Atatürk yılı 1981.

UNESCO tarafından Atatürk yılı ilan edildi.

Gerekçesini şöyle açıklamıştır:

Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi,

UNESCO’nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur”.

152 devletin katıldığı toplantıda, veto ve çekimser oy çıkmadan, dünyanın oybirliğiyle

"Asrın dev lideri Atatürk" olarak kabul edildi.

Hele dünyanın içinde bulunduğu şu günlerde

Atatürk, bir umuttur;

Atatürk, bağımsızlıktır ve yarınlardır.

Atatürk, “Ya istiklal, ya ölümdür!”.

Atatürk,”Yurttasulh, cihanda sulhtur”.

Atatürk, savaş meydanlarıdır,Sakarya, Dumlupınar,  Çanakkale'dir.

Trablusgarp, Yemen'dir. 

Atatürk, savaş tarihine geçen 3 emirdir.

1915'te "Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" diye emir verendir.

1921'de Sakarya'da " Hattı müdafaa yoktur, sathımüdafa vardır…" diyendir.

Ve Milli kurtuluş savaşında 1922'de Büyük Taarruz'da, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle adını dünya tarihine altın harflerle yazdırandır.

Atatürk, tam bağımsız vatan ideali uğruna mücadeledir ve galibiyettir.

Atatürk, TBMM de nutuktur.

MUSTAFA KEMAL

Atatürk 35 yaşında general,

40 yaşında başkomutandı.

42 yaşında "en büyük eserim" dediği

Cumhuriyeti ilan etti.

Şapka ve kıyafet inkılabını 44 yaşında yaptı,

Nutuk'u 46 yaşında yazdı.

Türk alfabesini 48 yaşında yürürlüğe koydu.

Atatürk bir kalıp değil, bir gerçeklik, bir akılcılıktır.

Falih Rıfkı Atay şöyle yazar:

"O'nun düşmanlığı, yobazlığa idi. Gericiliğe idi. Türk şerefini düşüren ve Türklüğü gelişmeden alıkoyan kara ve karanlık geleneklere karşı idi".

ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNMEK!

"Efendiler, bütün cihan bilmelidir ki,

Türk halkı, TBMM ve onun hükümeti uşak muamelesine tahammül edemez."

"Ülkeniz sizindir, Türklerindir.

Bu ülke, tarihte Türk'tü bugün de Türk'tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."

"Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.

Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."

"Bütün ümidim gençliktedir."

"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir.

Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir."

"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir."

"Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır."

"Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur."

ATATÜRK,DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ

"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.

En doğru, en gerçek tarikat, medeniyet tarikatıdır. Uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir."

"Din bir vicdan meselesidir.

Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.

Biz, dine saygı gösteririz.

Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz.

Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz."

"Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes

Allah'a istediği gibi ibadet eder.

Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı bir şey yapılmaz.

Türkiye'de bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilmez."

ATATÜRK'ÜN EMANETİ

Atatürk, ne insanüstü bir varlık ne de ulaşılması imkansız bir şahsiyetti.

Herkes gibi etten, kemikten, içimizden, bizden biri,annesi Zübeyde hanımın sarı Mustafa’sı, bizim Mustafa Kemal’imiz.

Kendini milletine feda etmiş, düşünceli ve yorgun fakat asla umutsuz değil.

Tüm ümidini gençliğe bağlamış bir Ata.

En büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet etmiş bir lider.

Bugün, onun ölümsüz fikirleri bu milletin damarlarında dolaşıyor.

En Atatürk!

Vatanı senden öğrendik, vatan sevgisini de, vatan için can vermeyi de.

Bayrak seninle dalgalandı göklerde.

Şehitlerin kanıyla kırmızı.

Alfabeyi, ilk harfleri karatahta başında sen öğrettin.  

O,Okuduğu binlerce ve kendi yazdıklarıyla kitaptır.

O, "Hayatta en hakiki mürşit olan akıldır, bilimdir".

Mareşaldir, başkomutandır, ebedi Cumhurbaşkanıdır.

Atatürk'ü sevmek, inkılaplarını benimsemek,  uygulamak ve çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek,  O'nun sonsuzluğa geçen ruhuna iyi gelecektir.

Atatürk bir sevdadır!