*Beşiri-Kıra Dağı eteğindeki Mor Kiryakus Manastırı, bu bölgede yer alan 80’e yakın Manastır ve kilise arasında şah eser bir yapıt.. İlk çağlardaki sınırı Dicle Nehri kıyısından başlayıp Suriye sınıra kadar uzayıp giden ve yönetim açısından Hasankeyf ilçesindeki piskoposluğa bağlı olan bölgeye ‘Turabidin’ deniliyordu. İşte Süryani Hristiyanlık kesimince kutsal kabul edilen eski Turabidin böglesindeki en uç noktasındaki manastır şu günlerde yeniden ayağa kalkıyor.

*Tarihsever Batman Valisi Hulusi Şahin’in ‘turizm’e kazandırılmasına yönelik Batman il sınırları içinde restorasyon çalışmalarını hızlandırdığı tarihi yapıtlardan biri de Ayrancı Köyü’ndeki manastırdır. Bu eser son restorasyonla inanılmaz güzelliğe bürünmüş. Manastrın üst bölümü tamamlanmış, şimdi de birinci kattaki zemin de çalışmalar son sürat sürüyor. Burası tamamlandığında belki de turizmin en önemli adreslerinden biri olacak.

SANAT DEĞERİNİN OLDUĞU MANASTIR

Üç katlı yapıdan oluşan Mor Kiryakus Manastırı restorasyonla müthiş bir görünüme kavuşmuş.

Batman Valiliği ile Dicle Kalkınma Ajansının destek verdiği ‘restorasyon’ çalışmaları tüm hızıyla sürdürüyor.

Çok değil, iki yıl öncesinde etrafında hayvan ahırları ve kümes hayvanlarının cirit attığı manastıra girmek imkansızdı.

Daha manastırın girişinde etrafa kötü koku veren hayvan dışkısı ve yer yer kerpiç evlerin üzerini örttüğü o tarihi yapı son günlerde tabiri caizse ayağa kaldırılıyor.

1960’lı Yılların başında manastır terk edildiğinde; o şaheser yapıtın bir bölümü yıkılmıştı.

Manastırda birbirine bitişik çok sayıda ve farklı ölçütlerdeki odalar da tabiri caizse hayvan barınağına dönüştürülmüştü.

TURİZME KAZANDIRILACAK ESER

Dehlizlerle yer altına uzanan ve  yer katıyla birlikte üç katlı bir yapıdan oluşan manastır dışarıdan dikdörtgen planlı, içten de geniş iki kare planlı,  kapalı bir avlu etrafında kemerli payendelerin gerisinde sayısız odalar dikkat çekiyor.

Manastır patrikinin yatak odası olarak kullandığı oda tavanını oluşturan sekizgen dilimli taş kubbenin, yıldızlı haçların mimarı yapısında üstün bir sanat değeri dikkat çekiyor.

4. Yüzyılda Halep’ten Turabidin bölgesinden gelip insanları vaftiz edip Hristiyanlaştıran misyoner keşişler, Mezopotamya ovasına hakim tepe ve kayalıklar üzerine manastır kurmayı gelenek haline getirmişler.

Kıra Dağı’nın Kuzey Mozoptamya ovasına bakan Doğu yamacına kurulmuş Mor Kiryakus Manastırı da böyle bir düşüncenin ürünüdür.

Bölgenin ilk manastırlarından biri olan ve inşaasından sonra yeni manastırların açılmasına ön ayak olan bu önemli eser olmuş.

İKİ BAŞKANLA MANASTIRDA SOHBET

Hafta sonu Ziraat Odası Başkanı Nizamettin Aydiş ile Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Hıvzullah Akdaş’la Manastırdaydık.

Müthiş eserin şu günlerde ayağa kalkması için Vali ve Belediye Başkanvekili Hulusi Şahin’in verdiği desteğe teşekür edenlerden biri de Fıstık Üretecileri Başkanı Hıfzullah Akdaş’tı.

Akdaş, aynı zamanda Ayrancı Köyü sakinlerinden.

Daha sohbete başlamadan Akdaş anlatıyordu;

“Bu tarihi mabedin restorasyonu bittiğinde köyümüzün de çehresi değişecek. Manastırın üst katı tamamlandı. Şimdi de sıra birinci katta. Restorasyon çalışmalara daha tamamlanmadan şimdi de dizi çekimi için sıraya giren film yönetmenleri var. Burası da Mardin-Midyat gibi belki de dizilerin çekim merkezi olacak…”

Batman Ziraat Odası Başkanı Nizamettin Aydiş de  manastırın ayağa kalkmasında emeği geçenlere teşekkür ediyordu ve şunları ve ekliyordu;

“Köyümüz az ötede. Babam 90 yaşını geçti. Çocukluğun da burada dini ibadetlerini yapan o azınlık topluluğu bize anlatır. Bu muhteşem yapı, bu çevreye inanılmaz bir ivme kazandıracak. Yeter ki bu tarihi eseri koruması bilelim...”

Manastırın girişindeki kemerli kapının üzerinde Süryanice yazılan taş kitabe dikkat çekiyor.

Suriye Halepli Salibo isimli şahıstan söz ediliyor.

Manastırın kesin yapım tarihi hakkında net bir bilgi yok.

Rivayetlere göre; 2 bin yıl öncesine kadar kurulduğu söylenen Mor Kiryakus Manastırının restorasyonu daha çok komşu ilçe Midyat’taki Süryanileri de heyecanlandırmış.

Kısacası; bu manastırdaki restorasyon  tamamlandığında; Ayrancı köyü ve çevresi ‘turizm’le adından söz ettirecek.

Bu tarihi esere geç de olsa dokunulmuş olması örnek bir adımdır.

Emeği geçenlere teşekkürler…