Haziran ayı ilk haftası dünya çevre günü.

Dünya çevre günü

bu yıl Bayrama geldi Türkiye’de.

Peki dünya çevre gününde ne yaptık?

Hiç olmazsa bir günlüğüne plastik torbadan vaz mı geçtik?

Hayır!

Toplu taşıma araçlarını mı kullandık ya da

Araba kullanmadığımız bir gün mü oldu?

Hayır!

Hepimiz atladık arabalarımıza vızır vızır gittik,

yollarda trafik sıkışıklığı.

Her konuda da israftan kaçındık mı?

Asla!

Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda.

Çöp tenekelerine bir bakın,

Çöpe atılmış bayatlamış ekmekler,

çürümüş meyveler, sebzeler…

DÜNYA YAŞANMAZ HALE GELMEDEN…

Dünya yaşanmaz hale geliyor.

Bir dizi acil çevresel zorluklar.

Kim başa çıkabilecek?

Yoksa sonumuz felaket mi?

İklim değişikliği kaynaklı felaketlerden

biyolojik çeşitlilik kaybına ve

plastik kirliliğine kadar çevre sorunları ile

her yerde karşılaşıyoruz.

Bu yaz yine kavrulacağız gibi.

Üst üste rekor kıran sıcaklıklar.

Her yıl bir önceki yılı aratıyor.

Dünya genelinde ortalama sıcaklık artıyor ve

İnsanlığı ve dünyamızı değiştirecek.

SAHİLLERDE PLASTİK KİRLİLİĞİ

Günümüzün en can sıkıcı

çevre sorunlarından biri şüphesiz plastik kirliliği.

En acil çevre sorunlarından biri.

Gelecek yıllarda denizlerde

balıktan daha fazla plastik olacak.

Bu nedenle, deniz kirliliği

biyolojik çeşitliliği de tehlikeye atıyor .

Her geçen yıl plastik üretimi tonlarca.

Kullan at tarzında plastiği çevreye saçıyoruz.

Şöyle bir çevreye bak!

Yol kenarları plastik torbalardan,

Su ve meşrubat şişelerinden geçilmiyor.

Her gün denizlerden sahillere

dalgalarla vuran plastik yığınları.

Topla topla bitmez.

Bir rapora göre; her yıl yaklaşık

14 milyon ton plastik okyanuslara karışıyor.

Bu durum yaban hayatı yaşam alanlarına ve

bu yaşam alanlarında yaşayan

hayvanlara zarar veriyor .

Bir de bu işin mikro plastik boyutu var.

Üretilen plastiklerin çoğu geri dönüşüme gitmiyor.

Plastik toplayan sokak çöpçülerini görünce

mutlu oluyorum,

plastikler geri dönüşüme gidecek diye!

Plastiğin çoğunun geri dönüşüme gitmemesi

hayatımızın en büyük çevre sorunlarından biri yapıyor.

Bu konuları daha da dikkat çekmek için

uyarı levhaları asılıyor.

Mesela; plastiğin parçalanmasının

400 yıl sürdüğünü nasıl anlatabiliriz.

İnsanların çoğu gününü gün ediyor.

Bu gidişle plastik kirliliğinin uzun vadede

çevre üzerinde geri döndürülemez etkilerinin

ne olacağını söylemek mümkün değil.

Bu nedenle Birleşmiş Milletler öncülüğünde

bu sorunu ele almak için 2022 yılında

plastik kirliliğini azaltmayı amaçlayan

yasal olarak bağlayıcı bir

uluslararası anlaşma oluşturmak için bir süreç başlattı.

Bu süreçten çıkan sonuçlardan;

Yalnızca atık yönetimini değil

aynı zamanda plastiklerin üretimi ve

tasarımını da ele alacak

bir anlaşma çerçevesini sonuçlandırmayı amaçlıyordu.

Ancak görüşmeler anlaşma sağlanamadan

2024 yılında sona erdi.

Gelecek yıllarda devam kararı alındı.

BAŞKA ÇEVRE SORUNLARI

Ormanların yok edilmesi hemen göze batanlardan.

Türkiye’nin dağları delik deşik.

Ormanları kesiliyor.

Altın madenciliği başta

çevreye etkileri hep kamu oyunun gündeminde.

Dünyada her saat başı

300 futbol sahası büyüklüğünde orman kesildiği bildiriliyor.

Karamsar bir tablo ama

2030 yılına gelindiğinde

gezegenin ormanlarının sadece %10'u kalmış olabilir

şeklinde beyan edenler var.

Bu gidişle ormansızlaşma durdurulmazsa

bir asırdan kısa bir sürede hepsi yok olabilir.

Türkiye’de 2B denilen uygulama

bunun bir örneği sayılabilir.

Tarım, en büyük çevresel sorunlardan biri olan

ormansızlaşmanın önde gelen nedenidir.

Hayvancılık yapmak veya otel yapmak/konut alanı açmak ve

aromatik ürünler gibi satılan diğer mahsulleri ekmek için

arazi temizlenir, orman yok edilir.

Karbon tutmanın yanı sıra ormanlar,

ağaç kökleri toprağı bağlayıp

toprağın aşınmasını önlediği için

toprak erozyonunu önlemeye yardımcı olur ve

bu da heyelanları önler.

Bunun aksi ise; Erozyon!

Gelsin çöller ve acayip havalar!

Peki insanoğlu bu durma nasıl tepki vermeli?

Mesela; Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı

kara kaynaklı plastik kirliliğini azaltırken

aynı zamanda halkı atık yönetimi uygulamaları konusunda

eğiten bütünleşik bir girişimde bulunulmalı ve

projeler geliştirilmeli ve desteklemelidir.