SağlıkYetkilileri’nin sosyal medya hesaplarında:
“Omikrona takılma,
grip gibi bir şey;
test pozitifliği ve
vakalaryüksek de olsa
endişeye yer yok!
Daha dikkatli ol,
git aşını yaptır…” anlamında
demeçler hakim.
Anladığım: Omikron artık maskesiz,
ve aramızda serbestçe dolaşabilir.
VAKALAR ARTARKEN
Halk sağlığı ilkeleri ve
pandemi öğretilerine göre
vakaların 100 binlerde,
Hastaların binlerce,
ölümlerin her gün 200’lerde
olduğu günlerde
Omikronu görmezden gelmek
herkes için büyük risk.
Maalesef hastalığın yayılmasını
davetiye çıkarmaktır.
Herkes başının çaresine bakacak,
aşısını olacak,
olmak isterse,
tamam da…
Pandemi bireysel bir sağlık alanı hiç değil...
Pandemitopyekün mücadeleyi gerektirir.
Toplumu korumayı yönelik
sağlık politikalarıuygulanmaz ise
pandemi ateşi sönmez.
***
Hastalığı hafifletici politik söylemlerin
sonuçlarını yaşayıp, görüyoruz.
Şahidiz.
Vakalar hafif bile olsa,
omikronun hızlı yayılıyor.
Aynı anda pek çok kişinin hastalanıyor.
İş gücü kaybı,
İlaç,
Test,
Hastane masraflarını
Hesaba koyarsak işler zor.
Üstelik kopvid sonrası dönem bilinmiyor.
Kovid sonrası sendromu hastalığı.
AŞI ŞÜPHECİLİĞİ
Benzer söylemlerin aşının değeri ve
aşı zorunluluklarını şüpheli hale getirdi.
Bilim dünyasınca olumlu karşılanmayan
politik sağlık söylemleri
aşı konusunda da şüphelere neden oldu.
Nitekim aşılanma eğilimi düşerken,
testkuyrukları uzadı.
Kişilerin kafasında;
madem aşılandım,
niye hastalanıyorum sorusu var.
Oysa; veriler şimdiye kadar gösterdi ki,
Aşılı olanlar hastalansa bile
ağır hastalık geçirme ihtimali azalıyor,
yoğun bakıma alınma gibi durumlar
aşı olmayan veya eksik aşılılara göre
kıyasbile kabul edilemez.
TARİHSEL AŞI TEPKİSİ
Aşı şüpheciliği veya
reddiyesitutumu çok eski.
Geçmiş yıllarda ve halen; kabakulak,
kızamık ve kızamıkçık
aşılarına karşı duruş vardı.
Malum,otizme bağlama iddiaları.
Sonra aşı yaptırmayanlar arasında
kızamık salgınları patladı.
Pek çok çocuk hayatıyla ödedi.
Ana-babalar kafalarını duvarlara vurdular.
İş işten geçmişti.
***
Başka bir örnek ise çiçek hastalığı.
İnsanlar çiçek hastalığı aşısına karşı
o zamanın gazetelerinde
boyboykarşı bildiriler yayınladılar.
Hatta aşı karşıtı örgütler kurdular.
Örneğin; Amerika Aşı Karşıtı Derneği kuruluşu 1879
Zorunlu çiçek aşısına karşı
kamu kampanyasına yönelik olarak;
Bugünlerde duyduğumuz
bireysel özgürlüklerle ilgili bir sloganları kullandılar geçmişte.:
"Özgürlük verilemez, alınır."
Aşılamaya dayatma:'Bireysel özgürlüğün zalimce ihlali'
TARİHİN TEKERRÜRÜ
Şimdi çevremize, sosyal medyaya ve
meydanlara bakalım
Bu durum bize yabancı mı?
Elbette değil.
Aşı karşıtlığı, şüpheciliği
Günümüzün modern bir gerçeği gibi görünse de
kökenlerieskiye dayanır.
Tepkilerin hedefinde
kovid aşısını önemini vurgulayan
bilim insanları var ne yazık ki.
Geçmiş dönemlerde de şimdi olduğu gibi
Aşı karşıtı hareket,
sağlık yetkilileri tarafından yayınlanan
verileri sorguladı.
Politikacıları, doktorları ve
ilaç şirketlerini sağlık kaygılarından ziyade
ekonomik çıkarlarına ve bağlantılarına göre
hareket etmekle suçladı.
Geçmişin aşı yanlısı ve
karşıtı haber kupürlerine bakıldığında
tutumlarda pek bir değişiklik yok!
GÖRÜNEN KÖY…
Değişken sağlık politikası söylemleri,
hem de aşı karşıtı eylemlerin
aşılanma oranlarının
önemli oranda düşmesine neden olmaktadır.
Bu arzu edilmeyen durumların,
pandemininyeni Koronovirüs mutasyonları ile
hortlamasından ve
sürüp gitmesinden korkarız.