Dini bayramlar,
Milli bayramlar hepsi bizim.
Hayatımıza heyecan,
sevinç katan,mutluluk veren…
Sonuncusu Cumhuriyet Bayramı
Gelecek yıl bir asırlık olacak.
Milletçe kutladık,
gurur duyduk Cumhuriyetle.
Hayat hep bayram olsa!
İnsanlar mutlu, mesut olsa.
Sevinç, mutluluk yüzlerden ve
gözlerden okunsa!
Ama değil.
SAKİN OL…
Bana mı öyle geliyor?
Sokakta yürüyorum,
Otobüse biniyorum,
Haberleri izliyorum.
İnsanlar da bir gariplik var!
Herkes çok tuhaf davranıyor!
Sokaklarda kavgalar.
Akran zorbalıkları.
Sinir krizleri.
Her türden kötü davranış:
Kabalıktan fiziksel şiddete.
İnsanlar araçlarında kral,
pervasızca araç sürmeler,
korno çalmalar,
acelecilik, sinirlilik halleri,
trafik terörü,ölümlü kazalar…
Toplu taşım araçlarında
“asi yolcu” davranışları..
Peki neden ve niye?
Pandemi sebep mi?
Pandemi sırasında
düzensiz, kaba ve dengesiz
davranışlara rastlandı.
Peki şimdi niye?
SAĞLIKTA HOYRATLIK
Hastanelerde ve
sağlık alanında şiddet.
Beyaz kod/ Panik butonu.
Kaç hekim şiddet kurbanı?
Kaç sağlık çalışanı,
ambulans görevlileri,
acil tıp çalışanlarına saldırı…
Hasta ve hasta yakınların
sağlık çalışanlarına
kabul edilemez hoyratlığı…
Anadolu’nun çelebi insanınca
önce alkışlandı sağlık çalışanları
Pndemi sonrası ise öldürmekle
tehdit etmeye geçiş!
Neler oluyor bize?
YA SABIR!
Evet belki hepimiz stresliyiz!
Ama “keskin sirke küpüne zarar!”
Araştırmalara göre;
Kötü davranışlardaki artışın
muhtemel bir açıklaması;
Hali hazırda toplumda dolaşan
öfke,hayal kırıklığı ve stres olamaz mı?
İlk sırada “stresli hayat ya da
hayatta bunalmışlık hissi ".
Pandemide işini, yakınını ya da
bir arkadaşını kaybetmiş olan biri,
istemsiz de olsa aşırıya kaçmış olabilir.
Makul karşılanabilir elbet.
Ama sürekli hale gelirse vay…
Kabalık bulaşıcı olabilir.
İnsanlar olumsuz duygularını
başkalarına yayabilir.
"Kabalığa tanık olan insanların
başka birine yardım etme olasılığı
üç kat daha az" olduğunu yönünde.
Nerede sükunet,
nerede metanet?
HAYRA ALAMET DEĞİL!
Sonumuz hayra alamet değil.
Şu günlerde dinlediğim bir müzik albümü
Sertap Erener’den “Sakin ol!”
Sözler bu günler için yazılmış gibi.
“Of, bu ne sinir, bu ne öfke
Aman bir telaş, bir acele
Herkes birbirini boğacak
Bu gidişle sonumuz ne olacak?
…
Ölümlü dünya, ölümlü insan
Ha alim olsan, ha zalim olsan
Ölümlü dünya, ölümlü insan
…
Şşşt! Şşşt! Sakin ol
Sinirlerine hakim ol”