Ne yazık ki 6 Şubat’tan beri başta Maraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya olmak üzere Batman’ın da aralarında olduğu onlarca il deprem fırtınalarının etkisinde.
10 İl’de büyük yıkıntı oldu, yaralar da öyle kolay kolay kapanmayacak.
Şimdilerde ise olası depremler gündemde.
Marmara ve Doğu Anadolu fay hatlarıyla ilgili uzmanlar her gün bir açıklama yapıyor.
Kimse depremin ne zaman olacağını bilmediğinden her gün bir senaryo her gün teori ortaya atılıyor.
Ancak gerçek şu ki olası depremler herkesin psikolojisini etkiledi.
İstanbul’da görüştüğüm birçok arkadaş daha güvenli binalar için yer değişikliği yapıyor. Bölgemizde de tek katlı binalara yoğun bir ilgi var.
Şu anda depremin vurduğu illerin yaralarının sarılması için seferberlik sürdüğünden deprem tehdidi altındaki bölgelerde ise ciddi kafa karışıklığı var.
Herkes kendince bir tedbir alıyor, alması da mantıklı tabi.
Ancak kontrolsüz göçler de ayrı bir gerçek. İleri süreçte toplumdaki bu hareketlilik nasıl sıkıntılara neden olacak şimdilik bilinmiyor.
Fakat şu gerçek ki ülkemizde sil baştan bir ‘afet yönetimine’ ihtiyaç var.
Daha kontrollü, tüm toplumu ve kurumları içine alacak, böylesi zamanlarda daha bilinçli hareket edilebilecek bir anlayış ve uygulamaya ihtiyaç çok açık.
Batman özeline gelirsek…
An itibariyle ağır hasarlı 5 bina boşaltıldı. Bazı binalarda da incelemeler sürüyor.
Binası hasar gören vatandaşların merak ettiği en büyük soru ise “Binalar afet kapsamına alınacak mı?...”
Geçtiğimiz günlerde binalarını terk eden bazı ev sahipleri gazetemizi arayarak; “Evimizi apar-topar boşalttık. Ancak süreç nasıl işleyecek bilmiyoruz. Bizi bu konuda bilgilendiren de yok. Evimizi bu halde bıraktığımız için hırsızlar da dadanıyor. İlgili kurumlardan isteğimiz süreç netlik kazanana kadar binalarda önlem almalarıdır” diye görüş bildiriyorlardı.
Batman’da bazı vatandaşlar da binalarında hasar tespiti yapılması için bekleyişte olduklarını belirtiyor. Bu konuda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ekip sayısını arttırması bekleniyor. Birçok vatandaş epeydir tespit için beklemede.
Özetle; birçok açıdan belirsiz bir süreç var, böylesi zamanlarda başta ilgili kurumlar daha koordineli olmalı, vatandaşlar da resmi açıklamalara göre hareket etmeli.
