*2020’nin Dünya tarihindeki yeri unutulmayacak. Ukranya Havayolları’na ait uçağın düşürülmesi, Ortadoğu’daki peş peşe olaylar, Avustralya’daki dehşet yangın, ülkemizde ise Elazığ depremi ile başlayan birbirinden önemli olaylara Koronavirüs’ün sarsıcı etkisi de eklenince 2020 her bakımdan ‘felaket’ yılı oldu.

*Batman’da sosyal mesafeye uyulmadığına dair çarpıcı kareleri hemen hemen her gün gazetemizin ilk sayfasına taşıyoruz. Koronavirüsle mücadelede maske kullanımı eskiye oranla arttı ama sosyal mesafeye uyan vatandaşların sayısı çok ama çok az.

KORONAVİRÜS’ÜN SARSICI ETKİSİ
2020 Yılı tarihteki yerini şimdiden aldı.

Birçok felaketin yaşandığı 2020’de neler olmadı ki?

Artık öyle bir hal aldı ki duyduğumuz ne olursa olsun şaşırmıyoruz. 2020’nin ve sonraki yıllarda unutulmayacak en büyük felaket ise kuşkusuz pandemi….

Önce Ukranya Havayolları’na  ait uçağın düşürülmesi, Ortadoğu’daki gelişmeler, ardından Avustralya’daki dehşet yangın ve ülkemizde ise Elazığ depremi ile başlayan onlarca olaya üzülürken bir anda Koronavirüs’ün hızla dünyayı etkilediğine şahit olduk.

Pek çoğumuz bu salgını önce ciddiye almadık.

Sonra dalga dalga ilerleyen koronavirüs kapımıza dayandı.

Çin’de ortaya çıkan koronavirüsü öyle ki ilk büyük etkisini Çin’de gösterdi. Çin’in almış olduğu sert tedbirlerle birlikte belki de salgında en hızlı toparlayan ülke oldular.

Koronavirüs çok can aldı ama dünya tarihindeki diğer salgınlarla kıyaslandığında aslında daha az ölümün gerçekleştiğini görüyoruz. Bunda teknolojinin gelişmesinin büyük payı var, fakat teknolojinin gelişimine rağmen dünyadaki birçok ülkenin sağlık sistemindeki sorun ise aslında dünyadaki birçok ülkenin çok da gelişmediğini gösterdi.

Ekonomik olarak dünya ya büyük bir bunalımda ya da büyük bir bunalıma doğru gidiyor.

Küreselleşen dünyanın ulus devlet modeli şeklinde bir süre hareket etmesi de bu bunalımı ortaya çıkarmış olabilir.

Koronavirüs’ün birçok etkisini sıralayabiliriz ama insani açıdan bakıldığında hiç tanımadığımız bir insana bile virüsü bulaştırma riskinin olması oldukça ilginç.

Öylesine ağır bir vicdan ve ilginç bir husus ki bu, belki de kalemi çok güçlü yazarların dahi böylesine distopik bir hikaye kıyısından köşesinden akıllarına gelmemiştir.

2020’nin 7 ayını geride bırakmak üzereyiz…

Son 5 ay.

Kim bilir karşımızda daha neler var?

Biz yine de umudumuzu yitirmeden ve dimdik şekilde dünyamızı güzelleştirmekten ve mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

MASKE TAMAM AMA…
Hemen hemen her gün Batman Çağdaş’ın ilk sayfasında sosyal mesafeye uyulmamasına dair haberleri gündeme getiriyoruz.

Daha önce memlekette maske kullanımıyla ilgili problem yaşanıyordu ama koronavirüs’ün ağır tablosu sonrası maske kullanımında ciddi bir artış oldu.

Koronavirüs’le mücadelede üç altın kural olan sosyal mesafe, hijyen ve maske kullanımında en çok sosyal mesafeyi gözardı ediyoruz.

Sağlık yetkilileri, sosyal mesafenin önemine fazlasıyla dikkat çekti.

PTT ve bankaların önlerindeki mesafesiz kalabalığı görünce bu uyarıların Batman’da çok dinlenmediğini görüyoruz.

1 Haziran sonrası normalleşme sürecine girmiş olabiliriz ama üç altın kuralı da hayatımızın merkezine yerleştirmemiz gerekiyor.

Batman pandemiyle boğuşurken her vatandaşın sorumlulukları bulunuyor.

Hani bir söz vardır, ‘herkes evinin önündeki pisliği temizlesin’ diye; işte bu söz koronavirüs için de çok geçerli.

Bankada veya başka bir yerde işimiz olabilir. Sonuçta hayat devam ediyor ama kalabalığın olduğu yerde ‘bir de ben olsam ne olacak ki’ düşüncesiyle en sevdiklerimize ve hakkımızın olmadığı insanlara bu hastalığı bulaştırabilir ve hayatlarına mal olabiliriz.   

Batman’da koronavirüs’ün tablosuna bakınca koronavirüsü bitirmeye yönelik değil de bu hastalıkla yaşamaya alışmaya meyilli bir durum söz konusu.

Öncellikli amacımızın bir an önce bu salgından kurtulmak olmalı.

Evet hayat devam ediyor, ama nasıl?

Sağlıcakla kalın.