*2007 Yılı öncesine kadar diğer petrol kuruluşları gibi kamunun bir sektörü gibi çalışan ülkenin ilk rafinerisi TÜPRAŞ Batman’da, küçülme devir sonrası başladı. Koç’un diğer rafinerilerle birlikte satın aldığı Batman Rafinerisi, artık bölgedeki akaryakıt bayilerin taleplerini karşılayamaz oldu…

*Asfalt ağırlıklı üretim yapan Batman Rafinerisi’nde ‘motorin’ ve ‘benzin’e Kırıkkale’de oktan karıştırıldıktan sonra tekrar tren vagonları ile Batman'a getiriliyor. Tüketici buradaki rafineriden yakıt alamayacak düzeyde…

NEREDEN NEREYE!
Kimse ne derse desin, Batman’ın kilometre taşları petrol kuruluşlarıdır.

Ülkenin ilk rafinerisi Batman’da ama 67 yıldır üretimde olan bu rafineri öyle bir tekledi ki sormayın gitsin.

25-30 Yıl öncesine kadar Doğu ve Güneydoğu’daki akaryakıt ihtiyacını bu ‘Rafineri’ karşılıyordu. Şimdilerde ise Batman’daki yakıt istasyonlarının taleplerine cevap veremiyor.

Batman ve çevresindeki istasyon sahiplerinin çoğu Mersin’den yüksek oktanlı benzin ve motorini karşılıyor.

‘Beyaz ürünü’ işleyecek ünite olmadığı için Batman Rafinerisi ham petrolü arıttıktan sonra önce vagonlarla Kırıkkale’ye gönderiyor. Ardından yüksek oktanın karıştırıldığı o yakıt tekrar Batman Rafinerisi’nin yolunu tutuyor.

İşte bu nedenle ki; Batmanlılar yıllardır evinin önündeki yakıtı belki de en pahallı fiyata alan ‘İl’ oluyor.

KOÇ’TAN BEKLENTİLER BÜYÜK AMA…
Oysa KOÇ grubu, 2007 yılında TÜPRAŞ’ı satın alınca Batmanlılar çok umutlanmıştı.

Burada olmayan üniteyi Koç kuracak diye Odalar ve bazı STK’lar adeta bayram yapmıştı.

Aradan 15 yıl geçti, manzaraya bakın?

Değişen hiç bir şey yok...

Üstelik Batman’a mal olan ‘TCC ünitesi’ bu şehrin bir figürüydü.

Tıpkı Paris-Eyfel’deki kule gibi bir semboldü.

O figürden de olduk.

Bir zamanlar Irak'tan getirilen ithal petrol nedeniyle TÜPRAŞ Batman Rafinerisi’nin önünde 10-15 kilometrelik tanker kuyruğu oluşurdu.

Kuyruk bazen Binatlı köyünü de geçerdi.

Batman’ın ekonomik açıdan en güzel yılları 1990 öncesiydi.

Petrol nakliyeciliği en yaygın mesleklerden biriydi.

Binlerce insan, ekmeğini petrol taşımacılığından kazanırdı.

O tankerler yürüyen rafineri gibiydi.

Batman, bölgede yıldızı parlayan şehirdi.

Ne zaman rafineri özelleşince o kabuğuna sığmayan şehrin yıldızı bir anda sönüvermişti.

Şimdiler de Batman Rafinerisi’nin önünde tek-tük tanker var ve onlar da sadece asfalt taşıyor.

KOÇ’UN YATIRIMI!..
Şu günlerde bilmem yolunuz Batman Rafinerisi’ne düştü mü ya da o yol güzergahından geçti mi?

Dikkat çeken iki kare var.

Biri atıl durumdaki bahçeye enerji panelleri monte eden TÜPRAŞ artık elektriğini kendi üretiyor ve ciddi bir tasarruf sağlıyor.

Bu güzel bir proje.

Umarız diğer kuruluşlarda güneş panellerine yönelirler ve enerjilerini kendileri karşılar.

TÜPRAŞ’ta bir başka kare ise stok tankları…

Kara mahsul ağırlıklı yatırıma yönelen Koç, BOTAŞ sahasına yakın bölgede stok tankları yapımına da hız vermiş. Sakın yanlış anlaşılmasın. Bu yatırımlara kimsenin karşı çıktığı yok fakat Batmanlıların yıllardır beklediği beyaz mahsul üretecek tek bir projenin hayata geçirilmemesi üzücü…

Oysa petrolün olmadığı Kırıkkale Rafinerisinde beyaz mahsul içerikli öyle modern üniteler yapıldı ki, sormayın gitsin.

Batman Rafinerisi kurulduğu günden bugüne hep ‘üvey evlat’ muamelesi gördü.

67 Yıl önce kurulan ünitelere tek bir ünite ilave edilmediği gibi bazı üniteler de küçülmeye gitti.

TEDARİKLERİNİ BURADAN KARŞILAMIYORLAR
TÜPRAŞ, TPAO, TPIC ve BOTAŞ gibi kuruluşların halen varlıklarını sürdürdüğü Batman’da ne yazık ki tedariklerini de karşılamaktan çok uzaklar.

TÜPRAŞ 2007'de özelleştirildikten bugüne kadar kurumsal kimlik gereği ihtiyaçlarını genel müdürlüğün olduğu İzmit’ten karşılıyor.

TÜPRAŞ’ın, Batman piyasasına katkısı yok denilecek kadar az.

TPAO'ya gelince maalesef bu kuruluşta eski konumundan oldukça uzak. 2000'li yıllara kadar TPAO'nun birçok malzeme alım ihalesi Batman’da olurdu. Batman piyasası TPAO’nun alım ihaleleriyle canlanırdı. Son yıllarda o ihalelerinde adresi başkent oldu. Burada rutin işler dışında eski işlevler tamamen yok oldu. TPAO'daki o ünitelerin çoğu birer hatıra olarak hafızalarda yer edindi.

Sessiz sedasız aldığı personelle bir anda petrol sahalarının gözdesi olan TPİC'de de manzara hemen hemen aynı. Bin 200'ü aşkın personeli olan TPİC’in Batman esnafından tedariklerini alıp almadığı meçhul.

BOTAŞ'a gelince bir dönemlerin 150’yi aşkın personeli olan bu kuruluşta şimdilerde iki elin parmak sayısını geçmeyecek elemanlarla stok tanklarında ‘kara altın’ı depoluyor.

Hala Batman’da petrolün 4 önemli kuruluşu var ama Batman ve halkına yararları göz önünde.

Özetle; petrol şehri, petrol kuruluşlarına yenik düştü.

Sağlıkla kalın.