Dün plastik ekmek kesme tahtasını

geri dönüşüme atmaya karar verdik.

Kocaman plastik ekmek kesme tahtası.

Bakmayın adının tahta olduğuna.

Üzerinde sebzeler doğranıyor.

Kabak, havuç, soğan, kereviz ve

etler tahta üstünde kesiliyor.

Eski zamanlardan kalan karaağaçtan,

bambudan yapılan tahtalar yerine plastik.

Yapılan araştırmalar göre plastik tahtalar

mikroplastik yönünden düşündürücü.

Yıllardır plastik kesme tahtaları kullanıyoruz.

Her bıçak darbesinde

bir parça kopan plastiğin

besinlere bulaşmadığının garantisi yok.

Ekmek kesme tahtasının yüzeyine baktım,

bıçak darbeleri ile bütünlüğü bozulmuş,

kesilmiş işaretleri görebiliyorum.

Kekik kesik.

Tahtadan kopan plastikler

muhtemelen benim, eşimin ve

hatta torunlarımın içinde.

Şöyle bir çevreme baktım,

Piknik alanlarında,

yol kenarlarında

her yer poşet torbası

havada uçuşuyor.

Yol kenarları, parklar ve

çöp kutuları plastik yığını.

Günlük hayatımızda sürekli mikroplastiklerle

maruziyet yaşıyoruz.

Sularımız plastiklerde,

sütlerimiz ve ayranlarımız..

Yiyeceklerimizi plastik kaplarda

mikrodalgada pişirmek de

yiyecekle dolaylı maruziyet akla getiriyor.

Acaba soluduğumuz havada

mikroplastik yok mu diye düşünüyor insan.

Bugün dikkatimi çekti.

Evde kullandığımız bulaşık ve

çamaşır makiesi deterjanları da

çözünebilir plastik kaplı tabletler.

Şu anda mikroplastiklerin

hemen ortaya çıkan etkilerini göremiyoruz,

ancak vücudumuzda ve

dokularımızda yerleştiklerinde

uzun süreli etkileri olduğu kanıtlanacak.

Çünkü yapılarındaki kimyasallar

hormon bozucular olarak sınıflandırılmakta.

Plastikten vazgeçemem diyenlere sözümüz yok.

Bugün mutfak için hakiki ağaçtan yapılmış

bir ekmek tahtasını eşime hediye ettim.

Plastiğine veda ettim.