Yaşayan tarih Batman’ı anlatıyor:

“RÜYAMIZDA GÖRSEK İNANMAZDIK”

**Çocukluğu ve gençliği eski İluh’ta geçen 82 yaşındaki Nuri Koyuncu, 14 haneli Tepebaşı’ndaki köyden yarım milyonluk şehre dönüşen Batman’ın dününü anlatıyor; “Rüyamızda bile görsek Batman’ın böyle büyüyeceğine inanmazdık. Sanki sihirli bir el değdi, küçük petrol kasabasının yerini modern bir şehir aldı.”

**Siirt’in tanınan ailelerinden Koyuncuların soy ismi küçükbaş ve büyükbaş tüccarlığından geliyor. Koyuncular ailesinin büyük ferdi ‘Fele’ lakabıyla bilinen Hacı Felek Koyuncu, aynı zamanda bu kentin temelini atan ilk esnaflardan. 70 Yıl önce MTA ve TPAO’nun et ihtiyacını karşılayan esnaf da merhum Koyuncu’dur.

SOY İSİMLERİNİ MESLEKTEN ALDILAR
Batman Çağdaş, petrol şehrinin dününe tanıklık yapan simaları konuk etmeye devam ediyor. Kentin kimliğini okurlarıyla buluşturmayı görev bilen Batman Çağdaş, bugün de çocukluğundan ve gençliğine kadar ömrünün büyük bölümünü Batman’da geçiren 82 yaşındaki Nuri Koyuncu’yu konuk ediyor.

1945’lerde İluh, henüz 14 haneli köyken Siirt’in tanınan ailelerinden Koyuncular, farklı meslekleri petrol kasabasına getirmiş.

Batman henüz nahiye iken kimse o küçücük petrol kasabasının, 70 yılda 600 bin nüfuslu modern bir şehir olacağını aklından geçirmezdi. Koyuncular ailesinin yaşayan canlı tarihi 82 yaşındaki Nuri Koyuncu, bu şehrin temelini atan ailenin son ferdi…

Koyuncular ailesinin büyüğü Hacı Felek Koyuncu, 1950’li yılların başında Cumhuriyet meydanında ilk kasap, ilk otel ve ilk kahveyi açan esnaftır...

Babası merhum ‘Fele’ lakabıyla bilinen Hacı Felek Koyuncu’nun 1948’lerin başında Raman dağına yerleşen göçer ailelerinin koyunlarını alıp, o dönemler MTA’ya sattığını anlatan Nuri Koyuncu, bizi yıllar öncesine götürüyor. Tepebaşındaki o küçük İluh’un nereden nereye geldiğinin canlı tanıklarında Koyuncu anlatıyor;
“1948 Yılında TPAO’dan önce MTA vardı. O zamanlar petrol arama işini bu kurum yapardı. Merhum babam da koyun alırdı, petrol kasabasına getirirdi. 10 Yaşındaydım, merhum babama eşlik ederdim, sürülere bakardım. MTA’da Turan Tamer yetkiliydi. Bir gün babamı çağırdı, ‘Bize her gün taze et temin et’ diye talimat verdi. O dönemler Batman’ın içinden geçen İluh deresi berrak akardı. Babam koyun tüccarı olduğu için malzemesi hazırdı. İluh köprüsünün dibinde çadır kurduk. Büyükbaş kesimine orada başladık…”

İLK MEZBAHANE DERE KENARINDAYDI
Bizi adete zaman tünelinden geçiren bilge insan Nuri Koyuncu, merhum babası ve eski arkadaşlarının adlarını söyleyince hüzünleniyordu. O samimi ve içten olan arkadaşlarına olan özlemini de arada sırada dillendiriyordu..

Batman’ın ilk mezbahanesi de 1950’li yılların başında İluh’a yakın olan şimdiki sakatatçılar çarşısının civarında kurulmuş. Mezbahanenin de Rafinerinin ilk müdürlerinden merhum Şemsi Ağar’ın yardımlarıyla kurulduğunu anlatıyor Nuri Koyuncu: “Önce MTA, daha sonra da TPAO’nun Ankara’da Et Balık Kurumunun açtığı et ihalesi işini alıyorduk. Batman’da petrol sektörleri de yavaş yavaş gelişiyordu. Sanırım eski TMO’nun bitişiğindeydi ilk mezbahane binası. Tek odalı kesimhaneye babamın yardımına giderdik. Mezbahane yapılınca Siirt’ten evimizi Batman’a getirdik. DDY köprüsüne yakın olan Hüsnü Tavukçu’nun evini kiraladık…”

“NAHİYE MÜDÜRÜNÜ HATIRLIYORUM”
İluh’un nahiye günlerinin de bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçen Nuri Koyuncu, petrol kasabasının o eski günlerinde esnaflık yapanları da hatırlıyordu; “Bizden bir yıl önce Fahri Balcı’nın babası Musa Balcı Batman’a gelmişti. Eski TMO’da görevliydi. Onurlu, saygın ve memleketseverdi. Batman’da ilk marketi açan Kıvırcıkları da Siirt’ten getiren Balcı ailesiydi. 14 Haneli İluh’un nahiye müdürü Ahmet Kayhan’dı. İkinci nahiye müdürü ise Siirtli Mahfuz beydi. Batman’da nahiyelik uzun süre devam etti. 1955’te Belediyeliğe, iki yıl sonra da ilçe statüsüne kavuşan Batman’ın kısa bir süreçte böyle büyüyeceğini rüyamızda görsek bile inanmazdık…”

İŞ BANKASI’NIN YERİ FIRINDI
Batman’ın ilk fırını, kahvesi, lokantası ve taştan yapılı ilk Belediye binasını da anlatmadan edemiyordu Koyuncu: “Elazığlı Kemal Dorukoğlu, Cumhuriyet meydanına yakın olan İş Bankası şubesinin yerinde fırın yaptı. Hemen bitişiğinde de iki binayı kaldırdı. Asfalt işleriyle de uğraşan Dorukoğlu ailesinin bir kısmı unlu mamul işlerine bakıyordu. Yine o petrol kasabasının ilk lokantacısı Siverek-Hilvanlı Advan Yılmaz ustadır. Meşe-ağaçlardan Cumhuriyet alanına yaptığı lokantayı dün gibi hatırlıyorum. Bitlisli Nizam Barutçu buranın ilk yol müteahhittir. Şantiye yeri de şimdi ki 2000 iş merkezinin bulunduğu eski Belediye binası bitişiğindeydi. Gülistan caddesinde boş arsalar vardı, tek tük kerpiç bina dışında bir şey yoktu.”

Bu şehrin öyküsünü en iyi anlatanlardan Nuri Koyuncu’nun yarın da şehrin dününe dair ilginç anılarını sizlerle paylaşacağız.