Dünden devam

Değerli Okurlar, dünkü yazımda uyuşturucu belasına dikkat çekerken, ‘Kristal’ adı verilen maddeye vurgu yapmış, emniyet operasyonlarına rağmen gençlerimizin madde esaretine girmesi üzerinde durmuştum.

Maalesef bana ulaşan bilgilere göre uyuşturucu belası sandığımızdan çok daha büyük.

Batı illerinde, büyük şehirlerde daha büyük ve vahim tablolar söz konusu.

Batının büyük şehirlerinde ‘Bonzai’ denilen uyuşturucuyu kullanarak birer ‘Zombi’ye dönüşen 500 bin bağımlının bulunduğuna dikkat çeken yazımı hatırlıyorum.

Batman’da ‘Kristal’ ve diğer uyuşturucu maddelerden kaynaklı büyük belayı savuşturmak için topyekün mücadele şarttır diye düşünüyorum.

Geçmiş yıllarda can emniyetim için ailemin ve yakınlarımın, bazı dostlarımın yaptığı uyarılar vardı.

Uyuşturucuyla mücadele için yazdığım yazılarla başımı belaya sokacağımı belirtip, uyaran dostlarıma verdiğim cevapların derlemesi şöyledir:

**

**

Uyuşturucuları uzaylılar Batman gençliğine servis etmiyor. Birileri sırf para kazanmak için nice ocaklar söndürüyor ve ne yazık ki toplum olarak seyrediyoruz…

Kentimizde, toplumumuzun geleceğiyle oynayanlar var. Ve bunlar içimizdeki, aramızdaki kötülerdir…

Emniyetin operasyonları yetmez. Bizlerin onları dışlamaları gerekiyor…

İçimizdeki, aramızdaki kötülerle mücadelede hepimize görevler düşüyor. Çünkü tehdit altında olan bizim çocuklarımız, gençlerimiz ve yarınlarımızdır…

Herkes evinde oturur, ‘bana ne’ der ve ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ zihniyetiyle hareket ederse, yarınlarda bu toplum korkuya teslim olacak ve çocuklarımızın geleceğiyle oynanacaktır. O nedenle hepimiz içimizdeki şer güçlere karşı kendi çapımızda duyarlı olacağız, olmalıyız ve aslında olmak zorundayız…

Kötü kişiler ya kendilerine gelir, içine düştükleri yanlıştan vazgeçer, çocukları ve çocuklarımızın geleceğiyle oynamayı terk eder, ya da bu kentten defolup giderler…

**

**

VAHŞİ KAPİTALİZMİN ÇARKLARI DÖNÜYOR…

Dün ne yazmışsam, bugün de o görüşlerimin arkasındayım. Bu kentin evlatlarının geleceğiyle oynayanlar, nice evlerde kaos yaratanlar en yakınlarımız olsa bile onlara karşı müsamahakar olmamalıyız…

Uyuşturucu trafiğinin herkesçe bir nedeni vardır, düşüncemin özeti şudur: Ne yazık ki ülkemiz vahşi kapitalizmin çarklarına kapılmış durumda. Adına serbest piyasa ekonomisi denilen ve tam da oturmayan sistem tek kelime ile nice kötülerin üremelerine zemin hazırlıyor, ‘hırsız’ üretiyor…

Bu sistem yüzündendir ki etraf hırsızlardan, soygunculardan, vurgunculardan, sahtekarlardan, geçilmiyor…

Kısa yoldan ‘köşeyi dönmeye’ çalışanlar var ki, onlar bu tür kötü yollara tevessül edenlerdir. Bunları millet olarak ibretle izliyor, elimizi taşın altına koymuyoruz…

Her gün tüyü bitmemiş yetimlerin parasıyla köşeyi dönenlerin, yolsuzluk yapanların haberlerini izliyoruz değil mi? Bunlar da aramızdaki, içimizdeki kötülerdir.

**

**

Peki tepkili bir toplum muyuz? Hırsızlık yapanlara, yolsuzluğa bulaşanlara tepkilerimizi ortaya koyuyor muyuz?

Ne gezer!..

Kim haram para ile köşeyi dönmüş, zenginleşmiş, şık elbiselere bürünmüş, altına son model otolar, jeepler çekmişse, ne yazık ki el üstünde tutuluyor. Böyleleri bir topluluğa geldiklerinde baş köşelere oturtuluyor, kendilerine göstermelik de olsa saygıda kusur edilmiyor.

Yalan mı?

Vahşi Kapitalizm sisteminin bir gözü kördür!..

Nasıl mı?

Bu sistemin sadece ‘maddeci’ gözleri görüyor. Sistemin ‘mana’ gözü kör olduğundan, her şey maddeci yaklaşımla değer buluyor…

Aramızda nice dindarlar olsa, camilerimiz tıklım tıklım dolsa, her yıl 1 milyon insanımızı hacca göndersek bile, ‘Allah korkusu’, ‘vicdan’, ‘merhamet’, ‘kul hakkı’, ‘helal’ ve ‘haram’dan söz etmekle toplumumuz değişmiyor. Çünkü dinin özünün vicdan, kul hakkına, amme hukukuna saygı olduğunu anlatanları kimse dinlemiyor. Allah ıslah etsin diye dua etmemiz de sonucu değiştirmiyor. Çünkü artık dualarımız da kabul olmuyor!..

Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Rabbim onları değiştirmez.

**

**

Dünya hayatında para kazanmayı amaçlayan, bu doğrultuda her türlü haram-meşru olmayan-parayı mubah gören, hedeflerine ulaşmak için toplumu ifsat etmekten çekinmeyen kirli odaklarla mücadelede bir gönüllü olarak yer almayı ibadet gibi değerlendiriyorum. Madde Bağımlılığıyla Mücadele Koordinasyon Kurulu’nun son dönemki toplantılarına beni davet etmeyenleri bir kere daha uyarıyorum. Soruyorum; kaç cesaretli, gönüllü var Batman’da? Yıllardır kalemimle şer güçlerin, toplumu ifsat etmeye çalışanların üzerine gitmeye çalışıyorum. Resmi kurulların kağıt ortamındaki pasif mücadelelerine önemli katkılar yaptığıma inanıyorum.

Bugüne kadar toplumu tehdit eden malum şer odaklarıyla mücadelede üzerime düşeni yapmaktan asla çekinmediğim gibi, inşallah bundan sonra da çekinmeyeceğim. Çocuklarımızı, gençlerimizi ifsat eden, toplumu helak etmeye çalışanlarla mücadelede kararlı ve cesur idarecilere ihtiyacımız olduğu gibi, cesur kalemlere de ihtiyacımız vardır.

Duyarlı, vicdanlı, gayretli insanlara selam olsun..