Değerli Okurlar, Ilısu Baraj gölünün suları Segirka ve Zorava çevresindeki ekili alanlara ulaşması ve onlarca Sera tesisini sular altında bırakması nedeniyle başlayan bir tartışma var. Köylülerin talepleri söz konusu.

Daha önce bu köşede bir değerlendirme yaptım ve köylülerimizin endişelerine dikkat çektim. 30 yıldır halkımızın karşısında olan ve çevreye duyarlılığıyla bilindiğimden bu konuda bana çok sorular sorulmaktadır.

Ilısu Barajı’nın doğal sonuçları ile karşı karşıyayız. Elbette araziler, önemli değerler sular altında kalacaktır.

Bu süreci artık değiştirmek asla mümkün değildir.

Barajla yaşamak zorundayız…

Baraj karşıtlığı yerine, hayatımıza giren barajdan bu kent nasıl yararlanabilir ve olumsuzluklarından nasıl korunabilir meselesine kafa yormalıyız…

DOĞAL SONUÇLARLA YÜZLEŞMEK…

Değişik toplum kesimlerinin çevrecilerden de beklentileri söz konusuydu ki Batman Çevre Gönüllüleri Derneği adına bir açıklama yapıldı. ‘Barajın doğal sonuçları ile yüzleşmeye hazır mıyız?’ başlıklı yazılı basın açıklaması yerel basınımızda yer aldı.

Sayın Valimiz ile bir ara kentin önemli çevre sorunlarını konuşma imkanımız olmuştu. Özellikle atıksuların arıtılmadan baraj gölüne akıtılmasının olumsuzluğu konusunda görüşlerimiz aynıydı. Bir Çevreci, doğasever aktivist olarak barajla yaşamak zorunda olduğumuzu belirtirken, bazı tedbirlerin alınmasını da isteyeceğiz.

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği adına yapılan açıklamaya tam destek verirken, mesajlarının bazı bölümlerini bilginize sunmak istiyorum: “Son günlerde yerel basın ve sosyal medyada yer alan haber ve bilgiler ile köylülerimizin tepkilerini dikkatle izlemekteyiz. Köylülerimizin, çiftçilerimizin baraj sularına karşı çıkma ve tepki gösterme gerekçelerinin, kendilerine suların bu kadar yükselebileceği konusunda herhangi bir uyarının yapılmaması, seralarının ve ekili alanlarının sular altında kalması, istimlak bedellerinin ödenmemesi veyahut açtıkları kamu davalarının henüz sonuçlanmamış olması, arazi ihtilafları ve zararlarının tazmin edilip edilmemesi meselesi olduğunu görüyoruz.

Edindiğimiz bilgilere göre Tarım Müdürlüğüne bağlı ekipler köylülerden zararları ile ilgili dilekçe ile başvuru yapmalarını istemişlerdir. DSİ yetkilileri de bu konuda köylülerimizin endişelerini giderecek açıklama yapmalıdırlar. Dernek olarak elbette çiftçilerimizin ve köylülerimizin mağdur edilmemesinden yanayız, ancak bu bizce beklenen sonuçlardı. Devasa bir barajın doğal sonuçları ile daha henüz yüzleşmedik.

Ancak su tutulmasına başlaması ardından artık her gün Hasankeyf örneğinde olduğu gibi tarihi ve kültürel değerlerimizin, bağ, bahçe, bostan ve köylerimizin, önemli varlıklarımızın neden sular altında bırakıldığı hususlarında sesimizi yükseltmedik. Balpınar, Segirka ve diğer köylerde on binlerce dönüm birinci sınıf tarım arazileri ile seraların sular altında kalması da beklenen bir sonuçtu ki saydığımız hususlarda zararlar tazmin edilebilir, köylülerimizin hak edişleri varsa tahsil cihetine gidilebilir. Ancak bizi asıl endişelendiren bundan sonraki süreçtir. Asıl barajın doğal sonuçları ile yüzleşmeye hazır olmalıyız.

Enerji üretimine paralel olarak Ilısu Baraj gölünde suların çekilmesiyle birlikte bahse konu on binlerce dönümlük alanların tamamen çamur/balçık ve bataklığa dönüşmesi, çevre yerleşim yerleri ile kentimizin sivrisinek ve karasinek yoğunluğuyla karşılaşması, sıtma ve benzeri hastalıklar ile ekolojik açıdan karşılaşabileceğimiz vahim durumlar için endişe etmekteyiz. Vatandaşlar ve kamu-kurum ve kuruluşları olarak bu yüzleşmeye hazır mıyız? Asıl bu konularda nasıl bir çalışma yürütülüyor veya yürütülmüş mü? Olası bataklıklar ve yaşanabilecek hastalıklar konusunda vatandaşlarımızı bilinçlendirme çalışmaları düşünülmüş mü, veya düşünülüyor mu?

Ayrıca Diyarbakır, Bismil, Kozluk, Beşiri, İkiköprü ve Batman’ın atıksularının (kanalizasyon lağım sularının) arıtmasız olarak baraj gölüne akıtılmasından dolayı yaşanacak kirlilik endişe kaynağımızdır.

Bütün bu hususlarda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının hangi tedbirler aldıklarını ve nasıl bir yol haritası çizecekleri konusunda kamuoyuna açıklama yapmalarını istiyoruz.”

Evet, açıklama önemli. Köylülerle görüştüğümde, Tarım Müdürlüğü elemanlarının kendilerini Vali emriyle bilgilendirdiklerini, hasarları için dilekçe vermemizi istediklerini öğrendim. Seralar, hazine arazisi tartışmaları, hak edişler, zararların tazmini kolay şeylerdir. Asıl halkımızın sağlığını ilgilendirecek olumsuzluklarla mücadele önemlidir.

Batman atıksuları sadece fiziksel arıtmadan geçiriliyor. Acilen Biyolojik ve Kimyasal arıtma için adım atılmasını bekliyoruz. Sayın Valimizin bu konuda olumlu düşünceleri vardı, kendilerine tam destek verilmesi gerektiğine inanıyorum. Çiftçilerimiz, köylülerimiz bilgilendirilmeli, bilinçlendirilmeli, su çekilmesinden sonra oluşacak bataklıklar ve olası olumsuzluklar, hastalıklar için önlem alınmalıdır. Barajla yaşamak zorundayız. Nimetiyle birlikte külfeti de olacaktır. El birliği, güç birliği ile her sorunu aşabiliriz temennisiyle