*Bu topraklarda geçmişten günümüze zengin bir topluluk bir arada gelenek ve göreneklerini sürdürürdü. Günümüzde sayıları azalsa da o zengin topluluğun bir parçası olan Ezidiler, Avrupa’daki büyüklerinin vasiyetini yerine getiriyor…

*İkiköprü beldesi yakınlarında yola sıfır Yolkonak köyüne yıllarını veren Şeyh Reşo’nun Hicre’deki cenaze törenine çevredeki köylülerin büyük bölümü katılmıştı. Dün de Kuşçukuru köyünden 33 yıl önce Almanya’ya yerleşen 90 yaşındaki Mecit Güden, Hicre mezarlığında toprağa verildi. Yakalandığı amansız hastalığa geçen yıl yenik düşen Taharrili Turan Onat için de geçen hafta sonu Almanya’da anma etkinliği vardı…

YOLKONAKLI ŞEYH REŞO

Yıl, 2000.

Beşiri-İkiköprü karayolu üzerindeki Yolkonak (Hicre) köyüne bir ömür veren Ezidilerin tanınan simalarından Şeyh Reşo, çok sevdiği topraklarda hayatını kaybetti.

Ölümünden birkaç yıl önce Almanya’da yaşayan Ezidi’lerin şeyhlerinden Reşo, dönüş yaparken çevresine verdiği mesaja bakın;

“Toprağımı, yol kenarındaki evimi çok özledim. Toprağımla buluşmak istiyorum. Daha fazla da Almanya’da kalmaktan yana değilim. Son nefesimi doğduğum köyümde vermek istiyorum.”

Çok geçmeden Şeyh Reşo, Yolkonak’ta çok sevdiği yarı kerpiç-yarı beton tek katlı evinde yaşama gözlerini yumdu.

Cenaze törenini dün gibi hatırlıyorum.

Yıllarca iç içe yaşadığı ve geçen yıl Korona virüs’ten hayatını kaybeden Sayım Ekinci’den çevredeki köy-mezarlarda oturanlara, Beşiri’deki bazı simalardan Batman’da tanıdık esnaflara varan bir çok kesim Şeyh Reşo’nun cenaze törenine katılmıştı.

Neredeyse Beşiri ovasının tümü oradaydı.

Kalabalık bir kitle Şeyh Reşo’nun cenaze töreninde buluşmuştu.

Yolkonak’ta oturanlar, hala ‘Şeyh Reşo’yu unutmuş değil.

ONAT UNUTULMADI

1980 Darbesinde Beşiri ilçesinden kaçıp Almanya’ya yerleşen Taharrili Turan Onat’ı geçen yıl kaybetmiştik.

64 yaşındaki Onat, yakalandığı amansız hastalığa yenik düşmüştü.

Vasiyetini yerine getiren Onat ailesinin büyüğü Orhan Onat ve kardeşleri, geçen yıl Yolkonak köyündeki Hicre mezarlığına ağabeylerini son yolculuğuna uğurlamışlardı.

Geçen Cumartesi Almanya’nın Hagen şehrinde turan Onat’ın vefatının birinci yıldönümünün anma etkinliğine dostları, çevresi ve yakınları katıldı.

Onat ailesinin büyüğü kadim dostum Orhan Onat, hüzün dolu geçen günü anlatıyordu;

“Ağabeyim Turan’ın sevenleri ve dostları sağ olsun, var olsun. Ağabeyim, eski köyümüz Taharri’ye birkaç kilometre uzağındaki Hicre mezarlığında yatıyor. Toprağıyla buluştuğu için gönlümüz rahat. Biz yaşadıkça O’nu unutmayacağız. Kardeşlerim Kenan, Nihat, Vedat ve Turan ağabeyimin çocukları Adnan ve Engin’le anma gününde dostlarımızı ağırlamakla mutlu olduk. Yaşadığımız sürece Turan ağabeyimizi unutmayacağız…”

(Heta Em Saxbin, Tebi mere saxbi) ‘Biz yaşadığımız sürece sen bizimle yaşayacaksın” yazılı döviz günün en anlamlı mesajıydı.

GÜDEN DE TOPRAĞIYLA BULUŞTU

Beşiri’nin Kuşçukuru (Kelhok) köyünde 1987 yılında Almanya’ya yerleşen  simalardan biri de 90 yaşındaki Mecit Güden’di.

Güden, Almanya’nın farklı eyaletlerinde yaşadı.

Son 20 yıldır da Kalkar şehrinde yaşayan Günden, son nefesini verirken, yakınlarına şeyh Reşo gibi; “Beni baba topraklarına götürün” demişti.

Oğlu İhsan ve hünerment Rojhat’ın aralarında bulunduğu 10 kişilik akrabası dün Mecit Güden’in vasiyetini yerine getirdi.

Almanya’daki Ezidilerin en yaşlısı olan Günden, yurt dışında hayatını kaybetti ama toprağıyla buluştu.

Bu üç sima da şimdi Hicre mezarlığında.

Vasiyetleri gereği topraklarıyla buluştuklarında yıllar önce yaşamlarını burada iç içe sürdürdükleri vatandaşlar da onlara son görevlerini yapıyor.

‘Memlekette güzel şeyler de oluyor’ dedirten geleneklerden biri de bu olsa gerek…