Eski zamanlarda,
sokaklarında oynadığımız
mahalleler aklıma düştü.
Bütün mahallenin çocukları
bir meydanda toplanır,
eve yakın bir alanda oynardık.
Şimdi mazide kaldı.
Geçen gün torunlarla
bir sokakta yürürken
sokağa çizilmiş sek sek karelerini rastladık.
Tabii fırsatı hemen değerlendirdiler.
Oynamaları için durduk.
Ne yazık ki sokağın iki yanında arabalar…
Pek işlek bir sokak olmamasına rağmen
oyun için güvenli bir yer olmadığı anlaşılıyor.
Bizden başka sokakta çocuk yok.
Peki mahallenin çocukları nerede?
Ebeveynler dertli.
Çocuğunun teknoloji bağımlısı
olmasından endişeli.
Peki sorumluluk kimde?
Çocuklukları teknoloji tutkusuna iten
aynı zamanda çocuk dostu alanların
kaybıyla da şekillenmiyor mu?
Üzüldüğüm konulardan biri
Çocuklar ve onların oyunları,
scooterları, tebeşirleri ve
zıplayan topları yok oldu,
yerini hızla artan trafik ve
park etmiş arabalar aldı.
Kapı önlerinde oynamayı kaybeden çocuklar,
doğanın gelişmek için tasarladığı keşif ve
fiziksel aktivite saatlerini de
kaybetmiş oluyorlar.
Aynı zamanda okullarda da
oyun oynamayı ayrılan
zamanın yavaş yavaş azaltılması ve
ekonomik kemer sıkma politikaları nedeniyle
gençlik merkezlerinin kapanması ile birlikte
çocukluğu derinden değiştiriyor.
Devam edecek