Türkiye’de 2025,aile yılı ilan edildi

Doğum yapan ailelere doğum yardımı artırıldı.

Dünya çapında doğurganlık oranındaki düşüş fena.

Türkiye bu gidişten muaf değil.

Nüfus piramidi yaşlılar lehine değişiyor.

Bu kampanya umarız hedefine ulaşır.

Doğurganlık ortanı artar.

Bu durum yıllar önce Almanya’ya çalışmaya giden Türkleri aklıma getirdi.

Alman devleti her çocuk için aileye yardım yapıyordu.

Anne uzun süreler çocuk bakımı ile meşgul oluyordu.

Yine de Almanya’nın nüfusunda bir artış olmadı.

Yaşlı nüfus yükseliyor.

Müreffeh bir ülke Almanya ancak tüm Avrupa’da olduğu gibi düşük doğurganlık oranına sahip.

Türkiye gibi ülkelerde de doğurganlık oranı düşmekte.

Genel olarak söylersek gelişmişlikle doğurganlık arasında bir ters eğim olduğunu araştırmalar gösteriyor.

Daha az gelişmiş bölgelerde doğurganlık oranlarının, daha düşük doğurganlık oranlarına sahip gelişmiş bölgelere kıyasla daha yüksek olmasına hangi faktörler katkıda bulunmaktadır?

Daha az gelişmiş bölgelerdeki doğurganlık oranlarının daha gelişmiş bölgelere göre daha yüksek olması; genellikle aile planlaması, eğitim ve sağlık hizmetlerine daha az erişimin yanı sıra geniş ailelere değer veren kültürel ve ekonomik etkilerle bağlantılıdır.

Bunları biraz açalım, farkındalığı artıralım.

Aile Planlamasına Sınırlı Erişim

Aile sağlığı merkezleri ülkemizde yaygınlaştı.

Ana-Çocuk sağlığı hizmetleri de var.

Bazı ülkelerde ve yörelerde doğum kontrolüne ve aile planlaması hizmetlerine erişim eksikliği önemli bir faktördür.

Bu, istenmeyen gebeliklere ve daha yüksek doğum oranlarına yol açabilir.

BEBEĞİMİN ADI: DURSUN

Yüksek Bebek ve Çocuk Ölüm Oranları

Bebek ve çocuk ölüm oranlarının yüksek olduğu bölgelerde, ebeveynler olası kayıpları telafi etmek ve bazılarının yetişkinliğe kadar yaşamasını sağlamak için daha fazla çocuk sahibi olmayı tercih edebilirler.

Hatta memleketimizde bu yüzden bazı aileler çocuklarına DURSUN adını verirler.

Düşük Eğitim Seviyeleri, Özellikle Kadınlar İçin

Daha az eğitime sahip kadınların doğurganlık oranları daha yüksek olma eğilimindedir.

Eğitim, kadınların aile büyüklüğü ve aile planlaması hizmetlerine erişim konusunda bilinçli seçimler yapmalarını sağlar.

Ekonomik Faktörler

Bazı kültürlerde çocuklar ekonomik varlıklar olarak görülür.

Özellikle kırsal bölgelerde tarımda emek yoluyla, dağda sürülerle çoban olarak aile gelirine katkıda bulunurlar.

Yoksulluk ayrıca ailelerin yaşlılıkta emek veya destek için daha fazla çocuğa ihtiyaç duyması nedeniyle daha büyük ailelere yol açabilir.

Kültürel ve Dini İnançlar

Geleneksel inançlar ve dini öğretiler aile büyüklüğü tercihlerini etkileyebilir, bazen daha büyük aileleri teşvik edebilir.

Aile ve toplumdan gelen çocuk sahibi olma yönündeki sosyal baskı da rol oynayabilir.

Sağlık Hizmetlerine Erişim Eksikliği

Anne ve çocuk sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere sağlık hizmetlerine sınırlı erişim, daha yüksek doğurganlık oranlarına katkıda bulunabilir.

İyileştirilmiş sağlık hizmetleri, daha düşük anne ve bebek ölüm oranlarına yol açabilir ve bu da daha düşük doğurganlık oranlarına yol açabilir.

Sosyal ve Ekonomik İstikrar

Sosyal ve ekonomik istikrarsızlığın daha fazla olduğu bölgelerde, aileler destek için daha fazla çocuğa sahip olma ihtiyacı hissedebileceğinden, doğurganlık oranları daha yüksek olabilir.

Kentleşme

Bölgeler ekonomik olarak geliştikçe, köyden kente göç sıklıkla görülür.

Kentsel bölgelerde, eğitime, istihdam fırsatlarına ve aile planlaması hizmetlerine erişimin artması gibi faktörler nedeniyle daha düşük doğurganlık oranlarına sahip olma eğilimindedir.

Her şeye rağmen insanın aklına şöyle bir soru düşüyor.

Yüksek doğurganlık oranları ne ölçüde düşük ekonomik kalkınmanın kanıtıdır?

DEVAM EDECEK