlardı bize.

Şimdiki Batman-Diyarbakır yol güzergahının olduğu alan tütün tarlasıydı ve 1989 yılında tütün eken çiftçilerle hem çok yönlü röportaj yapmış sorunlarını dinlemiş hem de sohbet etmiştik.

Aradan 35 yıl geçmiş.

Şimdi, o röportajı yaptığım alanı ile şimdiki durumun farkını inanılır kılmak için en güzel belge o tarihte çektiğim resimdir.

Bugün o Eski hastane alanında yaşadığım acı ve hüzün dolu günleri unutmak zor olsa da bilim merkezinin tam da orada yapılması, gençlerin orada bilim adına uğraşılarda bulunması, benim için en onarıcı, haliyle unutturacağı merhem olacak.

Arkadaşım Ramazan Tufan’la merak ettiğimiz Bilim Merkezi’nin alanına girdiğimizde bir anda; genç inşaat mühendislerimizle sohbete girmeden karşımızda Vakıf Başkanı avukat Hatice Nasıroğlu’nu gördük.

O da Bilim Merkezi’nin inşaat alanını geziyor ilgililerden bili alıyordu.

Onu görünce sevinmiş, takdir etmiştim ve hemen yaklaşıp, projeyle ilgili düşünce, plan ve programını büyük bir zevkle dinlemiştim.

Sahada olmanın yararını bir kez daha hissetmiştim çünkü projeyle ilgili, yapılacak basın açıklamasından daha fazla bilgi sahibi olmuş ve mutlu olmuştum.

Neyse sözü, daha fazla uzatmadan asıl konuya gelelim.

ÖNCÜ BİR PROJE

Nasıroğlu ailesi Batman’a hep olduğu gibi bir sürpriz sunuyor.

Şimdiki ise; hiç beklenmeyen hiç tahmin edilmeyen ufuk açıcı ve Batman’ı geleceğe taşıyacak bir sürpriz olması biz de büyük bir hayranlık uyandırdı.

Hep yazıp ve her platformda dile getirdiğimiz gibi Nasıroğlu ailesi devasa TPAO yatırımından sonra Batman’ın en büyük şansıdır.

Onlara ne kadar teşekkür edersek ederim kifayetsiz kalacak.

Avukat Hatice Nasıroğlu’ndan detaylarını dinlediğimiz projenin bir an önce hayata geçmesi için hummalı bir çalışma içinde olduklarına şahitlik ettik.

Mükemmel bir Bilim Merkezi binasını kazandırmanın çabası içindeler.

Bu projeyi dün Çağdaş okurları için manşetten duyurmuştuk.

Nasıroğlu ailesinin desteği ve öncülüğünde bu devasa Bilim Merkezi’nde birçok alanda kendini geliştirip bilimin ışıklarını ülke ve dünyanın birçok yerine saçacaklarına inanıyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi’nden TÜBİTAK’a, Sanayi ve Bilim Bakanlığı’ndan Üniversiteye kadar önemli kuruluşların desteklediği bu bilim merkezine yönelik açıklamaları Vakıf Başkanı avukat Hatice Nasıroğlu’ndan dinledik ve Batman halkı adına teşekkürlerimizi ilettik.

 Bilim Merkezi Projesi, Batman’ın bu güne kadar yapılan öncü projesi olduğunu hayranlıkla belirtmekte beis görmüyoruz.

Yeni yılın başında açılması planlanan bu Bilim Merkezi projesi için başta Nasıroğlu ailesi ve emeği geçen herkese içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bu öncü proje Batman’a çok şey kazandıracak.