Yavaşladığında sol göğsümün altında

Delice vuran yaşam kaynağım

Bakışıyla arkadaşın artar ivmesi

Ve sonra Çarptıkça çarpar

Sol göğsümün altındaki deli çocuk

 

   Arkadaşlık; her şeyin metaya dönüştüğü günümüzde, her koşulda değerini koruyan ve paha biçilmeyen tek şeydir.

   Batman’da arkadaşlığı bir ağaca ve bağlarını bir köke benzetebiliriz. Petrol tohum oldu, bizler de kökleri o ağacın. Hep yazılır ve söylenir, “Batman yoktu, İluh vardı!” diye. İluh’ta tanırdı herkes birbirini ama petrolun saçtığı tohumu, özsu gibi küçük derecikler halinde akan insanlarla birlikte  suladı. Tanımıyorlardı birbirlerini o gelen insanlar, karşılandıkları hoş geldiniz sevgisiyle, onlar da o tohumu canlandırmak için tüm enerjilerini salmak istediler geldikleri o topraklara. Ağacın kökleri her geçen gün güçlendi ve uzadı, uzadıkça gövdenin oluşması için daha çok güç sağladı. Kısa zamanda ilk çiçek filizini verdi, ardından fidan başını güneşe doğru uzattı, çok farklı eller tarafından sulanan fidan uzadı, güçlendi ve çeperi genişledi. Doğa dosttur; içinde kötü ve kötülük barınmayan her şeyi hemencecik alır, katar kendine büyütür kendiyle, işte Batman’da arkadaşlıklar böyle başladı. Tanımazdı kimse birbirini önceleri, barınmazdı hiç kimsenin içinde en küçük bir kötülük, hazırdı herkes uzatmak için elini en içten duygularla kendinden önce gelene. Eller kenetlenirken birbirine, geniş çok geniş insan halkaları oluştu Batman’ın her bir yerinde. Konuştular her bir dilde, her yöresinden ülkenin. Karıştı kelimeler birbirine, anladılar birbirlerini, öğrendiler diğerinin konuştuğu dili. Sokak oralarında oynayan çocukların bağırışları bazen de küfürleri duyulmaya başlandı her dilden, Bağırtılarda, küfürlerde de bile hep kardeşçe bir arkadaşlık vardı. O arkadaşlıkla büyüdü o çocuklar, büyüdükçe daha çok bağlandılar ve daha çok sevdiler birbirlerini.

   Petrolün attığı tohumla büyüyen ağaç göklere uzanırken, kökleriyle bağları zayıflamak yerine daha çok bağlandı köklerine, birlikte yaşarken en ulu ağaç meydana geldi, bu ağacın etrafında elleri kenetli insanlar, yağan yağmurun ve yakıcı güneşin altında korundular, sarıldılar birbirlerine kışın ısınmak için, birbirlerine bakarak serinlediler yazın o ağacın gölgesinde.

   Batman’daki arkadaşlığı gövdesi ve dalları sert, yaprakları yemyeşil ve kökleri çok güçlü bir ağaç olarak tanımlayabiliriz. Gidenlerin yerine, yenileri gelenler de aynı duygularla karşılandığı için o ağaç hep ve bütün heybetiyle yerinde durdu. Gidenler de her ziyaretlerinde koşa koşa o ağacın altında buluştu orada kalan arkdaşlarıyla. Konuştular durmaksızın, duydukları her sözcük onarıyordu ruhlarında eprimiş bazı yerleri ve bu buluşmalardan sonra yaşadıkları yerlere daha güçlü ve daha mutlu dönüyorlardı.

   “Arkadaşlık ağaca benzer, kurudu mu yeşermez artık!”diye yazmış Nazım Usta, şiirin bu dizelerinden yola çıkarsak eğer;  Batman’da kurulu o ağaç hep güçlü ve yeni dallarıyla her zaman yemyeşil ve çok canlıdır. Batman’daki arkadaşlığı biraz da cephede savaşan askerlerin arkadaşlığına benzetiyorum, çünkü Batman’daki arkadaşların beyni ve ruhu hep ve her koşulda birlikte olmak üzere, iyi niyet ve güven üstüne kurulmuştur.

   İşte Batman’ı diğer şehirlerden ayıran en önemli bir diğer özelliği de budur.