Sıcak havalar başladı,su sarfiyatı arttı.
İklim değişikliği, üstelik su kullanımının
kötü olması ve aşırı tüketimle üçlüsü
dünyanınpek çok yerinde kuraklıklara ve
sukaynaklarının kuruması ve
kıtlığına neden oluyor.
Türkiye’nin pek çok yeri
iklim değişikliği etkisinde.
Bu yıl yağmur neredeyse hiç yağmadı sayılır.
Batman ovasında ekinler boy atmadı.
Mercimekler cılız kaldı.
Haliyle verim de düştü.
Bu durumda Halk sağlığına yönelik
açık tehdit söz konusu.
Susuzluk ve kıtlık.
Hele su kıtlığının muhtemel etkileri
gıda güvensizliğinden
artan insan çatışmalarına kadar değişebiliyor.
Bu nedenle mevcut su kaynaklarını
koruma ve sürdürülebilir bir şekilde
kullanmanın önemini artıyor.
En çok sorulan sorular;
" Suyumuz mu tükeniyor ?"veya
“Bu yaz su kesintileri yaşayacak mıyız?”
Kısa cevap evet!
Kuraklık ve İklim Değişikliği
Su kıtlığının birçok nedeni vardır.
Su kıtlığının en büyük etkenlerinden biri kuraklıktır.
Kuraklık, belirli bölgelerde
belirli bir süre boyunca yağış olmaması diyebiliriz.
Kuraklık, yağış eksikliğinin (yağmur, kar veya sulu kar)
sonucu olarak ortaya çıkan doğal bir olgudur .
Yağış miktarı farklı bölgeler ve
yılın farklı zamanları arasında
doğal olarak değişebilse de,
iklim değişikliği ve artan küresel sıcaklıklar
yağış modellerini değiştiriyor ve
bu da küresel su kaynaklarının kalitesini ve
mekansal dağılımını etkiliyor.
Yıllarca akan çeşmeler kuruyor,
Su dolu kuyular kör kuyu haline dönüyor.
Daha yüksek sıcaklıklar,
topraktaki nemin daha hızlı buharlaşması demek.
Daha sık ve şiddetli sıcak hava dalgaları
kuraklık koşullarını kötüleştiriyor ve
su kıtlığına katkıda bulunuyor.
Bu koşullar ayrıca orman yangınları için
mükemmelalanlar oluşturarak
kuraklık mevsimini ve su sıkıntısını
daha da körüklüyor.
Kötü Su Kullanımıve Artan Talep
Türkiye’de tarımda maalesef
vahşi sulama denilen bir uygulama var.
Saldım suyu tarlaya…hesabı.
Su sıkıntısı sadece tarımda değil elbet.
Şehirlerde nüfus artıyor.
Göç ve başka etkiler nedeniyle.
Nüfus artışı ya da yoğunlaşması
iklim değişikliğinden kaynaklanan
su stresi ortasında
artan bir su talebi anlamına geliyor.
Kentleşme ve haneler için
tatlı su talebindeki gittikçe artan talep,
özellikle su temini güvencesiz bölgelerde
su kıtlığının arkasındaki itici faktörlerdir.
Umalım ki gelecekte içme suyu tükenen
Kentlerimiz olmasın.
Su Kirliliği
Kirlenmiş ve güvenli olmayan su,
su kıtlığına katkıda bulunan bir diğer faktördür.
Nehirlerimiz her türlü atıkla boca edilmiş durumda.
Su kirliliği, kanalizasyon ve atık su dahil olmak üzere
çeşitli kaynaklardan gelebilir.
Dünyadaki atık suyun %80'inden fazlası
arıtılmadan çevreye geri akar ve
pestisitlerin ve toksik kimyasalların
yeraltı suyuna ve yakındaki tatlı su sistemlerine sızdığı
tarımsal ve endüstriyel akış söz konusu.
Su kirliliği, her yıl savaş ve
diğer tüm şiddet biçimlerinin toplamından
daha fazla insanı öldürüyor.
Sonuç olarak, değerli su kaynakları kirlenir ve
bunun sonucunda daha az tatlı su ve
içme suyu bulunur.
Su Sıkıntısının Etkileri
Birleşmiş Milletler, tatlı suya ücretsiz erişimin
temel bir insan hakkı olduğunu belirtir.
Ve içme suyuna erişimi kaybetmek
insan sağlığı ve hayatları için zararlı olabilir,
çünkü hepimizin hayatta kalmak için
suya ihtiyacı vardır.
Her ay eve aldığımız damacana
damacana su faturaları aile bütçelerini zorlamaktadır.
Su kıtlığı ve eksikliği çevre üzerinde
başka ciddi etkilere yol açabilir ve
küresel barışı ve güvenliği de tehdit edebilir.
Gıda Güvensizliği
Yediğimiz yiyecekleri üretmek için suya ihtiyacımız var.
Bugün, tatlı su kullanımlarının
yaklaşık %70'i sulama ve
pestisitten gübre uygulamasına ve
hayvancılığın sürdürülmesine kadar tarıma gidiyor.
Bildirildiğine göre;
küresel nüfus artmaya devam ettikçe,
talebi karşılamak için tarımsal üretimin
2050 yılına kadar %70 daha artması gerekiyor ve
bu da daha fazla tatlı su kaynağının
yeniden yönlendirilmesini gerektiriyor.
Mesela bazı Afrika ülkelerinde ;
yoğun ve uzun süreli kuraklıklar
gıda ürünlerini yok etmiş ve
yüksek oranda hayvan ölümüne neden olup
gıda fiyatlarının fırlamasına yol açmıştır.
Aileler gıda satın almak ve
güvence altına almakta zorlanırken,
adı geçen bölgelerde
yüksek yetersiz beslenme oranları yaşanmıştır.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı,
durumun kötüleşmesi halinde
insani bir krize yol açacağı konusunda uyarıyor.
Su Savaşları
Su kıtlığının en büyük etkilerinden biri,
su kullanıcıları arasında rekabeti artırması ve
dolayısıyla potansiyel olarak
milyonlarca insanın hayatını riske atabilecek
çatışmalara yol açmasıdır.
Su savaşları yakın gelecekte insanlık için
en büyük risklerden biri
Bunun örnekleri var, Hindistan ve Mısır’da yaşanmış.
SU TİCARET PAZARI
Su artık bir emtia olarak alınıp satılıyor.
Suyun da yakın zamanda
Amerikan Borsası Wall Street'te
alınıp satılabilen altın,
petrol ve diğer emtialara katılması ,
piyasanın su kıtlığının etkilerini
daha da kötüleştirebileceği ve
rekabeti artırabileceği yönünde korkulara yol açtı.
Ne yazık ki; suyu alınıp satılabilir
bir emtia olarak ele almak
temel insan haklarını
finansal kurumların ve
yatırımcıların eline bırakmak anlamına geliyor.
Susuz hayat, ölüm demektir!