Anayasa ülkenin demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgular. Dolayısıyla sosyal anlamda devletin millete sunduğu imkânlar ve yardımlar bu çerçeve içerisinde değerlendirilir. İmkânı olmayan vatandaşlara yardım elinin uzatılması elbette öncelikle devletin görevidir. Bu konuda devletin girişimciliğinin eleştirilecek bir yanı yok.

Ortadoğu kültüründe devletin vatandaşlara yardım adı altında dağıttığı istihkaklar var. Arap ülkelerinde vatandaşlar evlerinde otururlarken bile devletten aylık gıda ve benzeri ihtiyaçlarını alırlar. Onlar da rahat devlet de rahat görünür. Bir tür sadaka kültürü yaratılsa da devletin gelir kaynaklarının yeterliliği bu rahatlığı sağlamış görünmektedir. Ancak demokratik ülkelerde yapılan sosyal yardımların sadaka kültürü oluşturmamasına büyük bir titizlikle dikkat etmek gerekmektedir.

Aç olan, açıkta olan yurttaşımıza elbette gerekli olan yardımı sağlamalıyız ancak balık yemekten ziyade aynı zamanda vatandaşlarımıza balık tutmayı öğretmek de temel görülerimiz arasında yerine almalıdır.

Sosyal devlet adı altında son dönemlerde ayrılan kaynakların yerinde kullanılıp kullanılmadığı hususunda ciddi endişelerin var olduğunu belirtmek gerekmektedir. Özellikle sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı aracılığı ile dağıtılan yardımların yardımdan ziyade bir geçim kaynağı haline getirildiği iddialarını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Sosyal Devletin gereklerini yerine getirirken kaynakların etkin, verimli ve yerinde kullanılması ilkesini de unutmamak gerekmektedir. Kaynakları acil ihtiyaçlar dışında tüketime yönlendireceğimize yatırama dönüştürüp insanların çalışarak üretme ve kaynakları geliştirmeye yönelirsek daha sağlıklı sonuçlara varmanın imkânı olacaktır.

İlimizde de sosyal yardımlaşma vakfı yardımları konusunda ciddi sorunlar var. Örneğin kömür yardımları. İlimizin coğrafi konumu nedeniyle kışın hava sirkülâsyonunun olmamasından kaynaklı olarak yaşanan bir hava kirliliği meselesi var. Valilik sosyal yardım anlamında yaklaşık olarak 23 bin aileye kömür dağıtmaktadır. Kömürün kalitesi ortadadır. Bu kömürlerin kullanılıp kullanılmadığı konusunda da ciddi bir incele yapılması gerekiyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, son 15 yılda 235 milyar TL sosyal yardım yapıldığını söyledi. 2018’de tüm bakanlıklarla birlikte yapılacak sosyal yardım miktarı 50.8 milyar TL’yi bulacak.

Yine kaynaklar incelendiğinde Batman'a yapılan sosyal yardımlar  yılda yaklaşık olarak yirmi milyon Türk Lirasına yakın paranın dağıtıldığına şahit olmaktayız. Elbette yapılan bu yardımlara karşı değiliz ve olmamız da mümkün değil ancak yılda milyonlarca lira yardım parası ile ilimizde her yıl bir iki fabrikanın kurulması da pek ala mümkün olabilir. Devlet millet el ele kampanyası şeklinde yapılacak girişimlerle yirmi milyonu devlet verirse arsa paylarının de ödenmeyeceğini düşünürsek vatandaşların sermaye katmaları ile binlerce insanımıza iş ve aş imkanı yaratılması da söz konusu olabilir. Kaldı ki ilimizde dağıtılan yardım miktarı bu kadarsa diğer şehirlerdeki yardımın miktarı ile daha çok yatırım yapma imkânı da sağlanabilir.

Bu yatırımlar aynı zamanda dağıtılan yardımların alanlarına da yönlendirilebilir. Mesela sıcak aş için yapılan yardımlarla büyük yemek fabrikası kurulması gibi bir yatırım. Hem insanların istihdamını sağlayacak hem aş ve iş imkânı sunacak bir yatırım olabilir. Kamu kurum ve kuruluşlarının buradan yemek ihtiyaçları sağlansa başarılı bir proje gerçekleştirilebilir. Kaynaklarla kaynak yaratılacağı gibi aynı zamanda kaynakların heba olması da önlenmiş olabilir.

Biz yöneticilere nazikçe hatırlatmış olalım. Onlarda daha üstlere iletirler ya da bu önerileri değerlendirirlerse eminim herkes daha çok kazanacaktır. Biz şimdilik yardımların yatırıma dönüşmesi üzerinde durmayı yeğledik.

Selam ve dua ile.