Batı ülkelerinde en çok tartışılan konulardan biri

Aşırı (ultra ) işlenmiş gıdalar ve sağlık konusu.

Yapılan çalışmalara göre; aşırı işlenmiş gıdaların tüketilmesinin çeşitli kronik hastalıkları artırdığı yönünde.

Bunun nedeni, yağ, tuz ve şeker açısından zengin olmaları; lif açısından düşük olmaları; mikro besin açısından düşük olmaları veya bağırsak mikrop topluluğunu etkilemeleri olabilir veya yukarıdakilerin hepsi olabilir şeklinde görüşler var.

Tüm aşırı işlenmiş gıdaları

öğünlerimizdeçıkarmak çok büyük bir taleptir.

Ne var ki çoğu insan için aşırı işlenmiş gıdaları öğünlerimizden tamamen çıkarmak zordur.

Zararlara yol açan aşırı işlenmiş gıdalar şekerle tatlandırılmış içecekler ve işlenmiş et ürünleri gibi yiyeceklerdir.

Yüksek lifli olanlar daha iyi sağlık sonuçlarıyla ilişkilendiriliyor.

Esas alınması gereken gıdalardaki lif, meyve ve sebze yemeyi artırmak.

Bu nedenle basit kural; tanımadığınız içeriklere sahip yiyeceklerden kaçınmak.

Taptaze, mis gibi kokan yeni pişirilen ev yapımı yiyecekler sağlık açısından neredeyse her zaman en iyisidir.

Yemek planlama, toplu pişirme ve dondurma usulü ile saklama gıdaları yönetilebilir hale getirebilir.

Ancak süpermarketlerdeki hazır yiyeceklere yönelmeniz gerektiğinde, en az kötü seçenekler hangileridir, bizi hep düşündürür.

Biliyoruz ki neredeyse tüm yiyecekler bir dereceye kadar işlemden geçirilir.

Evde yemek pişirseniz bile, muhtemelen un, zeytinyağı ve hatta konserve domates kullanırsınız.

Bunların hiçbiri çiğ halde değildir.

Ancak aşırı işlenmiş yiyecekler çok farklıdır.

Mutfağınızda bulamayacağınız endüstriyel maddeler ve onları lezzetli hale getirmek için kullanılan katkı maddeleri içerir.

Derler ki; bu konularda çalışma yapanlar

Aşırı işlenmiş gıdaların çoğu yiyecek değildir. Endüstriyel olarak üretilen yenilebilir bir maddedir.”

DEVAM EDECEK